Marcus-İsviçre

80 11 45
                                    

Önerilen Şarkı: Hayloft II-Mother Mother

§ Marcus'un Gözünden §

Anne: Doktor olacaksın!
Marcus: Hayır olmayacağım!
Anne: Olacaksın dediysem olacaksın!!!
Marcus: Olmak istemiyorum, ben avukat olmak istiyorum!!

Yüzüme atılan tokatla ağlamamak için kendimi zor tuttum. Annemin her şeyime karışmasından bıktım usandım artık. Babam eve çok gelmezdi. Zaten o da fazla dozdan öldü. Avukat olsam ne olur yani? Ama asıl amacı kardeşlerimle birlikte kendilerini yaşatmak ve bunu anlamadığımı sanıyorlar. Benim daha iyi yerlere gelebilme yalanını söyleyip daha fazla maaş veren bir işe girmemi istiyorlar. Bu sayede ekmek elden su gölden diyip hazıra konacaklar.

Doğruca odama gittiğimde ilk işim köşeme çekilip ağlamak oldu. Artık ağladığımı duymasınlar diye sessizce ağlamaktan dolayı sesli ağlayamıyorum. Alışkanlık işte, ne yapabilirsin ki?

Annem normal bir kıyafet istediğimde ya da başka bir şey istediğimde almaz, ama sırf doktor olabileyim diye eğitim adı altında tüm test kitaplarımı alırdı. Ve bana göre işin en sinir bozucu tarafı ailemin yaptıklarını kimsenin bilmemesi. Ailemin eğitimime o kadar önem vermesinden dolayı öğretmenlerim dahil herkes anneme çok teşekkürlerini sunuyorlardı. Ama işin perde arkasını bilmiyorlardı.

Biz 3 kardeştik. Bir ablam bir de kız kardeşim vardı. Ben ortancaydım. Kardeşlerim anneme göre çok güzel insanlardır; demek isterdim maalesef. Bana zorbalık yapıp sürekli dalga geçerlerdi. Kardeşlerimin akademik başarısı zayıf olmasına rağmen annem onlarla çok daha yakından ilgilenir, ne isterse alırdı. Ne kadar çok kız-erkek gibi ayrımlardan nefret etsem de ev işlerini bile ben yapardım. Ama yinede bir kez bile övgü almadım. Hatta bırak övgüyü bir kez bile bana teşekkür ettiğini ya da 'Canım oğlum' dediğini duymadım.

Ayrıca okuldaki rehberlik servisi sayesinde düşük seviyede bile olsa anksiyetem olduğunu öğrenmiştim. Annem hastalığımı her ne kadar bilse de sürekli bana hasta olmadığımı söyler. Ama bu kendimi hasta hissetmemem için değilde hasta olmadığımı sanıp ona yük olmayayım diye söyler.

Bunun yanında Lilith adında sevdiğim bir kız vardı. Bana sürekli tıp okumak istediğini söylerdi. Sadece 1 hafta boyunca sevgiliydik ve annem beni onunla zorla ayırmıştı.

Yine yatağımın içine girmiştim. Neden bu kadar duygusal olmak zorundayım? Artık dayanamıyorum.

Madem zorla doktor olacağım neden psikoloji okumuyorum ki?

§ Ertesi Gün §

Yemekte aklıma gelen soruyu anneme sordum;

Marcus: Anne ben ben psikoloji okuyacağım.
Anne: Kabul etmiyorum! Ne demek psikoloji okuyacaksın?
Marcus: Lütfen anne.
Anne: Hayır dediysem hayır Marcus. Konu bitmiştir.

Annemin en sinir olduğum tarafı kardeşlerim de dahil kiminle konuşsa 'Konu bitmiştir' diyip üstüne laf kondurtmaması.

Yemeği bitirip bulaşıkları yıkadıktan sonra ders çalışmaya gittim. Bir kaç saat daha çalıştıktan sonra yatağıma girdim ve ileride hem benim isteyebileceğim hemde annemin kabul edeceği bir bölüm seçmeye başladım. Ama bu sefer 'Annem olsa ne derdi?' diyerek düşündüm.

Psikolojiyi kabul etmedi. Hemşirelik? Çakma doktorluk der. Laboratuvar? Öbürlerine göre fazla düşük maaşlı. Cildiye¹ ise bana göre fazla sıradan. Nöroloji, ürolojide çok farklı değil zaten. Acil olaylı olduğundan güzel ama ayaklı hasta kısmından dolayı yine olaysız olabilir. Ayrıca çocuk falan gelir ağlar hiç çekemem. Plastik cerrahiye estetikçi der. Bu karı şimdi el ve üst ekstremite cerrahisini² de küçümser. Beyin cerrahisi ise heyecandan hastanın beynini düşürme ihtimalim var. E ben daha ne yapayım ya. Aklıma gelen fikirle bir anda gözlerimi açtım.

Araftan Önceki Cehennem-CountryhumansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin