Alparslan - Türkiye

180 20 30
                                    

Önerilen Şarkı: Daddy-Korn

§ Alparslan'ın gözünden § (Türkiye'nin ölmeden önceki insan adı)

Babam olacak şerefsiz (Osmanlı değil) yüzünden dolapta saklanıyordum. Elinde içki şişesi ile yalpana yalpana;

Oç Babası: Alpar*hık*slan orada*hık* mısığn?

Korku içinde soğuk terler döküyordum. Derken yüzünü çevirmeden göz bebekleriyle dolaba baktı. O iğrenç sırıtışla "Orada olduğunu biliyo*hık*rum~"

İçki şişesini kafasına dikti ve dolabı açtı. Hayır. Hayır hayır hayır..

Kolumdan tuttuğu gibi yere fırlattı ve içkisinden yudumlamaya çalıştığında boş olduğunu farkettim ve sinirle boş içki şişesini kafamda patlattı.

Yüzüme doğru akan kanlara ve kafamın acısına bakmadan kaçmaya çalıştım. Ama aniden bacağımdan çekilerek yere kapaklanmam bir oldu.

Baba demeye utandığım varlık: Bunu yapmama*hık*lıydın.
Diyip kendine sürüklemesi bir oldu. Beni bıraktığında dövmeye başladı. Burnumdan ve ağzımdan dolayı yüzüm gözükmezken ardı ardına attığı yumruklarla ve özel bölgeme attığı tekmeler ise canımdan can alıyordu.

Birden durup beni kolumdan sürükleyerek yatak odasına taşıdı.

Küçük vücudumu soymaya başladı. Ben utancımdan minicik ellerimle vücudumu kapatmaya çalıştım. O ise kemerini bir anda çıkardı ve kemerle beni çırpmaya başladı.

Vücudum morluklar ve kızarıklardan görünmüyordu. Annem babamın yaptıklarına dayanamayıp intihar etmişti. Kız kardeşim ise babamın çok kez t*cavüzüne maruz kalmış ama her gördüğümde 'onu bırak, o masum. Onun yerine bana yap.' Derdim. Ve birgün ben okuldayken kardeşime sahip çıkamamış evde onu dövmekten öldürülmüş halde bulunca o an ofisine girerek sigara içen babamın yüzüne yumruğu çakmam bir oldu. 2 yumruk attıktan sonra bileklerimden tutarak beni altına aldı. Ve elindeki sigarasını kolumda söndürdüğünde acı içinde çığlık atmıştım.

Babam her seferinde eve başka kadınları getirip onlarla ilişkiye girerdi ve zavallı annem ise onları ağlayarak dinlerdi. Ve bizim kulaklarımızı kapatarak sürekli iyi olacağımız söylerdi.

Ama şimdi ortada ne annem vardı ne de kız kardeşim.

Annem cennet çiçeği kadar kırılgan ve narin, kız kardeşim ise beyaz gül kadar masum ve saftı..

Babam olacak o şeref yoksunu piçin pantolonunu indirdiğini gördüm.

Artık yaşamak değil ölmek istiyorum...

§ 4 yıl sonra §

Artık dayanılacak gibi değil. Sürekli hayatımı ve yaşayıp yaşamadığımı sorguluyordum. Artık bu son damlaydı.

Piç baba: GELDE BANA YEMEK HAZIRLA! Ben o zamana kadar geliyorum.
Alparslan: Hemen.
Demiştim korku içinde. Ama ilk defa ona yemek hazırlarken bu kadar mutluydum.

Yemeği hazırladıktan sonra son dokunuşları yaptım ve babamı çağırıp yemeği masaya koydum. Zaten küçüklüğümden beridir yemeklerim çok iyidir, bu yüzden sıkıntı olacağını sanmıyorum.

Ben onu pür dikkat izlerken yemekten bir kaşık aldı, iki kaşık, üç, dört derken beşinci kaşıkta kan kusmaya başladı. Ben ise tam karşısında sırıtarak ve gözümü dahi kırpmadan onun acı çekişini seyrediyordum. Eli boğazına gitti ve "NE KOYDUN YEMEĞİN İÇİNE!!" diye hiddetlendi. Ben ise sadece gülümsedim ve yerde acılar içinde kıvranan babamın yanına giderek ve ona tepeden bakarak korkunç bir şekilde sırıtıyordum.

Alparslan: Siyanür.
Baba ama şeref yoksunu olan: Seni oros-
Daha lafını bitirmeden bardaktaki kezzaplı suyu yüzüne döktüm. Olurda yemeği beğenmezse suyu içtiğinde geberir diye koymuştum.

Şimdi annem ve kız kardeşimin intikamını alma vakti.

Babam acı işinde kıvranırken ben yumruklarımla onu dövüyordum.

Alparslan: Bu kardeşim için.
Bir daha vurdum.
Bu annem için.
Tekrar ve tekrar, artık ne kadar vurduysam elim kanamaya başladı. Bayıltabilmişim sonunda. Daha sonra onu sürükleyerek benim yatmam için verdiği rutubetli ve karanlık odaya sürükledim. Bu karanlık odadan bir zaman sonra o kadar korkmaya başladım ki artık karanlıkta yatamaz oldum. Ama her 2 haftada bir odayı aydınlatan ay ışığı benim tek dostumdu. Mutfaktan aldığım satır ve bıçak ile tek tek uzuvlarını satırla kopardım. Bıçakla ise gövdesini boydan boya keserek organlarını çıkardım.

§ Bir kaç gün sonra §

Ceseti yakmayı düşündüm ama daha sonra vazgeçtim. Eninde sonunda yakalanacağım, değil mi? Derken içeri aniden gelen polisler ile irkildim. Etrafımı saran ve kaldır ellerini diyen polislerin dediğini yaptım. Beni sorgu odasına aldıklarında tek kelime etmeyip sadece boş boş masaya sırıtıyordum.

Polis Amca: Evladım konuş. Kendini yakacaksın, lütfen.
Dedi. Ama ben sırıtmaya devam ediyordum. Ve bir anda karşımda oturan polise bakarak tek bir kelime söyledim.

"Haketti"

8 yıl hapis cezasına çarptırıldım.

§ 8 Yıl Sonra Hapisten Çıkış §

Gardiyanlar beni dışarı çıkardıklarında kendimi özgür hissettim. Şu 8 yılda koğuştakilerin bana yaşatmadığı kalmadı. Sürekli dövülüyor ve köle olarak görülüyordum. Ama artık kurtuldum. İyi de şimdi nereye gideceğim?

Ben nereye gideceğimi bilmediğim için boş boş sokakta geziyordum. Derken karşımdaki manzara ile kanım çekildi. Gecenin bir köründe adam kadına zorla t*ecavüz etmeye çalışıyordu. Madem gidecek yerim yok neden tekrar geldiğim yere gitmiyorum ki dediğim anda adama doğru koşarak cebimdeki çakıyı ona saplamam bir oldu. Kadın bir an şaşırsada beni yakamdan tutup öfkeyle;

Kadın ama salak: NE YAPTIN SEN? O BENİM SEVGİLİMDİ! ŞİMDİ POLİSİ ARAYACAĞIM!
Alparslan: BÖYLE SEVGİ OLMAZ ANLIYOR MUSUNUZ!!
Aslında çokta önemli değil, değil mi?

Haketti.

Kadın korkudan kaçmıştı. Ben ise elimdeki sigara ile cesedin başında ayakta duvara yaslanmış şekilde duruyordum. Etrafımız polis ve ambulans sesleri doldurunca bu sefer hayatımın gittiğini anladım.

§ 2 Yıl Sonra §

Yeter! Yeter! Yeter! Artık dayanamıyorum. Peşimi bırakmayan geçmişim, köle yerine konulmam, eziyet edilmem, ıslak havlu ile her gün saatlerce dövülmem.. Allah'ım artık dayanacak gücüm yok. Artık yaşamam içinde bir sebep yok. O zaman neden hala buradayım ki?

Gece yarısı olduğu için herkes uyuyordu. Ben dışında.

Düşüncelerimden sıyrılıp ranzadan mutfağa doğru ilerledim ve elime bıçak aldım. Hızlıca tuvalete gittim ve bir kabine girip kapıyı kitlediğimden emin oldum. Elimdeki bıçağa bakarak;

"Canım annem, canım kardeşim. Bekleyin, ben geliyorum... tabi sizinle aynı yerde olabilirsek.."

Son cümlemi söyledikten sonra bıçağı boğazımın ortasına saplayarak sonsuzluğa gözlerimi yumdum. Derken dünyaya kundaktaki bebeğin vücuduyla bakınca bir an nerede olduğumu sorguladım. Yüzü yem yeşil ve 3 beyaz hilalin olduğu kadın bana parıldayan gözlerle bakarak;

??: bundan sonra senin adın Türkiye.

Türkiye.. ne kadar da güzel bir isim...

Araftan Önceki Cehennem-CountryhumansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin