Reyhan ve Mazhar: İçimizde Bir Düğüm

SAHNE 4 ve 5

SAHNE 4

Haluk abi, Deniz minibüsün yanında. Mazhar da onlarladır. Reyhan evin kapısından çıkar. Ev iki katlıdır. Alt kat kitapçı dükkanı. Tabela: REHO'NUN KİTAP DÜKKANI. Camda bir kağıt: "Askıda Kitap". Altında elle çizilmiş üç kitap resmi vardır. Camda başka bir kağıt: "İnternet Giremez". Reyhan evin kapısını kilitler. Elindeki anahtarla dükkanın kapısını açar. Dükkanın içinde şirin bir dekorasyon: Raflar, yerler, masa ahşap. Duvarlar güzel bir yeşil. Bir kenarda masalar ve tahta sandalyelerle dükkanda da kitap okunuyor. Bir sallanan tahta atla çocuk köşesi. Yerde bir el halısı. Duvarlarda tablolar, bir guguklu saat. Yerde sıra sıra dizilmiş içi kitap dolu poşetler vardır.

Mazhar: Haluk abi şu poşetlere bir el atalım.

İçeri girerler.

Deniz: Bunlar ne Reyhan abla?

Reyhan: Okuldaki çocuklara karne hediyesi. Hepsini tek tek imzalamak istedim ama yetişmedi. Dün geldiler ancak yayınevinden.

Mazhar: Artık arabada giderken yardım edersin Reyhan ablana Denizcim. Paket de yapılacaklar. Değil mi?

Reyhan: Evet tabi. Hediye paketleri de şu torbada.

Haluk abi ve Deniz poşetleri alıp çıkar. Reyhan da üç beş poşeti tutar. Mazhar bıraktırır. Reyhan bırakmaz.

Reyhan: Taşıyım işte.

Mazhar: Ya şimdi ne olur ne olmaz. Bilmiyoruz sonuçta. Taşıma sen.

Reyhan: Ne olmaz, ne olur, aman ya. Ne diyorsun yine?

Mazhar: Ağır kaldırma diyorum.

Reyhan: Ne olacak ki anlamadım.

Mazhar: Ben doktorum taşıma işte. Hadi.

Reyhan: Doktormuş, pabucumun doktoru. Tıp terk uzmanı. Hem doktorsan, bana mı doktorsun. Ben hasta mıyım?

Mazhar: Değilsin evet. Tamam hadi.

Dükkandan çıkarlar. Kapıda 'Kapalı' yazısı. Dükkanın tabelasına zum yapılır.

FLASHBACK...

SAHNE 5

Mazhar'la Reyhan'ın düğününden bir ay önce...

Akşam üzeri Ömer, Mazhar, Haluk abi mimarlık ofisindedir.

Mazhar: Düğüne bir ay kaldı. Şu ev işini halletmemiz iyi oldu. Ne güzel denk geldi öyle Anadoluhisarı'nda. Yakıncacık evler hepimiz için.

Ömer: Yalnız ben Ayşem'den daha fazla saklayamadım bu işi. Anladı bizimki. Bir aydır uğraşıyoruz sonuçta. Hem evler hem ofis hem dükkan.

Haluk abi: Reyhan bacım da bana soruyor artık ha. Siz bir işler mi çeviriyorsunuz, Mazhar bana söylemiyor diyor.

Mazhar: Evet zor idare ediyorum artık. Ama bugün yarın sürprizi yapıcam. Dükkanın boyasını tabelasını bugün hallettim.

Kapı açılır. Reyhan girer.

Reyhan: İyi akşamlar dost mimarlar. Mimar dostlar. Amaan işte. (Mazhar'a döner) Sen hariç tabi.

Mazhar: Niye ezdin ki beni şimdi sen. (Kalkar, Reyhan'ı sandalyeye oturtur.)

Reyhan: Eeh... Ne konuşuyordunuz bakayım? Ben gelince sustunuz gibi geldi.

Mazhar: Ne konuşucaz...