0.2

494 47 41
                                    



"Bira sevmezsin değil mi?" Başımı olumsuz anlamda salladığımda June bunu biliyormuş gibi kafasını sallayıp kepçeyi kırmızı içkiye daldırdı. Karton bardağa döktüğü içkiyi elime tutuşturduğunda ona teşekkür amaçlı yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Sevimli bir şekilde burnunu kırıştırarak gülümsediğinde ona doğru yaslanmıştım. Elini karnıma yerleştirip dudaklarını omzuma bastırırken önümüzdeki kişilerle sohbet ediyorduk.

Herkes yaz tatili başladığı için büyük bir mutluluk içerisindeydi, şimdiden dışarıdakı havuza atlayanlar bile vardı.

Açıkçası ben de çok mutluydum, üniversite bu sene resmen ızdırap gibi geçmişti. Kaldığım dersleri konuşmak bile istemiyordum, June ile birkaç salağa ayak fotoğrafı atıp para aldıktan sonra ailemize söylemeden yeni dönem bir daha sınava girmek için para yatırmıştık okula. Tabii ki bu muhteşem fikirden geriye kalan para ile de güzel bir alışveriş de yapmıştık.

İnsanların zevkleri çok değişikti, bazen ayağımın fotoğrafına bakıp boşaldıklarını düşündüğümde kusmanın eşiğine geliyordum.

Ama neyse benden giden bir şey yoktu.

"Jungkook söylemese bu partiden haberim bile olmayacaktı." Rue konuştuğunda söylediği ilgimi çekerken "Değil mi, benim de." diye mırıldanarak ona katıldım.

"Seni de mi o davet etti?"

İmalı bir şekilde konuşma tarzı ve ona eşlik eden gözleri suratına sadece anlamsızca bakmama yol açmıştı. "Jungkook kim?"

"Arkadaşım."

"Lisa'nın eski sevgilisi."

Üst üste söylediğimiz şey June'un kafasının karışmasına yol açmış bir şekilde gözlerini benim yüzüme çevirdi. Rue sıratarak bakarken ona olumsuz bir bakış atıp boğazımı temizledim. "Eskiden erkek arkadaşım, şimdi ise arkadaşım." Önemsiz bir şekilde mırıldanarak June'dan geri çekilip kepçeyi alarak yeniden içkimi doldurdum.

"Bana hiç bahsetmemiştin Jungkook hakkında?"

"Bir birimize her eski sevgilimizden bahsetmiyoruz ya." Omuz silkerek cevapladım, kafasını yana yatırmıştı gözlerini hala üzerimde tutmaya devam ederken. Neye takıdığını pek anlamış değildim. Sadece eski bir sevgili, neden ona bahsetmeliydim ki?

"Doğru bahsetmiyoruz ama onunla hala arkadaşmışsın. Benim tanımamam biraz garip geldi sadece."

"Amerikaya birkaç aydır döndü, iki yıl önce gitmişti."

"Aynen öyle." Rue konuştuğunda söylediğini onaylayarak bu konunun artık kapanması için elimle küçük oturma odasını işaret ettim. "Gidip koltuğa oturalım mı, ayakta durmaktan bacaklarım acıdı." Beni onayladıklarında insanlar arasından geçerek içeride birkaç kişinin olduğu oturma odasına geçmiştik.

"Hoşgeldiniz kızlar ve biz de hoşbuklduk."

James coşkulu sesi ile konuştuğunda bizimle içeri aynı zamanda giren üçlüyü gördüm. İlk göz göze geldiğim suratla birlikte nazikçe gülümseyerek onun gibi kafamla selam verdim. Yanına oturduğum kıza selam verirken gözlerimi Jungkook üzerinden geriye çekmiştim. "Baksana tam zamanında gelmişiz, aşağısı bok gibiydi." Noah konuşmaya devam ederek karşı koltuğa oturmuştu, Jungkook da onun yanına.

"İçkilileri karıştırarak shot yaptıklarını gördün değil mi sen de, iğrençti." June her zamanki enerjisi ile konuşurken Jungkook gözlerini kısıp ikimize bakıyordu. June da bunu farketmiş olacak ki "Bu ateş parçası neden bize havuz problemi çözermişcesine bakıyor?" diye sadece Rue ve benim duyacağım şekilde fısıldadı.

bad idea right? | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin