0.4

433 46 40
                                        


"Tavuk çok lezzetli olmuş. Sos hakkında konuşmak bile istemiyorum, bu salata bir salata mı yoksa bir başyapıt mı bilmiyorum." Ağzımdakı lokmayı çiğnerken başımı yana doğru yatırıp Jungkook'un abartılmış üzerine şişirilmiş anneme yemek ile ilgili yalakalıklarını dinledim. Annem sanki her iltifat ile daha çok şahlanırken durmadan teşekkür ediyor ve ne zaman isterse yemeğe geleceğinden bahsediyordu.

Bir insan hiç mi değişmezdi? Aynı yalakalık, aynı masa, aynı normal yemekler.

Bazen benimle evlenmek istediğini düşünürdüm çünkü aileme karşı bu kadar yalakalığın başka açıklamasını bulamazdım. Babam ilk zamanlar ondan nefret ederdi, dövmeler ve kaşında olan piercing hiç babama göre değildi. Sonra ise babama kendisini o kadar sevdirdi ki adam futbol gecelerine onu da çağırmaya başladı. Babam için maç geceleri kutsaldı, amcamdan sonra koltuğa geçip onunla futbol izleyen ikinci kişi olmuştu.

O zamanlar bu benim de işime geliyordu, Jungkook'u odama sokup istediğim kadar yiyişebiliyorduk. Çok fazla yiyişirdik, beni annemle babamın yatağında bile becermişliği vardı.

Şeytanlığından habersiz babam da onu 'oğlum' diye çağırırdı. Tabii babamın bu adam tarafından kızının kendi yatağında sikildiğinden haberi yoktu, üstelik 'annenlerin odasında yapalım' diye beni kendisi ikna etmişti.

Fantazisi bununla bitmemiş bir de beni babam ve annemin banyosunda küvetlerinin içerisinde bile sikmişti.

"Resim derslerin nasıl gidiyor, Lisa?" Bayan Jean'in tatlı ses tonu ile seslenişi beni düşüncelerimden uyandırırken suyumdan bir yudum alıp boğazımı temizledim.

"İyi gidiyor. Yaz tatili olduğu için gitmiyorum ama evde çalışmaya devam ediyorum."

"Hatırlıyor musun beni de nü çizme sözün vardı, onu da uygun olduğun zaman aradan çıkaralım." Jungkook'un düz sesi ile dediği şeyi annem ve Bayan Jean bir şaka olarak aygılayıp gülmüştü.

Şaka değildi. Gerçekten istemişti.

Göz devirip etimi keserek dudaklarıma götürdüm. "Siktir lezzet patlaması." Jungkook aniden oturduğu sandalyede sanki eriyerek kaymaya başladığında yüzümü buruşturarak normal bir şekilde yemeye davam ettim. Annem ise ona sergilediği küçük tiyatroya daha çok neşeleniyordu. Elini yumruk yapıp masaya vurarak doğrulduğunda bir anlık yerimde sıçrarken masada onu normal bir şekilde izleyen iki kişiye baktım.

"Küfürüm için özür dilerim. Sadece bu tavuk karşısında doğru kelimeleri bulmak zor." Kafasını yanlara doğru sallayıp uzun saç tutamlarını gözünden uzaklaştırdıktan sonra bakışlarını benimle buluşturmuş ve göz kırparak yemeye davam etmişti.

Bu oyuncu tavrı ile kendime engel olamayarak gülmüştüm sessiz bir şekilde.

"Hayatında birileri var mı, Lisa?" Bayan Jean konuştuğunda ağzımı açacağım sırada konuşmaya devam ederek bana engel olmuştu. "Tabii senin kadar güzel bir kızın peşinde koşan çok olur ama Jungkook bekar mesela. Yeniden düşünür müydün?"

Aniden ve açık bir şekilde sorduğunda gözlerim irice açılırken öksürerek peçeteyi dudaklarıma götürdüm.

"Evet, oldukça bekarım." Jungkook'un annesini onaylayarak bana cilveli bir bakış attıktan sonra yemeğine devam etmesi de başlı başına ayrı bir olaydı. Bayılıyordu böyle eğlencelere, bir şeyi ortaya atıp geri çekilerek yaşanan kargaşayı rahatça izlemeye.

"Ne yazık ki Lisa'nın bir kız arkadaşı var."

Annemin söylediği şeyle gözlerim sanki daha çok açılabilirmiş gibi irice açıldı. "Ne yazık ki mi?"

bad idea right? | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin