10-) Essex Yılanı

23 3 71
                                    

" Bir asker korkularını umursamayacak kadar cesur olmalı. Zihni bulandığında kendine gelebilmeli ve mantıklı düşünebilmeliydi. Çevrede dolanan yaratıklar karşısında canlı durabilmek için onlardan daha zeki olmalıydınız. Her hareketi hesaplamak ve uygulamaya geçirmek bir kişinin canına bedel olabilirdi. Veya sizin. Ölmek veya ölmeye izin vermek bir asker için yapması gereken fedakarlıklarla doluydu. En azından benim çevreme göre bu denge üzerinde sistem dönüyordu. Eğer başarılıysanız ve biraz adınızın namı dönüyorsa size olan bakışlar değişirdi. Bir anda gözlerinin önünde var olduğunuzu fark ederlerdi. İşte , artık sizde bir halkın üyesi olurdunuz. Lakin halk birleştiğinde acımasız bir silaha dönüşür. Sizi istemediğiniz yola sürükler istemediğiniz kararlar almanıza sebep olur ve başınıza çeşitli bela getirmekle kalmayıp dibe battığınızda da artık başlangıcınız ve bitişiniz onların gözü önünde bitiverirdi. Size layık görülen muhteşem son. Nesilden nesile devam eden ve ailelerin bile uyduğu halkın önemli parçası olan bu çark bana geldiğinde boynumu eğmemi ve onlara itaat etmemi beklemişlerdi. İşin gerçeği ise benim hiçbir zaman birine boyun eğecek kadar ruhsuz ve mutsuz olmadığımdı. Elbette bakışlarım ve çatık kaşlarımla her daim öfkeli gözükünce izlenim olarak nasıl biri olduğumu belli etmiyor olabilirim. Lakin beni her şeyden çok seven iki kız kardeşlerim beni çok iyi anlıyorlardı. Onlar için yapmayacağım hiçbir şey yoktu. Onlara olan sevgim , özgürlüğüme ve fikirlerime olan sonsuz tutkum beni insanlar tarafından uzaklaşması gereken kişi olarak gözükmeme neden olsa da çevrem babamın sağladığı ailelerden ötürü bu gibi problemler göz ardı ediliyordu. Babam soylular arasında belli kademe tanınırlığı ve giyim kuşamına olan düşkünlüğü ile belli bir ismi vardı. Her ne kadar iyi baba olmasa da bizim adımızı çıkmamızı engelleyecek veya insanların başımıza türlü belaları açma ihtimaline karşı bizi koruyacak belli bir birikimi ve zekası ile en azından iyi biri olmaya çalışıyordu. Annem ise sadece annemdi . Babamın arkasından onu ve fikirlerini desteklerdi. Açıkçası onun kendisine ait herhangi bir fikri olduğunu duymamıştım. Veya sevgi dolu tavırlarını. O her daim kendi ailesini ve evi kontrol altına alması gereken biriydi. Babam onunla nasıl ve şekilde evlendiğini düşündükçe mantığa yatar bir sebep düşünemiyordum. Babam bile anneme nazaran daha sıcak davranmaya çalışıyordu. Yaşlandıkça bunu bize kendisi direk de söylemişti. Onlara kızamazdım. Yaşadığımız şehrin insanlarını ve işlerini düşününce kendinizden çok şey feragat ediyordunuz. Babam vaktini annem ise sevgisinden feragat ederek bizi yetiştirmişlerdi .

Ben bunlara karşı herhangi bir çekingenlik veya öfke duymasam da kız kardeşlerim üzerine verilen ilgiden tatmin olmadıklarından her daim olay çıkaracak birer hanım efendiye dönüştüklerinde ben asker olabilmek için girdiğim eğitimi başarıyla bitirmiştim . Eve döndüğümde içeride büyük problemlerin olduğunu biliyordum. Babam içeride ağlıyor annem ise babam dinlensin diye onun yerine kız kardeşlerimi haşlıyordu. İçeri girdiğimde konuşmasını kesen annem şaşkınlıkla beni süzdüğünde sanki kendi oğlu değilmişim gibi beni karşılamıştı . Neler olduğunu ve kardeşlerime neden bağırdığını sorduğumda beklentiyle dolan surat ifademin sertliği ile sarsılan annem bir süre ne diyeceğini bilemeyerek araladığı dudaklarını şapırdatmış ardından bana olayları anlatmıştı.

Ben gittiğim de babam artık üzerine düşen ağırlığı hafifletmek istemiş ve çalışanlarına yerine geçebilmesi için artık asker olacak oğlu adına izin istediğini duyurmuştu. Bunu duyan arkadaşları kutlama yemeği yaptığında kasabada yeni olaylar olmuştu ki iyi bir şey değildi. Genellikle. Bunun sebebi kasabamızın kuruluşundan itibaren askeri politikasıyla kurallar düzenlenmişti. Başımızda bir yönetici aynı zamanda en büyük komutanımızdı. Onun sözünden çıkamazdık . Doğal olarak yakın köy şehir ve bir sürü minik minik kasabalar böyle bir şehrin kurulmasına karşı çıktılar. Çünkü ülkenin bize aitmiş gibi davranıyor izinsiz kasabalara ve yabancı bölgelere askerleri sokuyorduk. Bu yüzden yeni insanlar belli bir amaç doğrultusunda gelirdi.

KOZA : Geçmişin KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin