"Millilerimiz turnuvanın Avusturya ayağında Çin ile oynadıkları 2.hafta maçını 3-1 kaybetti. Maçın ardından antrenör Herman Sergona açıklamalarda bulundu."
Yorumlara bakmayacağıma dair kendime söz vermiş olsam da telefonu elime aldığım gibi ilk işim bunu yapmak olmuştu. Antrenörün açıklamasını gözümü devirerek izledim, hücum gücümüzün düşmesinden bahsederken benden ve Mira Abla'dan bahsettiğini biliyordum. Neyse ki pasların da kalitesine değinmeyi ihmal etmemişti. Maça bir set girmiştim ve her şeyin benim üstüme kalmasını ben de beklemiyordum.
Korkarak yorumları açtım, en çok beğenen yorumlarda gözlerimi gezdirdim.
"Ya abicim ne anlatıyorsun sen be? Filenin üstüne gidecek derecede öne pas atan pasörün var sen smaçörlerinden ve çaprazlarından o pası değerlendirmesini bekliyorsun. Gözün biraz açılsın da Sare'yle Ece'yi değiştir diye büyü bile yaptırmayı düşündüm. Maçı verdin be! Hiç konuşma şimdi bilmiş bilmiş!"
"Mira Şimşek formdan düştü, Lalin'e forma imkanının daha çok verilmesi lazım. Pasörün hatası yüzünden Lalin'i de harcadı bu adam. Antrenör böyle kararlar verdiği sürece tutunamayız turnuvaya."
"Kimi abarttıysak aynısı oluyor derken boşuna konuşmuyordum. Alın işte bir maçı çevirdi diye göklere çıkardığınız Lalin'e bakın."
"Lalin'i linçleyenlere acil voleybol kursu desteği."
"Herman Sergona, rica etsem bi siktir olup gider misin?"
Son yorumu okuduğumda yüzümdeki tebessümü engelleyemedim. Beni linçleyenler kadar anlayan da vardı. Bu beni biraz rahatlatmıştı.
Maçtan sonra bir güzel azarımızı işitip otelimize döndükten sonra kendimi duşa atmıştım. Hayatı sorgulama seansımı gerçekleştirip nihayet duştan çıktığımda eşofmanlarımı giyip yatağa yayılmıştım. Oda arkadaşım Özge hala yoktu, ben de ortalıkta Aşk-ı Memnu final sahnesi ruh halimle geziyordum. Daha fazla yorum okumamaya karar verdim. Instagram ana sayfama döndüm ve takım arkadaşlarımın maç öncesi paylaştıkları bol motivasyon içerikli hikayelere içli içli baktım. O an içimden hikaye atmak geldi, basit bir selfie çekilip fotoğrafın üstüne "Üzülsek de var bu sporda kazanmak da kaybetmek de." yazdım. Hikaye atıp telefonu kenara koydum. Ardından ayaklanıp camdan dışarı baktım.
Bir süre batan güneşi izledim. Bir sporcu olarak başarılı olmak istiyorsam moralimin bozuk olmaması gerekiyordu. Hep yüksek motivasyonla çıkmalıydım o sahaya. O yüzden kafamı dinledikçe iyi geldiğini hissediyordum.
Gelen bildirim sesiyle odağım tekrar telefonuma kaydı ve hemen bildirimi açtım.
+905****: Kendine gelebildin mi?
+905****: Hikayeni gördüm.
~lalingunduz: İyiyim
~lalingunduz: Sorun yok
~lalingunduz: Sadece sinirlendim biraz.
+905****: İnan bana haklısın.
+905****: Bunu izleyen çoğu insan anlayabilir.
+905****: Antrenörün de anlayacak.
~lalingunduz: Nasıl bu kadar eminsin?
+905****: Her ne kadar etkilenmediğini de söylese
+905****: Etraftakilerin yorumlarından oldukça etkileniyor antrenörünüz.
+905****: Hatasını anlayacak.
~lalingunduz: Peki bu ne zaman olacak?
~lalingunduz: Daha ne kadar kaybetmemiz gerekiyor?
+905****: Sabret.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENDİN Mİ KADERİ?
Short Story+905****: Uzun zaman oldu. +905****: Merak ediyorum +905****: Yenebildin mi kaderi Dorothea?