0.4 | cold nights

60 11 31
                                    


üç ay önce

"sehun, neredesin?" jisu, zifiri karanlıkta ortağını arıyordu. her zaman yaptığı gibi, kumar oynayıp geri dönmesi gerekiyordu fakat jisu bu sefer onu bulamamıştı.

büyük evde, merdivenleri çıktı. ışıkları açmayı denemişti fakat elektrikler gitmiş gibi görünüyordu. üst kata çıkıp odasından telefonunu aldığında telefon flaşını açtı. oda oda dolaşıyordu, en son girdiği odadan tam çıkacakken uzun zamandır aradığı kişinin sesini duyup ona döndü.

"beni mi arıyordun, lia-sshi?" jisu, karşısındaki adamın elinde tuttuğu paralara baktı. kendisine ait olan çekmecenin açık olduğunu gördüğünde içinden geçirdiği şeylerin doğru olmamasını umdu.

"onlar, benim mi?" diye sordu, sesi titriyordu neredeyse. "evet güzelim, bunlar senin."

sehun, psikopatça gülümseyip kıza yaklaşmaya başladığında jisu hareket dahi edemedi.

"yoksa, hayatımın en büyük kumarından kazandığım parayı gerçekten senin aptal annenin ameliyatı için harcayacağımı mı düşündün?" jisu, duyduklarının şokundan çıkıp elini beline getirdi. sehun, kızın hareketlerini gözlüyordu.

beline attığı eliyle arkasında sakladığı bıçağın ucundaki sargıyı açtı yavaşça. sıkıca tuttu ve sargıyı yere fırlattı. sehun onun bu hareketine gülüp kendi bıçağını çıkartırken konuştu. "gerçekten bana güvenmiş olman ne kadar ezik biri olduğunu gösteriyor." ilk hamlesini kızın bacağına yaptığında, jisu aniden savunmaya geçti.

sehun bir yandan paraları tutarken bir yandan diğer elindeki bıçağı kullanıyordu. jisu, bir diğer hamlesini sehun'un sırtına doğru yaptı.

bu taktiği, aylar önce büyük bir adamla savaşırken izlediği çocuktan öğrenmişti. bıçak sehun'un sırtını neredeyse yardığında inledi. jisu bunu fırsat bilip adamın elindeki parasını almaya çalışsa da başarısız oldu. karnına saplanan bıçak yere yığılmasını ve sehun'un kaçmasını sağladı.

günümüz

minho ve jisu, kasaya doğru giderlerken diğerleri dağılmış, sehun'un gelmesini bekliyordu. changbin ve chaeryeong beraber sahte olanı gerçek kasanın yerine yerleştirdikleri sırada minho ve jisu gerçeği korumakla meşguldü.

chan kapının yanındaki cama yaklaştı, hyunjin'in gözü üzerindeydi.

"bir şey var mı?" diye sordu ryujin.

"şu anlık hayır."

chan, hyunjin, ryujin, yeji ve felix sehun'un gelmesini beklerken, seungmin ve jisung sehun'un yapabileceği her hamleye karşı saklanmışlardı. jeongin, yuna ile kamera odasındayken, changbin ve chaeryeong, minho ve jisu'dan aldıkları orjinal kasayı otel dışına çıkartıyorlardı.

"sehun'un aklına gelebilecek bir yere koyalım." dedi jisu kasayı tutmaya çalışırken.

"aklına gelebilecek bir yere koyarsak şüphelenir. orjinal kasanın yerine koysak?"

"onu da anlar" minho iç çekti. "ne yapacağız o zaman?"

jisu, aklına gelen fikirle sırıtmaya başladığında asansöre doğru ilerliyordu. "hey, nereye?" minho'nun seslenişlerini görmezden geldi.

üçüncü kata çıkıyorlardı. asansör durduğunda koridorun sonundaki odayı açtı jisu. minho, jisu'da neden bu odanın anahtarı olduğunu anlayamasa da itiraz etmedi ve içeri girdi. jisu'nun yönlendirmesiyle kasayı odanın bir yerine yerleştirdiler.

"neden burası?"

"bak şimdi. sen çocukların yanına iniyorsun, sehun geldiğinde ise paniklemiş gibi yapıp benim nerede olduğumu soruyorsun. sehun'un dikkatini çektiğin zaman da bu odaya koşuyorsun. anladın mı?" hayır, anlamamıştı. ne yapacağını değil, neden bunu yapacağını anlamamıştı fakat jisu'nun bir bildiği olduğunu düşünerek onu onayladı.

wild wild west, skz X itzyWhere stories live. Discover now