2.4K 393 98
                                    


Evlerinin dış kapısından gelen sesle yüzüne tebessüm kondurmaya engel olamadı Taehyun. Son birkaç gündür Beomgyu'nun sessini duyup yüzünü gördüğü an bu yaşanıyordu kendi içinde. Hoşlandığını anlamıştı zaten, kabullenme aşamasını geçmişti. Geriye sadece tek bir şey kalmıştı.

"Merhaba efendim." gelen sesle kıkırdadı ve odasından çıkarak ara hole baktı. Beomgyu saygıyla eğiliyordu annesine karşı. Fakat annesi onu durdurup anında kollarının arasına almıştı, sıkıca sarılıyorken özlemle konuştu, "Oğlum! Hoş geldin."
Taehyun ikiliyi bu şekilde gördüğünde içinin sıcacık olduğunu hissetti, iki sevdiği kişi gerçekten iyi anlaşıyordu.

Annesi şu ana kadar Taehyun'un hoşlandığı, beğendiği kişileri ya da flörtlerini biliyordu. Alexa'yı sevmiyordu mesela, o yüzden hiç tanıştırmayı düşünmemişti. Soobin ve Beomgyu'yu arkadaşları olarak ayrı ayrı tanıştırmıştı uzun zaman önce. Soobin'i de çok seviyordu fakat Beomgyu'ya karşı hep daha da sevecen olmuştu. Annesi onu sevdiği için daha da mutlu hissediyordu.

"Özlemişim seni Beomgyu, nerelerdeydin?" diye sordu Bayan Kang. Beomgyu dudaklarını birbirine bastırdığı an annesi yine lafa atladı, "Kesin Taehyun boşlamıştır. O kızdan vakit mi kaldı sanki." Bu mevzunun Beomgyu'yu kötü hissettireceğini bildiği için sessiz kalmak yerine yanlarına adımladı ve "Anne." dedi uyarırcasına.

O an Beomgyu ile göz göze geldi. Saçında tatlı bir toka vardı, kestane saçlarıyla şeker durmuştu. Kaşları çatıldı, sinirli gözüktüğünü sanıyordu fakat aksine tatlıydı bu hâli Taehyun'a karşı. "Yataktan çıkma demedim mi ben sana?" annesini umursamadan Taehyun'u azarlerken, Taehyun ellerini kaldırdı havaya doğru bir suçlu edasıyla. "Sakin ol. Hasta bile değilim ki."

Beomgyu omzunu silkti ve kontrol etmek istercesine şöyle bir göz gezdirdi. Ardından bir şey olmadığına kendi kendine kanaat getirirken, "Bayan Kang, içecek almıştım. Sohbet ederiz değil mi?" diye sordu dikkatini tamamen annesine vererek. Taehyun bu duruma da gülümsedi, aptal gibi gözüktüğüne emindi dışarıdan. Fakat engel olamıyordu kendine.

"Tabii ki oğlum, geç sen balkona. Geliyorum ben de." yanıtını alınca gülümseyerek yolunu bildiği balkona ilerledi Beomgyu. Taehyun'un ailesiyle gerçekten çok iyi anlaşıyordu. Hepsi onu seviyordu, bu yüzden içi içine sığmıyordu. Eh, kimin hoşuna gitmezdi ki bu durum?

Hoşuna giden biri daha vardı, o da Taehyun'du. Ailesiyle onu böyle görmek zaten en başından beri onu sevindiren bir durumdu. Ancak işin içerisine duygular girince, daha da önemli bir detaydı bu onun için. Dudaklarına bir tebessüm konduruyor ve içinin sıcacık olmasına engel olamıyordu. Annesinin de çoktan balkona gitmiş olmasıyla elini ensesine götürüp kaşıdı ne yapacağını bilmezcesine. Ardından o da yönlendirdi adımlarını ikilinin olduğu yere.

Sessiz adımlarla balkonun aralık kapısına baktı. Salonlarıyla birleşik olduğu için kapıya yaslandı ve kollarını önünde birleştirerek izledi önündeki bu manzarayı. Annesi ve Beomgyu sohbet ediyorlardı, aslında Beomgyu konuşuyordu. Hem utangaç tavırlarla bir şeyler anlatıyordu, hem de utanmasına rağmen sesini yükseltmesine engel olamıyordu. Heyecanlı olduğu anlarda istemeden yaptığı bu hareket karşısında ise bayan Kang gülümsüyordu kocaman ve onu dinliyordu.

Arada tepkiler veriyor, arada konuşmaya katılıp sürdürüyordu. Hararetli bir konu konuştukları belliydi, olmasa bile Beomgyu öyle anlatıyordu. Ellerini heyecanla sallıyor, mimiklerini de ona göre kullanıyordu. Kahkaha atarak içeceğini yudumlarken, Bayan Kang yapmış olduğu kekin tabakta bitmesiyle sıcak dilimlerini yeniden koyuyordu ortaya.

Dumanı ikilinin arasından yayılıp salona doğru uzandı. Rotası ise kapıya yaslanan Kang Taehyun'a kadar sürdü. Kekin kokusu burnuna dolarken, tanıdık hisle gülümsedi. Önceden de böyle olurdu; ikisi sohbet eder, Taehyun ise yüzünde asılı kalan tebessümüyle izlerdi onları. Şimdi de aynıydı.

Ancak tek fark, önceden arkadaşı olarak gördüğü için düşündüklerinin sıradanlaşmasıydı. Şimdi ise sadece gülümseyerek kalbinin hızlanmasına müsaade ediyordu Taehyun. Farkında olmadan kalbini hızlandırıyordu karşısında annesiyle sohbet eden genç oğlan.

Tam o an gözleri buluştu ikilinin. Beomgyu, onun için kendisinden vazgeçme raddesine kadar gelmişken şimdi eskiye dönmüş gibi hissediyordu. Taehyun ise, karşısındaki oğlanın kendi olduğu savunmasız anlarını yakaladığı için mutluydu.

O gün de böyle sürdü; Beomgyu, en doğal hallerini gülüşlerine katarak bıraktı balkona. Taehyun ise eksik etmediği gülümsemesiyle izledi bu manzarayı. Bir de kalbinin her seferinde bir öncekinden daha da hızlanmasını umursamayarak.

flawless, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin