2.Bölüm

3 1 0
                                    

Keyifli okumalarr ^_^

____________________________

Düşünmeyi sonraya bırakıp masadan kalktım ve kahve almaya gittim. 'amma da uzak yere oturmuşsun, şimdi tıpış tıpış kahveni git al!' İç sesim yine haklıydı çünkü resmen kafeteryaya girdiğim gibi kendimi duvarın dibindeki masaya atmıştım.

Kahve almak için sıraya girmeme gerek yoktu çünkü kimse yoktu. Bu yüzden direkt kahve için kafeterya çalışanına döndüm ve "bir sade filtre kahve alabilir miyim?"dedim.

Sabah çıkarken bir şey yemedim ama stresten bir şey yiyebileceğimi sanmıyordum. Çalışan bana dönüp " tabii" dedi ve ekledi "seni daha önce burada görmedim, yeni misin?" Cevap olarak da "iş görüşmesi için geldim." dedim.

Kahveyi uzattı ve gülümseyerek  "bu arada ben Alp, bir şeye ihtiyacın olursa buralardayım."dedi.

Ben de tebessüm ederek " ben de Deniz, memnun oldum ve teşekkür ederim."dedim ve kahveyi aldım. Lakin kahve fazla sıcaktı. Bu yüzden kafenin boş olmasını fırsat bilerek tabiri caizse uçarak masama gitmeye çalıştım.

Koştuğum için önümü göremiyordum.'ha gayret Deno, ulaşmak üzeresin. Okyanusu geçip derede boğulayım deme!' Tam  masama ulaşacakken biriyle aniden  çarpıştım. Elimdeki kahve onun üzerine ve elime dökülmüştü. Erkek olduğu belliydi. Kafamı kaldırıp ona baktım. Adeta donup kalmıştım.

Kendime gelip "çok... çok üzgünüm beyefendi. İsteyerek olmadı. Kahve çok sıcaktı."dedim ve çantamdan ıslak mendil çıkarıp adama uzattım.

O ise elimdeki ıslak mendile bi bakış atıp"Fark ettim."dedi sitemli bir şekilde ve devam etti"elinize bir şey oldu mu?" O diyene kadar elime de döküldüğünü unutmuşum. Boş boş ona bakıyordum. Hemen toparlanıp"Ha elim iyi ya elime bir şey olmadı." Aslında elime neredeyse kahvenin yarısı dökülmüştü ama çok acımıyordu. Acısa da önemseyecek hiç   kimse yoktu.

Alışmıştım.

Bir süre süren sessizlikten sonra"ben artık gidip üstümü değiştirsem iyi olacak."dedi. Kafamı sallayıp "tekrardan çok üzgünüm beyefendi, özür dilerim."dedim. O da kafasını sallayıp "mühim değil."dedi ve gitti.

'analar neler doğuruyor be.'Ben ise arkasından bakakalmıştım. Adam cidden yakışıklıydı. Bir kere sarışın değil kumraldı. Beyaz tenli,kahverengi saçlıydı ve saçları sanki elimi daldırsam elim içinde kaybolacak gibi gözüküyordu. Yüzü pürüzsüzdü, tek bir ben bile yoktu. Gözleri kahverenginin eşsiz bir tonu gibiydi çünkü içinde yer yer sarılıklar vardı bu yüzden  cam gibi gözleri vardı.'sen de ne ara bu kadar bakmışsan' "sus iç ses" diye kızdım. Yanımdan geçen bir kadın bana tuhaf bir bakış attı ve yoluna devam etti.

Bu arada buranın kalabalıklaşrığını fark ettim ve öğle molasının bittiğini düşünerek danışmadaki kadının yanına geri döndüm.
Benim geldiğimi gören kadın bana bakıp telefonla birini aradı. Konuşmasını bitirince masaya bir kart bırakıp bana döndü." 3.katta  orta yaşlardaki Saliha Hanım sizi bekliyor. Bu kart da tek kullanımlık yani asansör sizi yukarı çıkarıp indirdikten sonra atabilirsiniz çünkü bir işe yaramayacak. 3.kata çıktığınızda birilerine sorarsanız size yerini gösterir."dedi. Kafamı sallayıp "teşekkür ederim."dedim ve gülümsedim.

Bir şey demesini beklemeden kartı önümdeki turnikelere okutup asansörlere doğru yürüdüm. Fark ettiğim diğer şey ise merdivenlerin olmadığıydı. Bu bana tuhaf gelmişti. Sonuçta asansör fobisi olan biri burada ne yapabilir ki?

3.kata basıp asansörün gelmesini bekledim. O sırada asansör geldi ve birkaç kişi asansörden indi. Ben de hemen bindim. Asansörden indim ve yanımdan geçen bir kıza Saliha Hanım'ı sordum. Bana yerini söyledi.

Söylediği yere gittiğimde orta yaşlı olduğu belli olan ama hala genç gibi görünen bir kadınla karşılaştım. Yanına gidip "merhaba."dedim. Kadın bana gülümseyerek bakıp "merhaba, hoş geldin gel bakalım" dedi. Kadını takip ettim ve odası olduğunu tahmin ettiğim bir yere gittik.

Bana bakıp "bir şeyler içer misin?"dedi. Kafamı iki yana sallayıp gülümseyerek" hayır, teşekkür ederim."dedim.

"O zaman konuya giriyorum" dedi. Kafamı devam edin anlamında salladım. "İş için geldiğini biliyorum ama maalesef başka birini işe aldık."dedi. Gerçekten üzgün gibi duruyordu. "Sorun değil hanımefendi" dedim ve gülümsemeye çalıştım ama başarılı olamadım çünkü sorundu...

Ayağa kalkıp gidecekken"ama hala bir çalışana ihtiyacımız var. Eğer sen de kabul edeceksen şirkette getir-götürü yapacak birine ihtiyacımız var. Getir-götürden kastım dosyaları götürme, arşivden dosya alma falan. Çünkü içimden bir ses bu işe gerçekten ihtiyacın var diyor."

Kadına sarılmamak için kendimi zor tutuyorum." Çok teşekkür ederim, gerçekten bu işe ihtiyacım vardı. Ne kadar büyük bir yardım ettiğinizi bilemezsiniz."

Bana işle ilgili detaylar verdi ve ne zaman çalışacağımı sordu. Hemen bugün çalışacağımı söylediğimde biraz şaşırmıştı. Ona hala 'hanım' dediğim için bana rahat olmamı söyleyip ona abla demem gerektiğini de eklemişti. Utana sıkıla kira işini söylediğimde kadın bana avans verilebileceğini söyledi. Bu kadın gerçekten çok iyiydi.'dünyada hala böyle insanların olması güzel, dünyanın böyle insanlara ihtiyacı var.' diyen iç ses yine haklıydı.

KIR ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin