Seungmin, karşısına oturtmuş olduğu bebeğe "Saori aç bakalım ağzını. Uçak geliyor, aaa." diyerek kaşığı uzattığında bebek kaşıktakini yemek yerine ona tatlı tatlı gülmüştü. Bebeğin bu hareketi Seungmin'in bıkkınlıkla iç çekmesine neden olmuştu, hemen hemen son yarım saattir Saori'ye yemek yedirmeye çalışıyordu ki başarısız olduğu açıkça ortadaydı.
Seungmin isyan edercesine "Hadi ama Saori ye artık, Seungmin abinin işi var." dediğinde bebek yine sadece gülüyordu.
Seungmin tekrar iç çekmiş, kaşıkla kaseyi yere bırakıp kollarını birleştirmiş ve kaşlarını çatmıştı. Dudaklarını da büzüp kafasını başka yöne çevirmiş, "Küstüm sana, hiç bana yardımcı olmuyorsun." diyerek omuz silkmişti.
Bebek gülmeyi bırakıp yeşil büyük gözleriyle merakla ona bakmış, kolunu ona doğru uzatmıştı. Seungmin, onun bu sevimli hâline dayanarak oyununu devam ettirmiş ondan biraz uzaklaşarak bebeğin elinin havada kalmasına neden olmuştu.
Bebek bir eline bir de Seungmin'e tekrar bakmış ağlayacak gibi dudaklarını büzerek sessizce yerinde durmuştu. Seungmin onun ağlayacağını görünce hemen yanına geri yaklaşmış ve onun yüzünü avuçları içerisine almıştı. "Saori, ağlama sakın bebeğim. Ben sen yemeğini ye diye öyle yaptım. Yemeğini yersen küsmem ki hiç."
Bebek tekrar gülümser gibi olduğunda o da gülümsemiş, "Yemeğini yiyecek misin?" diye sormuştu. Bebek usulca kafa salladığında tekrar kaşığı ve kaseyi eline almıştı. Kaşığı havada gezdirip sonra Saori'nin ağzına doğru uzatmıştı ve o da yemişti. Aynı hareketi tekrar ederek bebeğe tüm mamayı bebeğe yedirdikten sonra kabı yanındaki masaya bırakmıştı. "Aferin sana."
Ayağa kalkıp bebeği de kucağına alarak sırtında elini gezdirmişti. "Uyumak ister misin bakalım şimdi?"
Bebeğe baktığında onun büyük yeşil gözleriyle şaşkınca onu izlediğini görünce uykusu olmadığını anlamış ve onu tekrar geri oturtup bir süre etrafta gözünü gezdirdikten sonra aklına gelenler ile Jeongin'in odasına gitmiş, birkaç peluş oyuncak getirmişti.
"Bak bunlar senin hoşuna gider." Getirdiği peluşlar Saori'nin ilgisini çekince onu orada bırakıp geniş salonunun köşesinde bulunan büyük yemek masasının üzerindeki bilgisayarında bekleyen işine geri dönmüştü.
Arada bir bebeği kontrol etse de onun uslu uslu oyun oynadığını görünce işine geri odaklanıyordu.
Bu tatlı bebek onun mu diye sorarsanız, hayır maalesef onun değildi. Seungmin, bazen onu gördükçe kendisinin de bir bebeği olsun istese de bu sorumluluğu tek başına asla kaldıramayacağını düşünüyordu. Onun yerine bu cesareti gösteren Saori'nin babası Chan'ı gerçekten tebrik ediyordu, yalnız bir ebeveyn olmanın gerçekten çok fazla sorumluluk istediğini düşünüyordu.
Seungmin'in Hyunjin'in anlattıklarından bildiği kadarıyla ikisinin üzücü bir hikâyeleri vardı. Yaklaşık bir sene önce kışın Chan'ın mesaiye kaldığı gece kar yağışı yaşanmış ve yollar kapanmış. Aslında Chan o gece şirkette de kalabilirmiş fakat içinden bir ses ona gitmesi gerektiğini söylediği için eve gitmek istemiş, giderken bir süre sonra arabası kardan gidemeyecek gibi olunca da onu bir yere bırakıp belirli bir noktadan sonra yürüyerek gitmek zorunda kalmış. Hiç pes edip şirkete dönmemiş çünkü içindeki his onu rahat bırakmıyormuş.
O gece karda bata çıka yürüyerek yaşadıkları yerin birkaç üst sokağındaki dönemeçten geçtiği sırada orada bulunan çöp konteynerından gelen ağlama seslerini duymuş. Soğuktan üşüyen bir kedi ya da köpek olduğu düşünmüş ve onu almak için konteynera yaklaşmış fakat konteynerın kapağını kaldırdığında gördüğü şey sadece bir köpek değilmiş. Konteynerın içinde siyah bir poşetin içine koyulmuş kafası görünen ve ağlayan yeni doğmuş bir bebek varmış, bir de onu sararak ısıtmaya çalışan bir yavru bir köpek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby issues, seungchan.
Romanceseungmin bay bang numaranizi apartman grubundan buldum daire besten seungmin ben bugun hyunjin kizinizi bana birakti kiziniz parka gitmek isteyince kiramadim gittik bir takim olaylar oldu ve sanirim kolu cikti hastanedeyiz su an gelseniz iyi olur ya...