0.8

409 39 33
                                    

Saçlarımda hissettiğim öpücükle uyansamda gözlerimi açamayacak kadar yorgundum. Neden bilmiyorum ama dün akşamdan beridir şakaklarım ağrıyordu. Karina uyanmadığımı düşünmüş olacak ki bu seferki öpücüğünü burnuma bıraktı. İnadına gözlerimi açmamaya devam ettiğimde dudaklarımda hissettiğim uzun öpücükle gülümsedim. "Günaydın kelebek." Gözlerimi açıp güzel yüzüne baktım. Dirseğini yastığa koymuş ve eliyle başını desteklerken beni izliyordu.

— Günaydın sevgilim.

Dudağının bir kenarı yukarı kıvrılmıştı. "Sevgilin mi?" Ona biraz daha yaklaşırken yavaşça kafamı salladım.

— Hmhm.

Boşta kalan eliyle belimden tutup bedenimi iyice kendine çektiğinde kaküllerime dünyanın en narin öpücüğünü bıraktı. "Okula gitmesek mi bugün?" Okul mu? Lan okul! Aklıma gelen tarih yazılısıyla Karina'yı ittirdim ve hemen yataktan kalktım. Afallamış şekilde bana bakıyordu.

— Kalk hemen tarih yazılısı var.

"Tamam kalkarım da..." sözünü bitirmeden baştan aşağı beni süzdüğünde üzerime baktım. Alt tarafı neredeyse tamamen yukarı katlanmış geceliği gördüğümde içimden lanet okudum.

— Bakma öyle aç ayı gibi.

Kahkaha atıp yataktan kalkmıştı. Önümde durdu ve "Aç ayı öyle mi?" deyip gözlerini kıstı. Elleri geceliğin eteklerine gitmişti. Parmakları açıkta kalan tenime değiyordu ve değdiği yerlerin yandığını hissettim. Geceliği yavaşça bedenimden çıkarırken bilerek ellerini geçtiği yerlere sürtüyordu. Utanmazın tekisin Jimin. Sonunda geceliği kafamdan çıkardığında yatağın üzerine fırlatmıştı.

Gözleri iç çamaşırımla kalan vücudumda gezindiğinde yanaklarımın kızardığını hissettim. "Aç bir ayı olsaydım şu hâlinle çoktan altımda olurdun Kim Minjeong ama yetişmemiz gereken bir yazılı var." Dediği şeyle yanaklarım daha çok kızarırken omuzuna vurdum. O ise gülüp dün çıkardığım formalarımı getirmiş ve teker teker giydirmişti. Daha sonra kendi gömleğini giymek için tişörtünü bir çırpıda çıkardığında gözlerim büyüdü. O beni birkaç defa sütyenle görmüş olabilirdi fakat ben onu ilk defa görüyordum. Tanrım... gerçekten sanat eseri yaratıyorsun. Gözlerim karın kaslarına takılı kalırken anlık gelen cesaretle atıldım.

— Ben giydirebilir miyim?

Gömleğe çoktan bir kolunu geçirmişken bana döndü ve gülümsedi. "Tabii." Geçirdiği kolunu tekrar çıkarıp yanıma geldi ve gömleği bana doğru uzattı. Vücuduna odaklanmamaya çalışarak gömleği elinden aldım. İlk önce kollarını geçirdikten sonra sıra düğmeleri kapamaya gelmişti. O geceliğin intikamını alacaktım. Düğmeleri kapatırken bilerek parmaklarımı tenine değdiriyordum. Yüzüne baktığımda dudaklarını dişlediğini gördüm ve ister istemez güldüm.

— İntikam soğuk yenen bir yemektir Jimin-ah.

Hâlâ dudağını ısırırken gülmesiyle kalbim hızlandı. En ufak hareketi bile çok çekici geliyordu. Gömlek düğmeleri ile işim bittikten sonra ellerimi omuzlarına yerleştirdim ve parmak ucuma çıkarak az önce dişlediği dudaklarını öptüm.

— O dudaklarını dişlerken yara edersen seni öldürürüm.

Yatağa fırlattığı geceliği güzelce katlayıp aldığım yere yerleştirdikten sonra kasklarımızı da alıp ahşap evden çıkmıştık. Yamacın manzarasını gördüğümde gülümsedim, çok hoş gözüküyordu. Karina ise etrafını asla incelemeden motora yerleşmişti. Büyük ihtimalle yükseklik yüzünden gerilmişti. Onun bir an önce rahat edebilmesi için kaskımı takıp hızlı bir şekilde arkasına yerleştim. Ellerimi beline doladığımda motoru çalıştırmıştı.



pray for me • winrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin