0.7

421 38 44
                                    

Çift kişilik yatakta çizimimin bitmesini beklerken ufak tefek şarkılar mırıldanıyordum. Jimin de ara sıra benim için ayağı ile ritim tutuyordu ve bu hâli çok tatlıydı. Tek sıkıntımız içinde bulunduğum dantel detaylı siyah gecelikti. Bu Jennie veya Lisa'dan hangisinin bilmiyorum ama kiminse çok özgüvenli bir tarzı vardı. Durduğum pozisyondan dolayı iç çamaşırımın bir kısmı gözüküyordu bile. Jimin'in yerinde olsaydım büyük ihtimalle üstüme atlardım. "Son rötuşlar kaldı." Duyduğum şeyle rahat bir nefes verdim. Bir an önce çarşafın altına girmek istiyordum çünkü.

— Bitirmen üç dakikadan fazlasını alırsa ceza alırsın.

Dediğim şeyle dudağının bir kenarı yukarı kıvrılmıştı. Gözlerimin içine bakarak fırçasını kenara bıraktığında şaşırdım.

— Ne yapıyorsun?

Bir şey olmamış gibi omuzlarını silkti. "Vakit geçiriyorum." Tanrım... kimin kimi sınadığı belli değil. Gözlerimi devirip suratına orta parmak çektim. Gülmüş ve fırçasını tekrardan eline almıştı. Aferin, adam ol öyle. Gözüm bir anlığına evin camına kaymıştı. Yıldızlar spot ışıkları gibi parlıyorlardı.

— Bittiğinde yıldızları izlemeye çıkabilir miyiz?

Tuvale bakarken gülümsedi. "Bittiğinde... seninle ufak bir işim var, sonra çıkarız." Bedenimin gerildiğini hissettim. Ne işi vardı benimle?

— Ne işi?

"Son zamanlarda çok soru sorduğunun farkında mısın?" Hayır değilim. Ne demek çok soru soruyorum? Bilmem gerekenleri soruyorum hem ben. Asıl son zamanlarda devreleri yanan kendisi, mankafa.

— Sen de soruma soruyla cevap vererek kaçıyorsun.

Gülüp fırçasını bıraktı. "Bir şeyden kaçtığım yok." Bak bu çok komikti. Ayağa kalktığında sonunda bittiğini anladım. Birkaç esneme ve gerinme hareketinden sonra tuvali bana doğru çevirmişti. Pekâlâ çok güzel görünüyordu hatta görünüyordum. Arkamdaki kiremit duvar detaylarına kadar çizmişti. Hatta yıldızları gördüğüm cam bile vardı.

— Bu çok güzel olmuş.

Kafasını sallayıp memnun bir şekilde eserine baktı. "Model güzel olunca çizimin kötü olması imkansız zaten." Sözü bittiğinde göz kırptı. Yanaklarımın yanmaya başladığını hissettiğim için kafamı eğdim. "Ben bunu atölyeye bırakıp geleyim." Kafamı kaldırmadan salladım. O giderken ben de bakıştığım dekolteme küfür edip hemen üzerime yorganı çektim. Tanrım... beni yaklaşık iki saattir böyle görüyordu. Kitaplığın kapanma sesi geldiğinde kafamı kaldırdım. Yorgun görünüyordu, oturması için yan tarafımı patpatladım.

— Gel.

İtiraz etmeden yanıma ilişmişti. Belinden tutup sırtını bana doğru çevirdim. Genelde bu hareketi o bana karşı yaptığı için biraz garip hissettirmişti. Ellerimi omuzlarına yerleştirip yavaşça ovmaya başladım. Bir süre sonra elimin altında gevşeyen vücudunu hissettiğimde gülümsedim.

— İyi mi böyle?

Bir şey demeden kafasını salladı. Sağ elimle biraz aşağıya inip sırtını ovmaya başladım. Bunu yapmamla acıdan inlemişti. Gözlerim büyürken yanaklarım anında yanmaya başladı. Hareketlerime daha yavaş devam ettim. Birkaç dakika daha yaptıktan sonra bedenini çekmişti. "Teşekkür ederim." Yüzünü tekrar bana döndüğünde dudaklarının kızardığını gördüm. İnlememek için dudaklarını mı dişlemişti o?

— Rica ederim, yorgun görünüyordun.

Aynı pozisyonda ahşap bir sandalyede iki saat boyunca durmadan çizim yapmak gerçekten yorucu olmalıydı. "Yorulmama değdi." Deyip gülümsediğinde ben de gülümsedim. Daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi oldu. "Yıldızları izlemek istiyor musun?" Tamamen aklımdan çıkmıştı. Yavaşça kafamı salladım.

pray for me • winrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin