Uçağın inmesine yakın önümde oturan Halil'in hayvan gibi bağırması, Altay'ın ve Apo'nun onu susturmaya çalışması ile uyandım
"HAYIR YANİ NE OLMUŞ BİRAZ BAĞIRDIYSAM SUSMAM Kİ BEN"
"Halil sana sus diyen olmadı kerem uyuyor şurda sessiz konuş biraz" dedi altay
"Geri zekalı mısın sen halil?" apo'nun Halil'in kafasına vurması ile halil sustu. Altay bana baktığında ellerimi yumruk yapmış gözlerimi kaşıyordum
"Günaydın" ve saçlarımda tekrar Altay'ın dudakları
"Ooo prensesimiz uyanmış" yan sırada oturan barış'a baktım
"Nasıl rahat mıydı?" diye sordu yunus başımı salladım her yerim tutulmuştu
"Çok rahattı" Altay'a baktığımda bana bakıp gülüyordu. Sadece o değil uçaktaki herkes gülüyordu
"Seninki de soru mu yunus? 2 saattir uyuyor Altaycığının göğsünde tabi rahattır" dedi mert gülerek, yanında oturan irfan sus işareti yaptı. Etrafa baktığımda fatih hoca yoktu
"Fatih hoca nerde? Herkes burda o yok"
"O vip tarafta, bize de ekonomi sınıfından bilet almış" Ferdi'nin dediğine gülerken Altay'ın gözleri beni buldu.
"Uyumak istersen burdayım bak"
"Dalga geçmesene, yorgungum uyumuşum" koluna vurduğumda güzel gülüşünü gösterdi tekrar bana.
"Kızma gel gel" kollarını açtı, vücudumu Altay'ın kollarına bırakıp sarıldım. Altay'da kollarını sıkıca bana sardı. Gözlerimi kapatıp bizimkilerin fısıldama ve gülme seslerini umursamadan uyumaya çalıştım
●●●
Uçaktan inip pasaportları kontrol ettirdikten sonra hepimiz otelin önünde bekliyorduk. Fatih Hoca geldi ve bilgi vermeye başladı
"Bakın her katta 4 oda var herkes odasını biliyor, hadi siktirin gidin" ve bizi beklemeden içeri girdi. Bizimkiler yanıma geldi
"Kerem sizin o haller neydi öyle uçakta?" diye sordu barış
"Seviştiniz de söylemedin mi yoksa kerem?" diyen halil'e mal mısın bakışı attım
"Ne yap et soyun, baştan çıkar Alta-" yunus'un ağzını kapattığımda Altay yanımıza geliyordu. Herkesin içinde bana adam ayartma taktikleri veriyordu.
"Kerem, hadi gidelim odamıza" sadece başımı salladım, halil kulağıma eğildi
"Hadi gidin odanıza" ve gülerek bizimkilere döndü gerçekten sorunluydu bu çocuk.
Odaya çıktık genişçe ferah bir odaydı, bir televizyon bile vardı. Yataklar iki kişilikti kocaman pencereler vardı. Her odaya özel banyo vardı kapıyı açtım, girip baktığımda dalin göremedim keşke yanımda getirseydim. Kapı sesi geldiğinde arkama, odaya giren Altay'a doğru döndüm
"Ne oldu bebeğim dudaklarını büzmüşsün yine" valizi bırakıp hızlıca banyo kapısına geldi ellerini yanaklarıma koydu. Cevap vermeyip sadece omuzlarımı kaldırıp indirdim.
"Bak sana ne getirdim Türkiye'den" valizini yatağa çıkarttı ve içinden dalin çıkardı
"Dalinim" yanıma gelip dalin'i uzattı
"Çok teşekkür ederim" beline sarıldığımda o da saçlarımı öptü, boyu çok uzundu sadece beline sarılabiliyordum
"Yorgunsundur hadi sen duşuna gir bende şu her katta olan terasımıza bakayım" başımı sallayıp banyoya girdim.
