Altay'dan
Takım otobüsündeydik şarkı dinleyerek gidiyorduk daha doğrusu Mert abinin en sevdiği şarkıları
"AMAN GÜZEL YAVAŞ YÜRÜ CANIM CANANIM"
Bazıları kulaklık takmıştı bazıları ise Mert abinin şarkılarına uyum sağlıyordu derbi için çok heyecanlıydık takımca alacaktık bu maçı deplasman olduğundan dezavantajlı taraf bizdik Mert abi ile dans eden dzeko ve tadic'e kaydı gözüm
"Mert dzeko bile kendinden geçti kapat şu şarkıları"
"ne güzel oğlum işte eğleniyor adamlar sende katıl irfan"
Mert abinin enerjisine gülüp gözlerimi tekrar yola diktim Fenerbahçeli taraftarlar bizi uğurluyorlardı bazıları alkışlıyor bazıları küfür ediyordu uzun bir süre onları izledikten sonra telefonumu açtım günler önce bana gelen linke tıkladım yani arada sıkıldığımda okuyordum
alker-imkansız bir aşk
3.bölüm
"Ne demek seni bırakıyorum Altay? Asla ayrılmayacağız demiştin" kerem durmadan ağlıyor Altay'a hesap soruyordu"Yalan söyledim seni hiç sevmedim"
Sinirden uygulamadan çıktım ve telefonu kapattım dizimi sinirle sallıyordum ben asla kerem'e böyle yapmazdım hikayeyi yazan kişi benim karakterimi yansıtmamıştı bile aklımdaki düşünceleri def edip bizimkilerin konuşmalarını dinlemeye çalıştım
Maç'a 2 saat kala
Çoktan Nef'e varmış soyunma odasında giyinmeye başlamıştık bile saat 7'yi geçiyordu 2 saatten az kalmıştı arkada çalan şarkıyla içimden sabır çekip soyunma odasından çıktım
"BABALAR SÖZÜNÜ TUTAR HASIMLAR LAFINI YUTAR"
"MERT YETER"
Karşı takımın soyunma odasına bile giden şarkı sesi ve irfanın bağırması ile gülüyordum Abdülkerim,Yunus ve Kerem sahadaydı gözlerim tek bir kişiye kaymıştı onu izlerken kafama vuran ferdiye baktım
"Hayırdır kardeşim kime bakıyorsun?"
"Öyle çıktım" konuşurken hâlâ izliyordum çok güzeldi, Kerem'in gözleri bizi bulduğunda ferdi kerem'e el salladı
"Gelsenize buraya ne oturuyorsunuz orda yabancı gibi" tam yürürken ferdi kolumdan tuttu
"Yok Kerem ben gelmem onun bulunduğu ortama" parmağı ile Abdülkerim'i gösterdi aralarındaki düşmanlık çok komikti Abdülkerim de dahil sahadaki herkes gülüyordu
"Gel gel yemicem" ferdi seslice sabır çekiyordu
Kerem'den
Altay'ı gördükçe link geliyordu aklıma aptal aptal düşüncelerden çık Kerem, çocukla tek konuşmanız günaydın iyi şanslar ve merhaba.
Soyunma odalarından konuşarak gelen Mert ve Halil'e kaydı gözüm aynı şekilde altay da oraya doğru baktı halil bacağını tutmaya başlamıştı birden
"Kerem depodaki sargıyı getirsene revirde kalmamış" gidemiceğimi ve karanlıktan korktuğumu biliyordu
"Doğru sen karanlıktan korkuyordun, biriyle gidin" mert atladı hemen söze
"Altay hadi sen git çocukla" Altay kafasıyla onayladı dünden razı bu da
"Hadi kerem ayağımı hissetmiyorum ölüyorum burda" seslice of çektim
"Of tamam be tamam" yürüdüğümde Altay'ın da peşimden geldiğini adım seslenirden anlayabiliyordum, eski koridordan geçip açarken ses çıkartan eski kapıyı açtım içeri beraber girdik bir an önce çıkmak istiyordum burdan eğilip sargıları raflarda arıyordum"nerde bu sargılar" Altay duvara yaslanmış sessizce beni izliyordu, arkamızdan kapı kapanma sesi gelene kadar rahatça arıyordum
"Ne oluyor?"
"Dur sen, ben bakarım" kapıya doğru gitti kapıyı zorluyordu
"Amına koyayım kapı kitli, açın kapıyı" Altay konuşması ile eş zamanlı kapıya vuruyordu
~~~~
Hop bitti kitli kaldılar diğer bölüm öpüşecekler derrrmişim hayır tabiki erken
Neyse diğer bölümde görüşürüzz
