Telefonu yatağa bıraktım, nasıl Altay nişanlanmış olabilirdi? Sadece bana ait Altay başkasının olamazdı
odaya giren Altay'a çevirdim gözlerimi "Kahvaltımız geliyor güzelim sen seversin diye meyve suyu da söyledi- keremim ne oldu bir tanem" dedi Altay yüzümü görünce değişerek
Yanıma oturdu kucağına çekti beni "Altay nişanlanmışsın" dedim
"Ne?" dedi anlamayarak mesajları gösterdim ağzı açık okudu telefonu alıp diğer odaya geçti
"Ne demek nişan anne?"
"Hayır ben istemiyorum"
"Bana ne ben mi verdim sözü? Yapmasaydınız benden habersiz şöyle şeyler"
"Babam beni tehdit mi ediyor dağ başı mı burası?"
"Gelmiyorum anne kalbini kırmak istemiyorum kapat, nişanlı falan değilim" dedi telefonu kapatıp yanıma geri döndü
gözlerimi kaçırdım "Benim vallahi suçum yok ne yaptım? Bana mı kızacaksın?" dedi kızmayacaktım tabi ama biraz ilgi fena olmazdı hem kafası dağılırdı
Başımı çevirdim "bebeğim saçmalama ben mi gidip taktım yüzükleri" dedi kollarını belime sardı gülmemek için dudaklarımı ısırdım
"Ne yapsam affedermiş beni keremim?" dedi bir şey demedim boynumdan öpmeye başlayarak dudaklarıma kadar çıktı, kollarımı boynuna dolayıp iyice kucağına yerleştim kolları belimi sarıyordu
"Barıştık mı?" dedi nefes nefese
"Bilmem" dedim kalçamı sürtmemle gülümsedi
"Ben biliyorum ama senin ne istediğini" dedi kulağıma fısıldayarak sanırım helva dağıtmakta haklılardı çünkü 1 haftanın sonunu düşünemiyorum beni yatağa yatırıp soymaya başladığında kapı çaldı kahvaltıyı unutmuştuk tişörtümü geri giydim
Altay kapıya gidip açtı "SÜRPRİİİZ" gelen bağırma sesinin halil olduğu o kadar belli ki
"Halil ve mert merhaba" dedi Altay diğer odadan bizim odamıza gelen Halil yatağı darmadağın gördü "mert çık mert haram" dedi ve gözlerini kapattı
"Geri zekalı sen nerden buldun bizi, yoksa ifşa mı olduk?" dedim
"Bu mert Altay'ın güvenliği için arabasının altına takip cihazı yerleştirmiş ordan geldik" dedi koltuğa yayılıp
"Mert?" dedi Altay sorgulayarak bakarak
"Bende seni çok özledim, ee neyse hadi bir şey ikram edin bize açız" dedi mert halil'in yanına yayılırken altayla zor durumdaydık onları göndermemiz gerekiyor
"Gidin aşağı açık büfe var nerden bulayım ben sana burdan yemek?" dedi Altay sinirle bu hâline gülüp yatağa yayıldım
"Tamam biz bir şeyler yiyip geliyoz" dedi halil ayağa kalktı merti de alıp gitti
Altay kapıyı kapattı, yatağa gelip yanıma uzandı Altay'a döndüm bir şey demeden baktım "keremimi barıştıralım" dedi kollarını belime sarıp beni kendine çekti ve dudaklarımdan öpmeye başladı
●●●
Aşağıda halilgilin yanındaydık onların arkasından apo barış arda ve ferdi de gelmişti şu an hep beraber kahvaltı yapıyorduk
Halil çantasından helva çıkardı "altaycım bunu sana takdim etmek en doğrusu olur" dedi sus işareti yapıyordum bu gerizekalı yine beni rezil edecekti
"Allah rahmet eylesin tanıdığım biri mi öldü?" dedi Altay helvayı açarken yeme işte ondan yeme pipili pilav gibi bir şey o
gülmesini durdurmaya çalışırken "ker-yani fantezi öyle biz seviyoruz helva yapmayı" dedi halil Altay yiyip beğendiğinin işaretini verdi
"Sizin de ne tuhaf fantezileriniz var geçen de kerem'e kına yakıp fantezi demiştiniz" dedi ferdi gülerek trajik hayatımdan kesitler onlara komik geliyor olabilirdi ama benim için asla değildi
"He Altay birde hayırlı olsun kardeşim nişanlanmı-TAMAM ŞAKA ATMA TABAĞI" ferdi Arda'nın arkasına saklandı
"Korkak it çık lan Ardamın arkasından" ferdi hayır anlamında başını salladı ellerini Arda'nın kollarında gezdirdi
"Kaslara bak Real'de nasıl kas yapmış" mert ayağa kalktı
"Elleme lan çocuğumu, gel buraya arda" dedi mert arda hayır anlamında ferdiye sarıldı, ferdi de Arda'ya
"Ferdi bizde burda oda tutalım mı?" dedi arda
"Hayır arda" dedi Altay
arda bana baktı yardım istiyordu "Sana ne Altay arda kalmazsa bende kalmam bilesin" dedim
"Üf tamam be kalın, ama çift kişilik oda alın" dedi
"Sizinki balayı süiti biz bir şey diyor muyuz?" dedi ferdi bağırarak
"LAN KÖPEK, GEL BURAYA" Altay ayağa kalkıp Ferdiyi kovalıyordu arda onları ayırmaya çalışırken mert gülerek izliyordu
"Bu Fenerbahçeliler niye böyle" dedi apo
"Sanırım Fenerbahçelileri sevmiyor ama tam emin olamadım" dedi barış
Haberciler kapıdaydı eğer çıkarlarsa görünürlerdi, maalesef burda kalacaklardı
mert ve halil odamızdan çıkmıyordu "sizin kendi odanız yok mu?" diye sordum ikisi de hayır anlamında kafasını salladı.
"iyi siz gitmiyorsanız bende ardam'ın yanına giderim" dedim ayağa kalktığımda Altay da benimle kalktı
"hayırdır sen nereye?" dedim Altay'a
"hayatım sensiz ne yapıcam ben bunlarla" dedi tamam anlamında başımı salladım Arda ile Ferdi'nin odasının önüne geldiğimizde Altay'ın telefonu çaldı
"keremim sen gir ben geliyorum" dedi kapıyı çalacakken kapının aralık olduğunu farkettim aptallar hırsız girecek içeri kapıyı itmemle Arda ve Ferdi'yi dudak dudağa görmem bir oldu
gözlerimi kapattım "tövbe bismillah yarabbim" dedim beni hâlâ fark etmemişlerdi Altay onları böyle görürse ferdi'yi vururdu
altay'ın ayak seslerini duymamla kapıyı seslice kapatıp dışarı çıktım "ne oldu?" dedi Altay
"Odada değiller" dedim yalancı olmuştum bunlar yüzünden iyice
"E tamam bekleriz gelirler" dedi Altay
"ya aşkım gel biz terasa çıkalım" dedim altayın elinden tutup çekerken, gülüp tamam dedi neyseki dayanılmaz bir cazibem vardı
daha biz terasa varmadan mert koşarak yanımıza geldi "LAN LAN HALİL YOK"
⏤͟͟͞͞⏤͟⏤͟͟͞͞⏤͟͟͞͞★
Ardayla ferdi'ye bak sen 🤭
Bugün derbi var beşiktaşla heyecanlıyım
diğer bölümde görüşürüz
