güldüm "dert ettiğin şeye bak mert abi aşağıda yemek yiyordur o" dedim
"hayır önce beni sonra Halil'i bayılttılar sonra bi uyandım halil yok" dedi mert abi nefes nefese
altay mert abi'yi sandalyeye oturttu yanımıza doğru gelen arda ve ferdiye döndü "arda ferdi su getirin merte oğlum" dedi
~~
Otelin orta salonunda oturuyorduk tüm ekip
"Bence polisi aramalıyız" dedi barış
"Nasıl yani polisi aramadınız mı daha?" dedi apo polisi arayıp her şeyi anlattık bizi karakola çağırdılar Altay telefondan birine ulaşmaya çalışıyordu
"Bi karakolluk olmadığımız kalmıştı" dedim
"Kim neden kaçırsın ki Halil abiyi" dedi arda
polis geldi mert her şeyi anlatmaya başladı "biz oturuyorduk sonra önce halil'i bayılttılar bunun boyu kısa emin misin bu olduğuna dediler sonrada beni gösterip bu daha kısa dediler ellerinde silah vardı birde sonrada beni bayılttılar uyanır uyanmaz altayla keremin yanına gidip anlattım zaten" dedi Altay duyduğu şeyle tekrar ayağa kalkıp bir arama daha yaptı
"yüzlerinde maske var mıydı?" diye sordu polis mert abi başını salladı yani yüz tarifinden de bulamayacaktık hep birlikte otele geri döndük tüm haber sayfaları bizi yazıyordu Halil'in kaçırıldığını bilmiyorlardı sadece otelde takıldığımızı yazıyorlardı
hep birlikte otelin ortak salonunda oturuyorduk "çok korkuyorum halil için" dedim Altay'ın kollarının arasına girip sarıldım Altay'ın telefonu çaldığında ayağa kalkıp bizden uzağa gitti sesi duyulmuyordu duvarın arkasından Altay'a yaklaştım
"baba saçmalama ne yaptın sen?"
"beni kaçırdıklarını mı sanmışlar?"
"evlenmicem diyorum bi salın ya beni, halil'i de bırakın yemin ederim polise söylerim" dedi ve telefonu kapattı beni karşısında görmesi ile derin bir of çekti
"kerem yemin ederim açıklayabilirim" dedi
"açıkla" dedim duvara yaslanıp
"babamgil şu beğendikleri kızın abilerini buraya yollamış adamlar da beni karıştırmış, özür dilerim" dedi üzgünce altayın bu olayda bir suçu yoktu sonuçta ama suçlu hissediyordu
parmaklarının ucuna yükselip boynuna sarıldım o da belime sarıldı zaten ne geliyorsa başımıza ailemizden geliyordu
bizimkilerin yanına ilerlemeye başladık "birazdan bırakırlar zaten halil'i" dedi umarım bırakırlardı
"Almanya maçımız var sırada, Almanya'ya gidicez beraber" dedim Altay'a konuyu değiştirmek için
"Kazanıcaz maçı ben inanıyorum" dedi Altay bizimkilerle boş boş konuşmaya devam ederken kapıdan halil girdi
"HALİLİM" dedim koşarak sarıldım
kahkaha attı "ben böyle arada kaçırılsam mı?" dedi
"Noldu, kim kaçırmış seni nasıl kaçtın?" diye soruya tuttu apo
halil Altay'a baktı "ya bilmiyorum çok konuşuyon diyip saldılar kim falan hiç bilmiyorum" dedi ve Altay'a gülümsedi Altay da karşılık olarak gülümsedi
"çok şükür çok şükür korktuk" dedi barış sarılma faslından sonra hep birlikte odalara çıktık Altay'ın babası asla rahat bırakmıyordu sürekli arıyordu
"Baba istemiyorum diyorum neyini anlamıyorsunuz?"
"Sevgilim var benim sevgilim bana ne o kızdan"
"Red edersen et bıktım sizin bu hallerinizden" dedi ve telefonu fırlattı
