giselle ou les willis || sansang

Chapter VI

Kasaba meydanına geri döndüğünde köylülerin dansı neredeyse sona ermiş, kasabada mola veren soylular ava devam etmek için tekrar atlarını hazırlıyorlardı.

Danslarını bitiren Wilfred ve Frieda yüzlerindeki büyük gülümsemeyle tekrar meydana dönen Yeosang'ın yanına koştu.

"Sana nasıl teşekkür etsek bilemiyorum, Yeosang. Bize o kadar büyük bir fırsat verdin ki! Courland Dükü ve Düşesi, diğer bütün soylular, bize bayıldılar! Gelecek ayki düğünümüz için hediye yollayacaklarını söylediler! Hepsi senin sayende! Bu sene gerçekten hasat prensi seçilmelisin!"

"Ah, lütfen böyle söylemeyin. Harika dans ediyorsunuz. Beğeneceklerine şüphe yoktu." Yeosang yüzündeki büyük gülümsemeyle birlikte iki arkadaşına sarıldı. "Hem, ben hiçbir şey yapmadım ki! Biliyorsunuz, merkezde olmaktan pek hoşlanmam. Bu senenin hasat prens ve prensesi siz olmalısınız."

Wilfred güldü. "Ama geçen sene bizdik zaten!"

"Ama bu sefer farklı," Yeosang yavaşça Frieda'nın elini Wilfred'inki ile birleştirdi. "Bu sene prensesinle evleniyorsun."

"Ah, Yeosang, bu kadar alçakgönüllü olma."

"Ya da belki Loys'u seçebilirsiniz." dedi Yeosang bu cümleyi geçiştirerek. "Ne kadar harika dans ettiğini gördünüz. Hem kasabaya alışmasına yardımcı olabilir. Burayı çok sevecek."

"Evet," diye hak verdi Wilfred. "Dük ve düşese dansını gösterememesi yazık oldu. Harika dans ediyordu."

"Gidiyorlar mı? Şimdi mi?" Bununla birlikte Yeosang başını arkasına çevirip ayağa kalkan Courland düküne baktı.

"Mükemmel bir hasat!" dedi Courland Dükü Wittelsbach kasaba ahalisine seslenerek. "Konukseverliğiniz için çok teşekkür ederiz ancak ne yazık ki ava devam etmemiz ve ardından saraya dönmemiz gerekiyor, öyle değil mi Bathilde?"

Genç düşes bunu pek de onaylar şekilde bakmıyordu. "Aslında ben hâlâ çok yorgunum. Ava devam etmek niyetinde pek de değilim."

"Peki ne yapmak istiyorsun, güzel çiçeğim? Söyle hemen halledelim."

Bathilde gülümseyerek cevap verdi. "Burada biraz daha kalmak isterim. En azından siz avdan dönene kadar. Sonrasında hep birlikte saraya geri dönebiliriz." Gözlerini tekrar Yeosang'a çevirdi. "Kenenberglerin misafirperverliğinden şüphem yok."

Bununla birlikte Yeosang nazikçe düşesin önünde eğildi. "Elbette, leydi ekselansları. Burada istediğiniz kadar kalabilirsiniz."

"Bu harika bir fikir." dedi Courland Dükü ardından tekrar kasaba ahalisine döndü. "O halde kızım sevgili düşes Bathilde iyice dinlendiğine emin olduğunda bizi çağırmak için bu av borusunu kullanın. Ah..."

Ardından etrafına bakındı. "Bunu kime emanet etmeliyim?"

Bu soruya karşılık Jongho birkaç adım öne çıkarak Courland Dükü'nün önünde hafifçe başını eğdi. "Onu ben alayım, Majesteleri. Kasabanın güvenilir bekçisi olarak emanetlere sahip çıkmakta oldukça iyiyimdir."

"Ah," Courland Dükü elindeki av borusunu karşısındaki genç adamın ellerine verirken gülümsedi. "Şu Hilarion dedikleri sensin demek. Senin hakkında o kadar çok övgü duydum ki biz dönene kadar kızım Bathilde'ya da iyi bakacağına şüphem yok."

Jongho gülümseyerek dükün karşısında nazikçe başını eğdi. "Bundan onur duyarım."

"Peki o halde," dedi dük tekrar atına binerken. "O zamana dek uğurlar olsun kasaba ahalisi!"

Yeosang ve annesi Berthe genç düşesi nazikçe evlerine buyur ederken geri kalan soylular atlarına binip ava devam etmek üzere yola koyuldular ve çarçabuk kasabadan uzaklaştılar.