Eddie hala uyuyordu uyandığında beni yanında göremediğinde okusun diye yanına bir not yazıp bıraktım
NOT: steve'leri merak ettik, durum kontrolü yapacağız herkes iyi mi diye bakacağız. Söz veriyorum bebeğim en kısa zamanda yanında olacağım, umarım bu notu okumak zorunda kalmasın ama eğer okuyorsan da hemen döneceğim veee kocaman öpüyorum -MİCHELLE-
Dustin ile Steve' leri bulmaya gittik, nancy' lerin evindeydilerdi. Hepsi iyidi ama korktuğumuz gibi Max... Max komadaydı, Steve herşeyi baştan sona anlattı bende eddie' yi ve yaşanan her olayı anlattım, o sırada tuhaf bir pizza arabasının geldiğini duyduk hepimiz dışarı çıktı arabanın içinden Will ,Mike, Jonathan ve tuhaf saçlı bir çocuk indi arkalarından da Eleven... Kardeşim... O an sadece bakıştık şoku üzerimden atar atmaz koşarak Eleven' a sımsıkı sarıldım oda aynı şekilde karşılık verdi. O an onu ne kadar çok özlediğimi ve ona ne kadar çok ihtiyacım olduğunu hissetim, hepimiz sarılıp özlem giderdikten sonra Eleven' lar başlarından geçen her olayı anlattı bende aynı şekilde bizim başımızdan geçen her olayı ayrıntısıyla anlattım ve tabi ki eddie' den bahsettim Eleven' a, Eleven birine aşık olmama çok sevindi "sevgi güzel şey" diye karşılık verdi.
Eleven' ı saklamamız gerekiyordu o yüzden kulübeye gittik o an içimi kocaman bir acı kapladı,babam ile çocukluğum bu kulübede geçti onu çok özlüyordum ve ona çok ihtiyacım vardı. Eleven halimden anlamış olacak ki elimi sıkıca tuttu, ve hep beraber kulübeyi temizleyip toplamaya koyulduk.
Aklım sürekli eddie' deydi kulübede ki işimi bitirip hemen onun yanına dönmem gerekiyordu. Son bir oda kalmıştı ben oraya geçip toparlamaya başladım sonra bizim çocukların sesi kesildi ve bir sessizlik oldu ardından bir ses tıkırtısı geldi birisi olduğum odanın kapısını açtı kafamı kaldırıp baktığımda... Kalbim resmen yerinden çıkacak gibi oldu o an gerçek mi yoksa tekrardan vecna 'nın bana oyunu mu anlayamadım ve o an göz yaşlarım istemsizce akmaya başladı ve sesli bir şekilde hıçkırarak ağlayıp söylenmeye başladım gözlerimi kapayıp "tanrım... Hayır hayır bir kabusu daha kaldıramam,(sessizce mırıldanarak) lütfen babam olmaz ..." Jim: " hey hey benim, sadece ben kabus yok meleğim" dedi endişeli bir şekilde bana yaklaşarak ben o sırada dizlerimin üzerine çökmüş vaziyette "tanrım... Baba gerçekten de senmisin" dedim Jim: (gülerek ve hafif ağlamaklı bir ses ile) evet benim, sadece ben meleğim" babam yanıma çömeldi direk ona sıkıca sarıldım oda bana, bu nasıl mümkün olabilirdi kanlı canlı karşımdaydı,bir dakika kadar sarıldık daha sonrada beraber yatağa oturduk elimi tutuyor ve yüzüme özlem ile bakıyordu.
Başından geçen her olayı anlattı bu kadar acı çekmesi canımı çok yakmıştı ama sonunda kavuşmuştuk bu herşeye değerdi, bende başımızdan geçen her olayı anlattım eddie' yi anlatmayı' da ihmal etmedim, normalde erkek arkadaşımın olması hoşuna gitmezdi ama eddie için "aaa peki tanışmak için sabırsızlanıyorum" dedi ve yapmacık bir gülümseme attı ama olsun buda birşey di, bu haline güldüm.
M: " tanrım... Çok zayıflamışsın baba" J: " evet" dedi gülerek ve devam etti "zaten zayıflamam gerekiyordu, buda bahane oldu" M: "(dudağımı büzerek) ama eski halini daha çok seviyordum, şimdi miden de küçülmüştür fazla birşey yiyemezsin yani buda demek oluyor ki... Eskisi gibi şişip dolana kadar tıkanamayacak mıyız seninle" J: " ne hadi ama saçmalama tabiki de tıkanacağız, ve ayrıca ben o eski kilolarımı bir gün geçmeden geri alırım merak etme küçük hanım" dedi gülerek "tanrım... Seni çok özledim bebeğim"dedi "bende...bende baba" diye karşılık verdim ve sıkıca sarıldık birbirimize o an eddie aklıma geldi.
M: "Ahh unutuyordum az kalsın eddie' nin yanına dönmeliyim ama senide bırakamam ki" J: " ben artık buradayım güzelim, gidebilirsin" dedi ve tekrardan sarılıp hastanenin yolunu tutum.
Eddie'nin odasının kapısına geldiğimde uyanmamış olması için tanrıya dua ettim o sırada içeriden bağrıltılar gelmeye başladı, direk içeri daldım ve karşılaştığım manzara karşısında şoka uğradım. Eddie arkadaşlarını toplamış d&d oynuyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
M: " ciddi misiniz siz... Sadece 3 dakika yalnız bıraktım" E: " 3 saat olmasın mı?" Dedi içeri girdiğimde sadece içeri giren kişi kim diye bakmıştı ondan sonra da yüzüme hiç bakmadı, onu bıraktığım için sinirli olmalıydı. M: " notu okudun mu?" E: " evet (yüzüme bakıp imalı bir şekilde yapmacık bir gülümseme ile) Steve nasıldı?" Kıskanmış ve sinirlenmiş olmalıydı, haklılık payıda vardı aslında M: " birincisi tek Steve değil diğerlerini de merak ettim, ikincisi durum berbat Max komada vecna ellerinden kaçmış" E: " ne? ciddimisin?" M: " şaka yapar gibi halim mi var,ve ayrıca babam...babam yaşıyor eddie" dedim sevinç ile ama eddie yüzüme sanki delirmişim gibi bakarak "işte bu şaka değil mi?" M: " hayır değil, ciddiyim" kısaca herşeyi özet geçtim eddie ve arkadaşları şok içindeydi M: " herneyse... çocuklar eddie' nin dinlenmesi gerekiyor bünyeye bu kadar d&d yeter" dedim ve çocukları nazikçe odadan kovdum.
M: "(yastığını düzelterek) rahat mı böyle?" E: " evet iyi... teşekkür ederim" Eddie' nin yanına oturarak elini tutum "(kafamı yere eğerek) sana birşey olsaydı eğer napardım bilmiyorum" dedim E: " özür dilerim(gülerek) Steve' i dinleyip kahramanlık yapmamam gerekirdi" dedin M: " hey...(elimi çenesini götürüp kafasını bana baksın diye yukarı kaldırdım) ne olursa olsun sen benim kahramanımsın, ve benim prensimsin" dedim eddie gülümsedi ve gözleri dudaklarıma kaydı ve bana doğru yaklaşmaya çalıştı canı acıdığı için fazla doğrulamıyordu bu yüzden ben yaklaştım ve onu öptüm, bu sefer uzun bir öpücük oldu öpücüğün sonunda birbirimize bakıp güldük...
O sırada bir şimşek çaktı kafamızı endişe ile dışarı cama çevirdiğimizde gökyüzü kıpkırmızıydı... E: "lanet olsun". Korku ile ellerimizi birbirine kenetledik. Hiçbir şey bitmemişti tam tersi yeni başlıyordu. Ama ben bu sefer daha da güçlü,güvende ve sevgi dolu hissediyordum bu duygularla hiçbir şey yıkamazdı bizi, ne olursa olsun sevdiklerim için sonuna kadar savaşacağım...!
