Sabah uyandığımda zombiye dönmüştüm resmen, direk duş aldım eddie'yi mutlu etmek istiyordum bu yüzden hellfire t-shirt' ünü giydim altıma siyah kot pantolon ve konverslerimi giyindim.
İlk önce Steve ve robine uğramak istiyordum Steve ile uzun süredir konuşmuyorduk, çalıştıkları yere gittim
Michelle: " hey selam böcüşler" dedim gülerek ama dustin ve max'de oradaydı Steve "tam zamanında geldin mic, bizde seni çağıracaktık" "neler dönüyor yine" "kendin izle" diyerek haberleri açtı Hawkins lisesinde biri ölmüştü chrisy... "Ne nasıl?" dememle herkes max'e döndü Max dün akşam eddie ve chrisy' den ve chrisy' nin cesedinin eddie' nin karavanında bulunduğundan eddie' nin kaçışından herşeyden bahsetti.
Michelle: " bu imkansız eddie asla böyle birşey yapmaz, hadi ama çocuklar"
Steve: " nereden biliyorsun" dedi imalı bir şekilde "biliyorum işte (dustine dönerek) öyle değil mi dustin" dedim eddie' yi az çok tanımıştım böyle birşey yapmayacağını bilecek kadar en azından. Dustin benden çok tanıyordu eddie' yi ve oda katılmıştı bana,bunda başka bir iş vardı
Michelle: " cesedi gördün mü Max chrisyy' nin cesedini" Max evet anlamında başını salladı " bir insanın yapabileceği bir şey değildi çok farklıydı kemikleri tuhaf bir şekilde kırılmıştı" "pekala eddie böyle birşey yapmaz yapamaz" dedim kollarımı iki yandan birleştirerek
Steve: " nasıl bu kadar eminsin Michelle"
"Hadi ama Steve onu tanıyorum ve ayrıca yaşadığımız kasaba çok normal değil iyi biliyorsun" dedim imalı şekilde Steve sadece göz devirdi
Dustin: " bu eddie' nin yapacağı birşey değil bunda başka bir iş var" herkes anlamıştı, bu olayların yeniden başlaması herkesi germişti üstelik eleven' da yoktu.
Eddie' nin sürekli mal aldığı bir adamın yanında kaldığını düşündük eddie' yi bulmak için ben, Steve, dustin, Max ve Robin yola çıktık, eddie için çok endişeleniyordum böyle bir olay karşısında çok korkmuş olmalı ve en kötüsü de bütün kasaba onu bir katil olarak biliyordu tek istediğim eddie' yi bir an önce bulmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🪐EDDİE MUNSON - FREAK LOVES🪐
Fiksi Penggemar"seni tanıyor gibiyim" "Tanışıyoruz zaten" "Eğer tanışsaydık bu yüzü asla unutmazdım munson"
