Eve geldiğimizde saat 16:30'du ve ben bayağı yorgun ve üzgündüm,dinlenmem gerekiyordu ama aklımdan geçenleri susturamıyordum.Aradan 2 yıl geçmişti ve kim bilir ne zamandan beri orada değildi,acaba hiç mi orada olmamıştı?Ailem beni ve diğer 2 kardeşimi terk edip gitmişti.Bir tane abim ve bir kız kardeşim var.Gökçe ve Rüzgar.Gökçe 18,Rüzgar ise 29 yaşında.Gökçe ile sık sık görüşsem de abim Rüzgarla neredeyse 2 yıldır görüşmüyoruz ama küs değiliz belki arasam açar ama aramıyorum çünkü o da resmen bizden vazgeçti tıpkı annem ve babam gibi.Neyse Rüzgar ile en son Demir'in cenazesinde görüşmüştük sonra da ortadan kayboldu ben Kanada'ya gidiyorum dedi ve bir daha gelmedi ama yaşadığına eminim.
Odama gittim ve duşa girdim.Saçlarımı kurutmadan üstümü giyip yatağa girdim ve uyudum.Sadece biraz da olsa düşünmemek için uyudum.
Uyandığımda bağırma sesleri geliyordu bahçeden.Doruk ve Işık kavga ediyordu.Uykulu bir şekilde cama yaklaştım,benim pencerem bahçeyi görüyordu.Biraz kulak misafiri olduğumda gözlerim yuvalarından fırlayacaktı.2 senedir beni aramayan abim bu gün Doruk'u aramıştı ve Işık bunu duymuştu.Merdivenlerden aşağıya hızla indikten sonra bir hışımla ev ile bahçeyi ayıran balkon kapsını açtım ve büyük bir hırsla bağırdım. "Işık ne oluyor burada?Ne demek abim..."derin nefes aldım ve bir anda Doruk'a döndüm. "NE DEMEK ABİM SENİ ARADI?!"Doruk açıklamak istercesine içine büyük bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Abin Türkiye'ye gelmiş Asya ve bana seni sordu.Bende dedim ki..."sözünü yüksek ve keskin bir ses tonuyla kestiğimde ikisi de bana bakıyordu. "BİR DAKİKA ABİM,BAK BENİM ABİM BENİM,BENİM!SENİ ARIYOR VE SANA BENİ SORUYOR NEDEN BENİ ARAMAMIŞ PEKİ?!!"Doruk sakinliğini koruyarak "Abin beni aradı ve seni sordu bende ona neden seni aramadığını sordum ve bana senin yüzüne bakamayacak,sesini duyamayacak kadar mahçup olduğunu söyledi çünkü sizi burada bırakıp gitmiş ve senden tepki almaktan korkmuş."derin nefes alıp sakinleştiğimde "Ne yani şimdi o bize karşı mahçup hissediyor ve bu yüzden bizi aramıyor?" "Evet"dedi Doruk hiç düşünmeden.Konuşmasıyla Işık arkasını dönüp gitti.Bende mutfağa gittim ve su içip geri döndüm bahçeye ve oturdum,telefonumla ilgilendim.Sinirliydim ama üzüntümü bastırabilecek kadar değildi.
2 saat sonra akşam yemeği için pizza,hamburger sipariş ettik ve karnımızı doyurup film izledik.~friends~.Saat 00:30'da herkes odasına çekildi ve yarın yola çıkacağımız için dinlenmeye koyulduk.
Sabah uyandığımda henüz kimse uyanmamıştı sanıyordum ta ki mutfaktan gelen sesi duyana kadar.Mutfağa indiğimde Nil ve Işık uyanmışlardı,kahve eşliğinde sohbet ediyorlardı. "Günayydınn!"dedim neşeli bir sesle. "Günaydın güzel kız."dedi Nil tek gözünü kırparak. "Günoo" dedi Işık.Kendime bir kahve aldım ve onların yanına oturdum. "Şey Asya benim sana bir şey söylemem lazım."dedi Işık hafif çekingen bir sesle. "Söyle?"dedim.Işık gizemli bir tonla "Ama aramızda kalacak. "Ay tamam sanırsın devlet sırrı söyle." Işık konuşmaya başladığında bende kahvemden bir yudum aldım. "Doruk sana yalan söyledi onları konuşurken duydum yani abinle."demesiyle ağızımda kalan azıcık kahveyi yere püskürttüm ve hemen ardından "NE?!"dedim fısıltılı yüksek sesle "Dur ben sana en başından anlatayım ayrıca tepki vermeden önce dinle lütfen."dedi Işık.Kafamı sallayarak onu onayladım.Nil o sırada bir kupa daha kahve koydu kendine.Bende bir peçeteyle yere püskürttüğüm kahveyi temizledim. "Bahçeye çıkmıştım ve Doruk'u bahçede biriyle telefonda konuşurken duydum.Merak edip yanına gittim ve sonra abinle konuştuğunu duyunca şaşırdım ve konuşmasını dinledim.Normal sohbet ediyorlardı yani en azından öyle duyuluyordu fakat gerçekler öyle değildi konuşma ilerledikçe bizim bu Doruk telefonunu hoparlöre aldı zaten telefonunun sesi sonuna kadar açıktı o şekilde anlayabildim abinle konuştuğunu.Hoparlöre aldıktan sonra Whatsapp'a girdi ve onunla konuşmasını açtı.Senin birkaç fotoğrafın vardı ama Doruk göndermişti o sırada Rüzgar şey dedi 'Asya'ya bir yalan söyle ve benim onu aramaya utandığımı falan söyle kurcalar o bu durumu.'dedi ve telefonu kapattılar."dedi Işık. "Yani sen diyosun ki Doruk sana yalan söyledi."dedim. "Yes"dedi Işık.Anlamıyordum neden,neden yapıyorlardı böyle? "Günaydın."dedi mutfağa kendinden önce sesi gelen Çağrı.Hepimiz ona günaydın dedik. "Kahvaltıdan sonra çıkarız hemen değil mi?"diye sordu Nil. "Çıkarız herhalde."diyerek onu yanıtlayan Çağrı oldu.Konuşmaları biter bitmez içeriden bir ses duyuldu "Kalk uykucu Kuzey!"bu sesin sahibi bana yalan söyleyen Doruk'a aitti.Kuzey'in aniden bağırması ile Doruk merdivenlerden koşarak aşağıya indiğinde elinde bir sürahi vardı.Odasında sürahi mi vardı? "Seni mahvedeceğim Doruk!"diye bağırarak indi aşağıya Kuzey. "Ne var çok uyudun bak herkes kalktı."dedi Doruk alaycı bir ses tonuyla.Kuzey ona öldürücü bir bakış atıp sağ işaret parmağını kaldırdıktan sonra korkunç bir ses tonuyla "Bittin sen."dedi ve evde Doruk'un kahkahası yankılandı.O an Kuzey ani bir hareketle Doruk'u kucağına aldı ve havuza doğru hızlı adımlarla yürüdü ve Doruk'u havuza fırlattı.
Yarım saat sonra:
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra kahvaltıya oturduk.Masada Doruk benim karşıma oturmuştu.Ona garip garip bakıyordum ama bana nasıl ve neden yalan söylediğini çözmeye çalışıyordum.Doruk elini havaya kaldırıp saladı ve "Dünyadan Asya'ya"dedi ve gülümseyip önüme döndüğüm sırada Işık bacağımı sıktı ve canım acıdığı için "A napıyorsun be ?!"dedim hafif yüksek sesle.Bir kez daha sıktığında yeni anlamıştım.Doruk onun bana yalan söylediğini bildiğimi bilmiyordu ve benim ona böyle garip garip bakmam saçma olmuştu.Açık olan magazin programından dolayı kimse konuşmuyordu.Ta ki Nil"Biz önden gidelim siz de evi kapatıp gelirsiniz."diyene kadar.Hepsi onayladıktan sonra kahvaltı sofrasını toparlayıp odalarımızı toplamaya gittik.
Yaklaşık 1 saat sonra yola çıktık.Arabayı ben kullanıyordum.Aklım çok doluydu biraz hava almam gerekiyordu ve en yakın benzinliğe girecektim.Biraz gözüm daldığı için araba şeritten çıktı,yanımızdaki arabaya çok yaklaşmıştık neyse ki Nil yanımda oturuyordu ve direksiyonu çevirdi. "Arabayı ben kullanabilirim istersen."dedi Nil. "Yok benzinlik var yakında oraya kadar süreyim sonra sürersin olur mu ?"dedim ve gülümsedim. "Olur"dedi Nil.Kendi camımı araladığımda derin bir nefes aldım.5 dakika sonra nihayet benzinliğe varmıştık.Arabadan indim ve su almak üzere markete girdim.Su ve birkaç atıştırmalık aldım ve arabaya gittim.Işık hala uyuyordu.Nil ve ben arabaya bindik ve yola devam ettik.
Herkesi evine bıraktıktan sonra eve gittim.Duş aldım ve üzerime bol bir tişört ve şort giyip salona gittim.Televizyonu açtım ve bir dizi izlemeye başladım.Biraz dinlenmek için koltuğa uzandım.
Kapının çalma sesiyle uyandım ve saate baktım neredeyse 2 saattir uyuyordum.Kapıya bakmak üzere koridora yöneldim.Kapıyı açtığımda ise karşımda 4 tane uzun ve iri adamlar vardı "Asya hanım bizimle gelmeniz gerekiyor."dedi içlerinden biri. "Hayır siz kimsiniz?"dedim hafif yüksek bir tonla. "Gelmezseniz zor kullanacağız."dedi diğeri. "Aa bak sen ya şunlara gelmiyorum gider misiniz yoksa polis çağıracağım."dedim ve kapıyı kapatmaya yeltendiğim anda telefonum çaldı ve telefonumu cebimden çıkarıp baktım abim arıyordu. "Efendim abi?Ayrıca başka zaman mı yok neden şu an arıyorsun?"dedim sinirli bir sesle. "Asya onlarla git!git yoksa canın yanar lütfen abiciğim git onlarla!"dedi yüksek bir sesle.
Devam edecek🖤
YOU ARE READING
İsimsiz
Teen FictionHayatı normal bir şekilde ilerleyen Asya'nın bir anda aslında normal bir hayatı olmadığını anladığı anda her şey değişir.