Üzerimi değiştirdikten sonra kapıdaki adamlarla beraber siyah bir range rover'a bindik.2 saat süren yol sonunda bir depoya vardık.İki adam benim kollarıma girdi ve beraber depoya yürüdük.
Depoya girdiğimizde depoda bir adam vardı sandalyede bağlıydı ve önündeki iri yapılı adam ona bağırıyordu. "ANLAT KİMİN ADAMISIN?KİM GÖNDERDİ SENİ?"diyordu iri yapılı olan. "a-abi kimse valla ben ajan falan değilim." sandalyedeki adamın sesi kısık ve bitkin çıkıyordu.İri adam belindeki silahı çıkarıp sandalyedeki adamın bir dizine sıktığında adam acıyla inledi.O anda benim yanımda duran adamlardan biri "Abi kızı getirdik."dedi.
İri adam yanında duran adama sandalyede oturan adamı götürmesi için işaret verdikten sonra bana doğru gelmeye başladığında ağzım hayretle açıldı.Karşımda babam duruyordu.Babam ve annem bizi ben üniversiteye başladığımda bir dünya turuna çıkacaklarını söyleyerek bırakmışlardı ve bir daha görüşmemiştik. "Baba?!" dedim hayretle. "Asya hoşgeldin."dedi. "Neden sen gelmedin?"dedim öfke ve şaşkınlık dolu bir ses tonuyla.Kendi gelmeyip adamlarını neden göndermişti ki ayrıca bu adamlar,silahlar,depolar neydi böyle? "Ben biraz hava alacağım."dedim.
Babam beni başıyla onayladıktan sonra hızlı adımlarla dışarıya çıktım ve depodan olabildiğince uzaklaştım.Düşünmeye başladım olanları.Tam düşünürken gizli bir numaradan bir mesaj geldi.Telefonumu açtım ve mesaj kutusuna girdim.
Bilinmeyen:Özledin değil mi benii! ;)
Ben:Pardon kimsiniz?
Bilinmeyen:Aa hatırlamıyor musun nasıl unutursun beni yaa kırıldım sana ama şu an:(
Ben:Siz kimsiniz?
Bilinmeyen:Bi dakika sen ciddi misin?
Ben:Evet siz kimsiniz?
Bilinmeyen:Ben senin sevgilinim,Demir ben.
Şoka uğradım.Sadece onunla dalga geçiyordum.Olamazdı yalan söylüyordu.
Ben:O 2 yıl önce öldü.
Bilinmeyen:Ben ölmedim Asya gerçekten.
Ben:Yalan söylüyorsun sen o değilsin.
Bilinmeyen:Tamam sana ölmediğimi kanıtlayabilirim.Buluşalım hemen şimdi.Ne dersin?
Afalladım telefonun ekranı karardı,tam kapanacaktı ki ekrana tıklayıp yazmaya başladım.
Ben:Tamam buluşalım.2 saat sonra benim evime gel.
Bilinmeyen:Tamam :)Telefonumu çantama koyduğum sırada biri beni aradı,abim.
"Alo abi?"dedim meraklı bir sesle. "Asya ne yapıyorsun abicim gittin mi adamlarla?"dedi hafif dalga geçer gibi bir ses tonuyla.Anlam veremedim ilk önce. "Gittim abi babam buradaymış ama babam hiç bıraktığım gibi değil n'olmuş ona böyle?"dedim. "Canını yaktı mı?"dedi sorumu önemsemeden. "Hayır niye ki?"dedim saf saf sanki geldiğimde bir adamı sakat bıraktığını görmemişim gibi. "Ben gelmek istemeyince beni sizinle tehdit etmişti de ondan sordum."dedi.Güler gibiydi sesi,dalga geçer gibi ama aynı zamanda sinir ve öfke dolu bir ses tonuyla konuşmuştu.Bu durum beni korkutmuştu açıkçası.Söyledikleri neydi böyle?Öfkelenmiştim. "Nasıl yani bizimle tehdit etti derken?"dedim. "Valla onu sevgili babacığımıza sor güzel kardeşim."dedi. "Abi ben seni sonra arayayım mı?"dedim. "Olur hadi bay bay kendine iyi bak güzelim."dedi. "Bay bay abi."dedim ve telefonu bir hışımla çantama tıktım.Koşar adımlarla depoya doğru ilerledim.Deponun girişine geldiğimde çok öfkeliydim ve deponun önünde duran adamlara başımla işaret verdim.Anında kapıyı açtılar.İçeriye resmen daldım ve gözlerim babamı aradı.Onu gördüğümde öfkem daha da arttı ve "SEN NASIL BİR ADAMSIN YA?!NASIL TEHDİT EDERSİN ABİMİ BİZİMLE?!BİZ SENİN ÇOCUĞUN DEĞİL MİYİZ YA?!"diye kükrediğimde babam yerinde titredi. "Asya ne oluyor neyden bahsediyorsun sen ne tehdit etmesi kızım?"dedi sakin sakin.Hala hiç bir şey bilmiyorum sanıyordu. "SEN,SEN BİR DE YALAN MI SÖYLÜYORSUN YA! BU SİLAHLAR, BU DEPO,BU ADAMLAR NE BUNLAR BABA AÇIKLASANA!"dedim hiddetle. "Kızım bi gel anlatayım be-"sözünü kestiğimde konuşmaya başladım. "Bak anlatacağın şeyler bence çok önemli değil zira bu kadar batmışken daha fazla yalan söyleyip dibi görmeni istemem baba."dedim bir bıçak kadar keskin bir ses tonuyla. "Ben gidiyorum şimdilik."dedim ve arkamı döndüm.
~Asya'nın 'şimdilik' demiş olması Hakan için bir nimetti fakat bir yere kadar zamanı vardı.Bazıları artık susmayacaktı ve belki de Hakan'ın canından çok sevdiğini söylediği kızı bir daha onun yüzüne bile bakmayacaktı.
Bir saat sonra:
Eve geldiğimde Demir olduğunu söyleyen kişinin gelmesine yarım saat vardı.Üzerimi değiştirdim ve çay demleyip salonda televizyon izlemeye başladım.Yaklaşık yirmi dakika sonra kapı çaldı ve ben şok oldum çünkü geleceğini düşünmüyordum ki geldiğine göre bu kişi Demir'di.Hızlı adımlarla kapıya yöneldim ve kapının deliğinden baktım.Kapının önündeydi,oydu.Demir buraya gelmişti.Hemen kapıyı açtım ve Demir'in boynuna sarıldım.Demir parfümünü değiştirmemişti.Hala aynı kokuyordu ve bu hoşuma gitmişti çünkü bu parfümü ona ben almıştım.Demir belimden sarıldı bana sıkı sıkı.Ölmemişti ama nasıl olabilirdi ki?
"Demir!"dedim mutlu bir sesle. "Efendim güzel sevgilim?"dedi aynı ses tonuyla. "Ay dur kapıda kaldık içeriye girelim."dedim.İçeriye girdik.Kapıyı kapattım ve salona doğru zıplar gibi yaparak yürüdüm. "Ne içersin?"dedim. "Çay olabilir."dedi.Mutfağa gittim ve o an arkamdan geldiğini gördüm.Ben çayları koyarken o gelip belimden sarıldı bana ve çenesini omuzuma koydu."Demir ya sen nasıl yaşıyorsun?"dedim meraklı bir sesle. "Anlatırım güzelim."dedi.Çayları bir tepsiye koydum.Tam alacaktım ki Demir benden önce davrandı ve tepsiyi aldı.Salona geldiğimizde koltuğun önüne bir sehpa çektim ve Demir çayları sehpanın üzerine koydu.Yüksek tavanlı salonun beyaz koltuklarına oturduk. "Ee anlat bakalım nasıl yaşadığını."dedim. "Şöyle güzelim ben aslında ölmedim ama öldü gösterildim."dedi çok normal bir şeyden bahseder gibi. "Ben seni benzinlikte gördüm biliyor musun?"dedi.Son cümlesiyle gözlerim doldu. "Ben,bende seni gördüm ama sadece bir başkası olduğunu ya da halüsinasyon gördüm sandım."dedim üzgün bir ses tonuyla.Gözlerimin dolduğunu gören Demir hemen ellerini yanağıma uzattı ve "şşş üzülme güzel sevgilim benim geçti bak,ben buradayım."dedi sakinleştirici bir sesle. "Demir bunu kim yaptı?"diye sordum aniden ciddileşerek. "Baban."dedi tekdüze bir sesle.Devam edecek🖤
YOU ARE READING
İsimsiz
Teen FictionHayatı normal bir şekilde ilerleyen Asya'nın bir anda aslında normal bir hayatı olmadığını anladığı anda her şey değişir.