Babam...Sahi kimdi benim babam?Ne kadar tanıyordum onu?Onun tanıttığı kadar mı yoksa benim tanımak istediğim kadar mı?Kimi ne kadar tanıyabilirdi ki insan?
Düşüncelerimden sıyrıldım ve onun sesiyle buluştum. "Asya,Asya?Hey orda mısın?"diyordu güzel sevgili.
Donakaldım.İstemiyordum duymak.Aldatılmak peki,kandırılmak..Acaba babam gerçekten annemle yurt dışına mı çıkmıştı?Peki annem neredeydi?Çok sorum vardı.Cevap almam gerekiyordu.Bu benim hakkımdı ama benim ne hesap soracak halim ne de bağırıp çağıracak takatim kalmıştı.Üzgün müydüm?Hayır.Kızgın mıydım?Hayır.Hissetmiyor muydum yoksa umursamıyor muydum?Sanırım artık umursamıyordum.Şimdi biri çıkıp gelse dese ki ben senden nefret ediyorum tamam der geçerim herhalde.Sorgulamadan...
Demir beni omuzlarımdan tutarak sarstığında kendime geldim ama boş gözlerle ona baktım sadece ve "Ne yapalım?Yapmış ne yapabiliriz ki olan olmuş.."dediğimde söylediklerime ben bile inanmazken,onun inanmasını bekledim. "Haklısın güzel sevgilim."dedi anlayışla zira o da neler hissettiğimin farkındaydı.Anlamıştı o beni,inanmıştı bana.Gülümsedi sıcacık gülümsedi ve beni yumuşacık öptü.Ağır adımlarla mutfağa gitti bense olduğum yerde gözümü bile kırpmadan biraz önce duyduklarımı düşündüm.
Mantıklı düşünmeye çalıştım,en azından denedim ama o kadar olmayacak bir şeydi ki ne dersem diyim kendimi bulacağım mazerete inandıramazdım.Demir salona elinde bir tepsiyle girdi.Üzerinde ballı papatya çayı ve fıstıklı beyaz çikolata vardı.Hayatımda ben kendime inanmazken bana inanan biri vardı.Şans mıydı bu yoksa benim seçimim miydi?Çok soru soruyordum bazen bu kadar kurcalamamak gerekirdi belki de.
Demir elindekileri kucağına koydu ve papatya çayını eline aldı ve dudaklarıma doğru uzattı.Ona gülümseyip çaydan bir yudum aldım.Bardağı elinden alırken konuştum. "Sence bir insanı onun kendisini sana tanıttığı kadar mı tanırsın yoksa ne kadar tanımak istiyorsan o kadar mı tanırsın?"dedim.Önce sorumu anlamaya çalıştı sonra içine derin bir nefes çekti ve konuşmaya başladı. "Bence tanımak istediğin kadar tanırsın çünkü çoğu insan açıktır,nettir.Ama bazıları vardır ki kapalı bir kutudur ne kadar tanıtırsa o kadar tanırsın ve o insanların karakterleri çok sık değişir.Sana farklıdır öbürüne farklıdır.İnsanlar...Çok yalan söylerler,çok konuşurlar ama hepsinin bir harcı vardır o kadar konuşurlar."dedi çok da yüksek olmayan bir sesle. "Ben biraz dışarıya çıkacağım ama sanki yalnız gitsem daha iyi olur."dediğimde gülümsedi ve "Tamam güzelim benim bırakmamı ister misin yoksa kendin mi gideceksin?"dedi anlayışla. "Ben giderim sevgilim."dedim sönük bakışlarımla ve hafif bir tebessüm kondurduğum dudaklarımla. "Tamam dikkat et kendine."dedi ve beni kendine çekip sarıldı,saçlarıma bir buse kondurduktan sonra yüzüme bakıp "İyi olacağız güzel sevgilim."dedi. "Umarım sevgilim.Umarım"dedim.
🖤Arabaya bindim ve bildiğim çok da kimselerin olmadığı bir denize gitmeye karar verdim.Şehirden biraz uzaklaşmaya başlayınca camları açtım ve bir elimi yanımdaki camdan dışarıya çıkardım.Radyoda ~Mavi Gri:Altüst olmuşum~çalıyordu.Gözlerim dolmaya başlamıştı ve önümü bulanık görmeye başlayınca yan taraftaki ormanlık alana doğru sürdüm arabayı.Arabayı istop edip kafamı direksiyona doğru yasladım.Çok doluydum,artık boğuluyordum düşüncelerimin ve hayatımın içerisinde.
Kafamı direksiyondan kaldırdım ve anahtarı alıp kendimi arabadan dışarıya attım.Bir anda bağırmaya başladım "YETER!YETER!BIKTIM,YETER ARTIK OLSUN AMA ALLAHIN CEZASI ÜST ÜSTE OLMAYIN YA KALDIRAMIYORUM!" artık yeterdi çok şey olmamıştı ama çok üst üste gelmişti her şey ve ben boğuluyordum.
Önüme gelen ağaçlara tekmeler savurdum ve koştum sadece çığlıklarımla koştum,kaçtım düşüncelerimden,kendimden...5 dakikadan az sürede denize vardım.Bir yokuş vardı denize inen,kumdandı.Yürümeye başladım ve önce ayakkabılarımı sonra üzerime aldığım ince ceketi alıp yere attım ve tüm düşüncelerimle denize doğru yürüdüm.Acaba bir insan ne kadar kötü olabilirdi?Denizdeki ilk çığlığım.Bir insana güvenebilir miydik?2. çığlık.Suya daldım yürümeyi bırakıp.Benim babam aslında kimdi?3. çığlık.Çığlıklarım kurtarır mıydı beni bu iğrenç ve korkunç kabustan?4. Çığlık...Cevap yoktu ama olsa hayır olurdu sanırım.Bir çığlık daha atmak istedim ama canım yandı,sesimi çıkaramadım..
Sudan çıktım ve kendimi kumlara attım. "Sence bulabilecek miyim sorularımın cevabını?"diye bir soru yönelttim denize.
Deliriyor muydum?Kimdim ben?İnsanları geçip önce kendimi kendime tam olarak tanıtmalıydım.Kendimi mi yeterince tanımıyordum?
Düşüncelerimi bölen bir sesle irkildim. "Sende mi bizdensin?"diye bir soru yöneltti bana yanımdaki kız. "Sizden?Ben kafa dağıtmaya geldim."dedim. "Tamam işte.merak etme bir grup değiliz,ki birkaç kişi de değilim.Ayy anlatamadım bir türlü bende buraya kafa dağıtmaya gelirim."dedi tatlı bir şekilde. "Arkadaş olalım mı ?"dedi. "Olur."dedim. "Ben Ezgi"dedi isminin Ezgi olduğunu öğrendiğim kız. "Bende Asya memnun oldum."dedim. "Kaç yaşındasın?"dedim. "Üniversite sona gidiyorum sen?"dedi.Demek benle yaşıttı. "Bende aynı."dedim hafif gülümseyerek.Ezgi yanında olduğundan haberdar olmadığım biradan bir yudum aldı ve bana dönüp dedi ki "İster misin?". "Olur."dedim.Birayı elinden alıp dudaklarıma götürdüm.Alkolden hiç hoşlanmazdım.Yüzümü buruşturduğumda Ezgi "İlk kez mi içiyorsun alkol?"dedi. "Hayır,ama hoşlanmam çok içmekten tadı berbat."dedim.Başını aşağı yukarı salladı beni onaylarken."Telefon numaranı verseme bana!"dedim."olur!"dedi ve telefon numarasını aldım.Kısa bir süre sonra vedalaştık ve ben arabaya doğru yürümeye başladım.Arabaya bindim ve eve döndüm.
Eve geldiğimde Demir gitmişti bende üzerime bir şort,bol bir tişört giydim ve yatağa girdim.Uyumaya çalıştım.Unuturdum belki en azından sıyrılırdım bu iğrenç dünyadan birkaç saatliğine.Uyumak kurtarır mıydı ki?
Yüksek bir telefon çalışı ile uyandığımda afalladım ve neye uğradığımı şaşırdım.Telefonumu elime aldığımda arayanın Ezgi olduğunu fark ettim.Çağrıyı cevaplar cevaplamaz bir çığlık sesi duyuldu ve Ezgi konuşmaya başladı. "Attığım konuma gel ve bize yardım et Asya hızlı ol!"dedi kısık bir sesle.
Devam edecek 🖤
Bölüm nasıldı ballarımm🖤
Sizce Ezgi'ye ne oldu ?
YOU ARE READING
İsimsiz
Teen FictionHayatı normal bir şekilde ilerleyen Asya'nın bir anda aslında normal bir hayatı olmadığını anladığı anda her şey değişir.