9.Bölüm

532 44 136
                                    

𖤍

Söyle bana baba;
Hangisi için af dilemeliyim?
Ne olduğum için mi, ne olmadığım için mi?
Söyle bana anne;
Hangisine pişman olmalıyım: Ne olduğuma mı? Ne olmadığıma mı?

𖤍

Her yer karanlıktı. Ama korkmuyordum bu sefer. Görünmez bir kol beni sarmış, güvende tutuyordu sanki. Gerçekten güvende ve şey hissediyordum... Yeniden doğmuş gibi.

Gözlerimi araladığımda beni saran kolların hayali olmadığını gördüm.

"Elizabeth." dedi şaşkınlıkla Fesatlık Tanrı'sı. Gözlerindeki parlaklık... Yaş mıydı?

Birkaç saniyesinde büzüşen damarlarım şimdi bana sağlıklı varlığını hatırlatıyordu.

Elimi koluna götürdüm ve küçük bir inlemeyle dogrulmaya çalıştım. Belimden tutarak yardım etti ana gözlerinde hala şok olmuş bir ifade vardı.

Dizlerinin üzerinde avuçlarını yüzüne gömdü ve birkaç saniyelik es verdi.

"Loki." Ona dokunmak için elimi uzattım ama durdum.

Elini indirip az önce yattığım zemini işaret etti ve gözlerime bakamadan konuştu. "Seni öyle cansız gibi görünce buen..." Nefes alma ihtiyacıyla sustu ve derin bir nefes aldı.

"Sorun yok, hey... Buradayım işte. Hayattayım."

Çünkü seni seçtim.

Başını salladı, sanki kendine bunu inandırmaya çalışır gibi.

Gülümsedi umutla. Burnunu çekti. "Buradasın."

"Hadi, bana gözlerinin dolduğunu söyleme lütfen." dedim şakaya vurarak.

Başını iki yana sallayıp gözlerini kaçırdı. Gözlerimi kıstım. "Beni bu kadar çok sevdiğinden haberim yoktu."

Gözlerini bana çevirdi sonunda. "Pekçok şeyden haberin yok."

Gülümsedim. Ayağa kalktı ve elini bana uzattı. "Pekala, leydim. Halkın seni bekliyor."

Gülümseyerek elini tuttum ve ayağa kalktım. Omuzlarıma binen sorumlulukla daha da dikleşmişti duruşum.

Kılıcımı bana uzattı. Kılıcı tuttuğum an kılıç elimden akan bir sihir hüzmesiyle kaplandı ve bir an onunla bağdaştığımı hissettim.

Sihrim hâlâ damarlarımda akıyordu.

Royalty ■ Loki LaufeysonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin