2

128 14 42
                                    

İkisi de kaşlarını çatmış birbirlerine bakarken Jisung gözlerini irileştirip Seungmin'in kolunu tuttuğu gibi dışarı koşmaya başladı.

İlk patlamanın sesi duyulmuştu bile.

İkisi de yere çöküp bir kaç saniye durdular. Jisung filmi biliyordu ve bu patlamanın tek kalmayacağını da biliyordu.

"Seungmin! Biliyorum filmi biliyorum! Koş!" Diye bağırarak koşmaya başladı.

İnsanların çığlıkları çocukların bağırmaları eşliğinde çıkışa yaklaştılar ve ikinci patlama duyuldu.

"3. patlamaya içeride yakalanırsak ölürüz Seungmin koş!" Diyerek daha da hızlandılar.

Dışarıya çıktıkları gibi 3. Patlama gerçekleşmiş alış veriş merkezi tek parçada yıkılmıştı. Ezkazdan farksızdı.

Jisung bir sonraki patlamanın nerede olduğunu hatırlamaya çalışırken bir yandan yürüyorlardı.

Aklına tak eden düşünceyle arkadaşını hızla arkalarında ki dereye itti.

Kendi de atlayacakken ayağının kayalara sıkıştığını fark etti.

"Jisung! Ne yapıyorsun!"

"Seungmin patlamadan sadece suyun altındayken kurtulabilirsin! Dal ben geliyorum!"

Son cümlesi yalandı. O suya giremeyecekti. Ayağı sıkışmıştı...

Seungmin arkadaşına güvenerek suyun dibine daldı ve nefesini tutmaya başladı.

5saniye geçmeden patlamanın sesi duyuldu.

Seungmin korkuyordu. Güveniyordu bir yandan Jisung'a. Atlamıştır suya değil mi?

Jisung suya atlamışı ama patlamadan parçalanan bedeni atlamıştı.

Seungmin bir kaç saniye sonra yüzeye çıktı ve parçalanmış arkadaşının bedeniyle karşılaştı.

"Jisung?"

Kabullenmek istemiyordu. O beden onun arkadaşı değildi değil mi?

Malesef Seungmin Jisung tam olarak karşındaydı.

"Hayır. Hayır! Hayır! Jisung! Hayır olmaz! Atlayacağım dedin! Atlayacağım dedin pislik! Beni tek bırakmazsın! Söz verdik! Jisung uyan!"

Beden parçalara ayrılmıştı ve Seungmin Jisung'un kafasını buldu.

Kucağında arkadaşının kafasıyla suyan çıktı ve yere çöktü.

Suratı parçalanmıştı ama arkadaşı hala çok yakışıklıydı.

"Jisung. Jisungie? Bu sen değilsin. Atladın sen peşimden. Jisung ses ver!"

Bir yandan ağlarken- hayır pardon haykırırken- arkadaşıyla konuşmaya çalışıyordu.

"Han'ım..."

Saatler sonra ağlamaktan yorgun düşmüştü.

Arkadaşının beden parçalarının tamamını toplamış sudan çıkarmıştı. Dere hem Jisung'un hem de başkalarının kanı yüzünden kıpkırmızı olmuştu.

Hatta bedeni birleştirmeye bile çalışmıştı Seungmin. Öldüğünü kabul etmiyordu.

Şimdi kucağında bırakmadığı Jisung'un kafasıyla bir telefon kulübesine sırtını dayamış suyu izliyordu.

Kendini suçluyordu."Keşke beraber ölseydik seni dinlemeseydim Jisungie." diyordu.

Hava kararmış yıldızlar ortaya çıkmıştı.

Seungmin aklına gelen şarkıyı mırıldanırken arkasında ki kulübede ki telefonun sesini duydu.

Kafasını çevirip baktı. Gerçekten çalıyordu.

Arkadaşının kafasını bırakmadan yavaşça ayağa kalktı ve içeri girip telefonu kulağına götürdü.

"Merhaba Seungmin!"

"Jisung?" Arkadaşının sesiydi bu. Ama kolunda tuttuğu da arkadaşıydı.

"Benim Seungmin! Şimdi sana bir sonraki görevini söyleyeceğim. Seungmin alış veriş merkezinin enkazının yakınında bir kız çocuğu var. Bir süre onu koruman gerekiyor. Kolay gelsin! Adı Bada!" Diyerek kapatmıştı telefonu.

Seungmin ise aklını kaçırıyor gibi hissediyordu.

Kucağında Jisung'un kafasını tutarken ondan görevini dinlemişti.

Elinde ki telefonu istasyona vurmaya başladı. Susturduğu ağlaması geri dönmüştü.

Vurarak elindeki telefonu hatta kendi elini parçalamıştı. Kulübenin camlarını parçalamıştı. En sonunda yıkıntının ortasında yere çökmüştü.

Elinde artık kokmaya başlamış Jisung'un kafası varken alış veriş merkezine doğru yürümeye başladı.

"Bir de çocuk mu bakacağım?"

_________________________
Kısa ama öz hm??

Nasıldı sizce dakika bir Jisung'u kaybettik pek detaylı yazamadım ama

Kendinize iyi bakın 😽😽

Explosion /2MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin