20 : tek düşüncem sensin !

43 7 7
                                    

―୨୧⋆ ˚

"hyung, ben olaya el atmasam şu an hala birbirinize uzaktan bakıyor olurdunuz." diyen sunwoo'nun omzuna koluna atmıştı jacob, sonra da saçlarını karıştırmıştı.

arkadaşlarını çocuklarıymış gibi seviyordu, "teşekkür ederim sunwoo," dediğinde ise ardından eklemişti hemen, "ve sumi." çünkü yujin onun bilet işini ayarladığını söylemişti.

jacob arkadaşlarına çok değer veren birisiydi, herkese değer verirdi, içine kapanık olması asla onlara yakınlaşaması için bir engel olmamıştı.

evinden yolladığı arkadaşları kapıdan çıkıp giderken yorgunlukla kendini yatağına atmıştı. uykusu geldiğini düşünse de yatağa yatar yatmaz geri kaçmıştı. uykuyla alakalı büyük sorunları vardı ve nasıl çözeceğini bilmiyordu.

bir ara o kadar yorulmuştu ki, uyku hapı alarak uyumaya çabalamıştı. ama bu sadece kendini daha da bitkin hissetmesine neden olmuştu.

geçenlerde ise ilk defa uyuyabilmişti, 4 saat kadar kısa bir süre olsa da. o da yujin ile gece 3'e kadar konuştuğu geceydi. ama bunun yujin'i kötü etkilediğini düşünerek bir daha aramak istememişti.

ama ne yazık ki yine ona muhtaç olmuş gibi hissetmişti. telefonunun kilidini açtığı anda yujin de onu aramıştı.

"şansa bak tam seni arayacaktım."

"evinin önündeyim."

yataktan fırlayıp kapının önüne koştuğunda elindeki poşeti sallayıp ona gülümseyen kızı gördü. hızla kıza sarılırken yujin ne yapacağını bilememiş ve öylece kalmıştı. jacob ona ilk defa sarılıyordu, bu yujin için sıradan bir şey değildi.

tertemiz kokusu burnuna gelirken o da ona sarılarak karşılık verdiğinde jacob utanarak kafasını kızın omzuna gömmüştü. kızaran kulaklarını saklamak istese de hafif geri çekilerek kızın içeri geçmesine izin vermişti.

"changmin'lere uğramıştım, sana da geleyim dedim." dediğinde elindeki poşeti masaya bırakmıştı. "cheesecake sever misin?"

"severim." diyerek tabaklara yerleştirmişti, birini kendine alıp birini jacob'a verirken geri kalanını da dolaba yerleştirmişti. "buzdolabın çok boş."

"annemler kanada'da hâlâ."

"ah, doğru. bir şeyler izlemek ister misin?"

oturma odasına hızla gittiğinde ne açacağına karar vermeye çalışmıştı ama pek bir şeyler izlemiyordu yalnızken. "mulan'ı mı seviyorsun?"

"ah evet, küçükken fazla izlemiştim. abimle izlerdik genelde." dediğinde yujin gülümseyerek baktı ona. "ben de küçükken izlemiştim."

"aslında bir köpeğim var biliyor musun? ama kanada'da. sana göstermeyi isterdim." dediğinde yujin sessizce sevgilisinin yanına oturmuştu.

"köpekleri seviyorsun yani."

"sen de seviyor musun?"

"severim." dediğinde tam jacob'un gözlerinin içine bakmış olacak ki jacob hemen gözlerini kaçırmıştı. "ama kedim var."

"kedileri de severim."

jacob'un bu kadar utanması hoşuna gidiyordu ama bunu asla dile getirmeyecekti. yujin kafasını kaldırıp oğlana bakamıyordu sanki.

ikisi de birbirinden daha utangaçtı, yujin başta utangaç olmasa da jacob'un davranışlarını ona geçmişti sanki.

"uyku sorunların düzeldi mi?" dediğinde jacob kızın aldığı cheesecake'den yerken gülümsemişti. "aynıyım hâlâ, hayatıma senin girmen dışında."

"uyumaktan korkuyor olabilir misin? annem de bir zamanlar kötü bir olay yaşamıştı, kabusuna gireceğini düşündüğü için uyuyamıyordu."

"hayır, sadece fazla düşünüyorum dediğim gibi. bazı zamanlar aklımda tek bir şey olduğunda uyuyabiliyorum ama çoğu zaman çok fazla düşünce geçiyor aklımdan. dışarıda fazla konuşmasam da beynimin içinde dışa dönük biriyim." dediğinde yujin jacob'un kendini anlatmasını dikkatle dinliyordu.

"sadece tek bir şeyi düşünmen gerekiyorsa beni düşünmelisin o zaman." jacob'un dudağının üstüne kısa bir öpücük bıraktıktan sonra utanıp geri çekilmişti kız.

jacob ise hemen kızı yanına geri çekip sarılmıştı. ellerini yumuşak saçlarında gezdirirken mutlu görünüyordu. yujin de ona sıkıca sarılırken jacob kulağına hafifçe fısıldamıştı.

"beni bayıltacak dereceye getiriyorsun, sanırım uykum geliyor."

―୨୧⋆ ˚
final !

nasil oldugu konusunda hicbir fikrim yok !! ama umuyorum ki seversiniz

jacob bae | i belongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin