Laurel o akşam iyice düşünme fırsatı bulmuştu. Draco'nun karşısına geçip düzgün bir şekilde konuşacaktı. Birkaç kişinin bahçeye çıktığını fark edince yerinden çıktı. 3 -5 kişi olduğundan dikkat çekmemiş, hatta fark edilmemişti. Laurel sanki dışarı sabah çıkmış edasıyla ortak salona doğru yol aldı. Ortak salona gidince koltukta biraz oturup kitap okuyacaktı ki uyuya kaldı.
Draco: Pışt... Pışt.. Uyan Laurel.. SNAPE ! Hadi uyan.
Laurel: Uyandım MALFOY! Ama bir daha bana bu şekilde hitap etme!
Draco: Tamam.
...
Laurel: Günaydın bu arada.
Draco: Günaydın
...
Laurel ve Draco birbirlerine soru sorar gibi bakarken.
Draco: Bir şey mi vardı?
Laurel: Yemekten sonra kütüphanede sana bir şey söyleyeceğim.
Draco: Tamam.
Laurel hazırlanmak için içeri gittiğinde. Draco' da arkadaşlarının yanına gitti.
1 saat sonra
Laurel ve Draco yemeklerini yedikten sonra konuştukları gibi kütüphanede buluştular.
Laurel: Draco şimdi senden tek bir şey istiyorum. Daha sonra ne istersen onu yaparsın.
Draco: Tamam söyle seni dinliyorum.
Laurel: Bak işte konumuzda bu senden istediğim tek şey ben konuşurken hiçbir şey yapma konuşma yada bir tepki verme. Ben konuşmamı bitirince istediğini söyle.
Draco: Tamam öyle olsun. Seni dinliyorum.
Laurel: Öncelikle ben bunu uzun süre düşündüm. Dün ki kavganın ne kadar saçma olduğunu ikimizde fark ettik sanırım. Öncelikle Harry beni tek gördüğü zaman yanıma geldi. Ben ondan yardım istemedim. O sırada aramızda ufak bir konuşma oldu. Konuşmada da gözlerimin değişik bir şekilde ona benzediğini fark ettim. Tabii o da benim Snape' e benzemediğimi fark etti ve annemle alakalı birkaç şey sordu. Ona bilmediğimi söyleyince uzatmadı. Ama gözlerinin annesine benzediğini söylediğinde biraz kuşkulandım ve son şüphem ise bana annesinin adını söyleyince oldu. LİLY POTTER.
Draco: Evet haklısın dün biraz saçmaladım. Benimde akşam düşünme fırsatım oldu. Bundan dolayı senden özür dilerim ama ben böyle biri değilim.
Laurel: Nasıl yani!?
Draco: Ben rahat biriyim Laurel. Böyle işlere kafamı yoracak biri değilim. Ben arkadaşlarımla takılan biriyim. Bu işler bana fazla gelir. Yani akşam aynı zaman da bunu düşündüm. Kusura bakma ama dün dediğim şey geçerli. Bu işte ben sana yardım etmeyeceğim.
Laurel bunu duyacağını beklemediği için afallamış bir şekilde.
Laurel: T.. Tamam.
Draco: Tamam o zaman içim rahatladı. Böyle şeyler bana gelmiyor cidden. O zaman görüşürüz arkadaşım.
Laurel:( Sahte bir gülüşle) Görüşürüz arkadaşım.
Laurel cidden böyle bir karşılık beklemediği için afallamıştı. Ama bu yolda tek yürümeyi de göze aldığı için sorun etmedi. Ta ki bir sonra ki güne kadar.
1 Gün Sonra
Laurel bahçeye çıktığında birkaç kişinin ona bakıp aralarında fısıldaştıklarını gördü. Bunu ilk başta umursamasa da Birkaç kişi daha ona bakıp konuştuğunda yanlarına gitti. Konuşmalarını duymak istiyordu. Kenara oturup kitabını açtı. Okuyormuş gibi yapıyordu. Sonunda ne konuştuklarını duymayı başarmıştı. Ama duyduklarından sonra hiç duymamış olmayı yeğlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP İKİZ
Teen FictionKendi özlem duygusunu tatmin etmek için kullanılan bir çocuk. Birbirini bilmeyen ikizler Hogwarts' ta kurulan dostluklar İYİ OKUMALARR