Bayan Ester Aspera

47 9 6
                                    

Bölüm 4
.

.

.

Hepsi toplamda yarım saat kadar sürerken evimin aslında Kubbe'ye yakın olduğunu fark ettim.

"Yürüsem bile yetişirdim."

Sonrasında Kubbe'nin girişindeki güvenliğe gidip sınıfımı öğrenmek istediğimi söyledim.
Romandaki diğer karakter sınıfı bulma ile ilgili sorun yasamazdı ancak ben bu büyük alan içinde neredeyse kaybolmuştum.
Güvenlik bana aptalmışım gibi baksalarda pek aldırıcak durumda değildim. Telefonlarımıza çoktan kod gönderilmişti ve yerimize kadar her şey belliydi fakat kitabın bulunduğu zamanın teknolojisi benim ilkel android bilgimin çok ilerisindeydi. Belki 1 veya 2 aya çözmüş olurdum.

Güvenliği geçtikten sonra kafamı kaldırıp yarım top şeklindeki binaya baktım. Yüksekliği neredeyse 500 metreyi bulan yapı gelecekten yapılmış  piramitleri andırıyordu. Altıgen camlar futbol topunun yüzleri gibi birbirine geçmiş Kubbe'nin en üstüne doğru uzanıyordu.

Kubbe,en gelişmiş sihir, bilim ve mühendislikle övünen dünyanın en büyük eğitim kurumuydu ayrıca Kubbe'de hepsi öğrencilerle ilgilenen eğitim eğitmenleri, kafeterya hanımları, mağaza çalışanları, temizlikçiler, işe alım görevlileri, devlet görevlileri, mühendisler, güvenlik, doktorlar ve araştırmacıları da içeriyordu.

Neredeyse modern minimal bir şehirdi Kubbe.

Bu tabi ki sadece Kubbe ile sınırlı değildi. Kubbe gibi bir sürü büyücülük okulu vardı ama hiç biri Kubbe kadar popüler değildi.

Güvenlikten sınıfımı öğrendikten sonra son hızla dersliğe doğru koştum. Nefesimi topladıktan sonra yavaşça kapıyı açıp sınıfa girdim. Sınıfa baktığımda, neredeyse pırıl pırıl göründüğü için ne kadar lekesiz olduğunu fark etmekten kendimi alamadım.

Benim evim neden bu kadar temiz değildi.

Sınıf aşağı inen iki sıraya bölünmüştü ve her sırada birinin oturabileceği geri çekilebilir bir koltuk vardı. Yan yana 5 er koltuk ile bir amfi havası veriyordu.

"Nereye oturmalıyım?"

Kendi kendime fısıldadım.

Şuan oturacak yer bulmak için sınıfta etrafa bakınıyordum.

Tüm sınıf burada olmasa da birkaç kişi sınıfta bekliyordu tabi ki beni görünce hepsinin gözü birden benim üzerimde kaldı.

Birkaç saniye etrafa bakındıktan sonra soldan ikinci sıraya oturmaya karar verdim.

En arka en iyi yerdir.

Tam bir figüran gibi dümdüz ileriye baktım. Kara tahta yerine hologramlar yansıtılan bir ekran. Ona bakarken iç çekmeden edemedim.
Lise mezuniyetimden beri sıraya ilk kez oturuşumdu.

Saat 8:40 idi ve az sonra ders başlıyıcaktı.

Dürüst olmak gerekirse bitkindim.

ders sırasında gözlerimi açık tutmayı başarabilir miyim onu bile bilmiyorum.

Neyse ki bugün oryantasyon günüydü.
bu yüzden fazla konuşmazlar.
bunu bilmek bana çok iyi geliyordu.

Tam kafamı sıraya koymuştum ki

"DİKKAT!"

Masada mışıl mışıl uyuyacak iken, sınıfta yankılanan yüksek bir ses beni uyandırdı.

Yazdığım Kitapta Kötü Adam Oldum.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin