Antrenman

41 10 4
                                    

Bölüm 6

.

.

.

Merakla etrafıma bakındım. Seth, Arthur ve Sofia kuklalara doğru giderken Eleine atış poligonuna doğru yönelmişti.

Estelle ise..... Antrenman sahasının bir köşesinde bağdaş kurmuş bekliyordu. Sarı saçları kafasının her iki yanından göğsüne iniyordu.

Ne yaptığını pek anlamamıştım...

O meditasyon mu yapıyordu? Ana karakterleri tek tek incelerken yazdığım roman ile ilgili bir farklılık var mı diye meraklı gözlerle etrafıma bakındım.

Sofia kısa kılıç kullanıyordu. Dövüş stili son derece şiddetli ve agresifti. Açık kahverengi saçları kılıcını her yana savuruşunda yüzüne geliyordu.
Onu kılıcı saldırdığında rakibe nefes alma alanı bırakmadığı için bir canavara benziyordu. Hızlı , güçlü saldırıları ile buna ek olarak yüksek manası onu gelecekte ana karakterin en iyi yardımcısı haline getiricekti.

Babasına çekmiş diyebildim... Babası Yırtıcılar Loncasının genel başkanı ve Ceo'suydu bir S seviye büyücü.

Bakışlarımı Sofia'dan çekip bir başka kadın karakter olan Eleine Sunders'a kitledim.

Eleine, O bir okçuydu, bu işte gerçekten iyiydi. Tüm sınıf içinde, 500 metre uzaktaki bir hedefi isabetli bir şekilde vurabilen muhtemelen tek kişi oydu. Mana kullanmadan bile bu denli dengeli atış yapabilmesi yılların emeği olsa gerekti. Okuna kattığı rüzgar tipi mana ile her fırlattığı ok bir balerin misali havada savruluyor hedefi tam ortasından vuruyordu.

Ona çocukluğunda bile yüzyılda gelebilicek bir dahi diyorlardı.

Konsey başkanı'nın biricik kızı olması da bunda etkili denebilirdi.

Arthur ise tek başına yer çekimi odasına giderken Seth kendi grubu ile antrenman yapmaya başlamıştı.

Ben ne yapmalıydım...

Kafamı bir üst kattaki spor salonuna çevirdim bir de aşşağıdaki boş alana.

Bence iyi bir atış antrenmanı ile başlamak iyi olabilir.

Dedim içimden.

atış poligonuna yöneldim. Sihirli oklar kolayca yön değiştirebildiği için hedefler keskin nişancının etrafına garip bir şekilde dağılmıştı.

Rütbe 804, Vayne Salas onaylandı.

Bize verilen akıllı girişe doğru tuttuğumda tanımadığım bir robotik ses adımı söyledi. Romanım bizim bulunduğumuz zamandan biraz daha ilerisi anlatıyordu. Teknoloji çağında yaşadığım dünya ile kıyaslanamazdı.

Romanı yazdığım için çoğu şeye aşinaydım ancak buna kayıtsız kalmayı başarabilmek bambaşka bir mevzuydu.
Kendimi biraz tuhaf hissederek içeri girdim.

Artık adım Vayne Salas'idi. En azından bu durumdan kurtulana kadar bu isimle çağrılmaya alışmam gerekliydi.
Basit bir atış poligonuna açıldı. 130 metrekarelik bu dairesel alanın merkezinde atıcı için bir makine bulunuyordu. Tavandan nazik bir robotik ses çınladı.

Yazdığım Kitapta Kötü Adam Oldum.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin