-Giyuu'dan-
O hashira denen insanlarla karşılaştığım günden beri tuhaf rüyalar görmeye başladım. Kafayı yemek üzereyim cidden artık kafamı duvarlara vurcam.
Bu düşüncelerle yataktan kalkıp çocuklar uyuyor mu diye baktım. Hepsi fosur fosur uyuyordu. Şans benden yana desene. Kalkıp üstüne haorimi giyip dışarı çıktım. Ne zaman kafam karışsa gittiğim göle gidip oturup suyu izlemeye başladım. Sonra arkamda bir hareketlilik hissedip arkamı döndüğümde...Bir şey üzerime atladığı gibi onunlja boğuşmaya başladım o şeyi altıma alıp ona tekme atıp kaçmaya başladım. NELER OLUYOR BE!? Ben kaçarken birden o şey toz olmaya başladı. Ama ned- GÜNEŞ! TABİ YA! İBLİSLER!
Birden başım dönmeye başladı... Sonrası ise karanlık...
.
.
.
Gözlerimi açtığımda her şeyi hatırlıyordum. Tsutako nee-sanı, Sabito'yu, Hashiraları her şeyi. Saat öğlen olmuş... Kahretsin! Hemen koşarak eve gittiğimde biri direkt bana sarıldı.Kei: GİYUU SEN NERDESİN SABAHTAN BERİ SENİN İÇİN ÇOK ENDİŞELENDİM!
Giyuu: Göle gitmiştim uyuyakalmışım özür dilerim. Anne...
Kei: bu konuyu konuşacağız anlaşıldı mı beyefendi?
Giyuu: tamam ben de seninle konuşmak istiyorum zaten.
Kei: tamam akşam yemekten sonra bu konuyu konuşcaz ama şimdi bana yardımcı ol bakalım.
Giyuu: tamam.
Gün boyunca "her zaman" yaptığım şeyleri yapıp akşam yemeğini yedikten sonra annemle çocukların olmadığı bir odaya geçtik.
Kei: Giyuu sorun ne?
Giyuu: ben... Sadece her şeyi hatırlıyorum.
Kei: anladım o zaman bizden nefret ediyorsundur.
Giyuu: NE!? TABİ Kİ HAYIR! Sadece... Ablamın ve Sabito nun ölümünden sonra ilk defa bu kadar çok güldüğümü ve mutlu olduğumu hatırlıyorum. Siz benim ailem oldunuz. Ama... Ben Tomioka Giyuu' yum su hashirasıyım gitmem gereken görevler var. Burda kalamam. Öte yandan siz de burda kalamazsınız. Muzan sizin peşinizde.
Kei: anladım... Yani taşınmamız mı gerekecek.
Giyuu: evet... Şey eğer isterseniz su konağına taşınabilirsiniz. Hem o civarlarda bir sürü iblis avcısı da var güvende olursunuz.
Kei: *iç çeker* tamam o zaman en kısa süre içerisinde gitmekten başka çaremiz yok değil mi?
Giyuu: gibi... Şey sen olanları bizimkilere anlatsan ben de birliğe mektup yazsam...
Kei: gel buraya *kollarını açar*
Giyuu: *sarılır*
Kei: seninle gurur duyuyorum oğlum.
Giyuu: seni seviyorum anne..
Kei: ben de seni seviyorum.
Birden kapı sonuna kadar açılıp içeri Takeo dalınca duygusal anımız bozuldu.
Takeo: Cidden konağın mı var!? Çok havalı!
Giyuu: siz bizim konuşmamızı mı dinlediniz?
Shigeru: eeee sayılır...
Giyuu: *baş ve işaret parmağıyla burun kemerini sıkar* offf...
Tanjiro: yani taşınacak mıyız...
Giyuu: evet öyle gözüküyor. Üzgünüm çocuklar...
Nezuko: önemli değil Giyuu nii-chan.
Giyuu: teşekkür ederim.
Nezuko: hadi sen şu mektubu gönder biz de toparlanmaya başlayalım. Hadi yürüyün.
Herkes odadan çıkarken yüzümdeki gülümseme soldu. Onları koruyacağım. Koruyamadıklarım için onları ölümüne koruyacağım. Böyle düşünerek kağıt kalem alıp mektubu yazdım. Ardından da kargamı çağırıp mektubu gönderdim. Umarım her şey yoluna girer...
༶•┈┈⛧┈♛♛┈⛧┈┈•༶༶•┈┈⛧┈♛♛┈⛧┈┈•༶
Evet nasıl bilmiyorum ama bölüm yazmayı başardım. Harikayım. Bölüm nasıldı? Sonraki bölümde ne olcak sizce? Hafta sonu hiç bir şekilde bölüm yazamam haberiniz olsun. O zaman kapanış time.Sağlıcakla kalın hoşça kalın.
SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aile /kimetsu no yaiba/
FanfictionBiz hep tanjiro ve nezukoyu izledik peki giyuu o gün zamanında yetişip kamadolari kurtarsaydı nolurdu?