son bakışlar

16 2 13
                                    


Yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettikçe içerinin sıcaklığı gün yüzüne daha da çok çıkmaya başlamıştı, ben kapalı alanda bunca sure kalamazdım.

"arkadaşlar daha çok ilerlemesek, baksanıza havasız kalacağız" sesim istem dışı yorgun ve kısık çıkmıştı, Eva başını salladığında arkasına dönüp göz gezdirdi, gözleri dehşet içinde açıldığında ne olduğunu anlamamıştım.

"Ayça nerede!? MAMUHAMMED DE YOK!" endişeyle geri döndüğünde ne olduğunu anlayıp Eva'nın kolunu tutmuştum, "bırak ben biliyorum" Muhammed'in Ayça'ya karşı durumu belliydi, ikisi de bununla alakalı konuşacaklardı büyük ihtimal ama içimdeki ses bu işin sonu hiç iyi olmayacak diyordu.

"nasıl yani, Ayça sana mı söyledi" üzüntüyle sorduğunda Ayça'nın onunla ilgilenmediğini filan mı düşünmüştü acaba diye soruyordum kendi kendime, Eva Ayça'ya aşık gibiydi resmen.

"Hayır hayatım, bana söylemedi hiç biri. Ben sadece ne olup bittiğini gözlemledim" içten bir şekilde gülümsediğimde hala kolunu bırakmamıştım çünkü bırakırsam beni dinlemeden gideceğini biliyordum, "ama orası çok karanlık, ve sadece ikisi var. Ya başlarına bir şey gelirse" aynı küçük bir çocuk gibiydi.

"gelmez" net cevabım başını öne eğip devam etmesine yardımdı olmuştu sanki, tekrardan ilerlemeye başladığımızda garip bir koku gelmeye başlamıştı.

"Bu nasıl bir kokudur, Allah rızası için söyleyin kim yaptıysa bir daha yan yana gelmek istemiyorum onunla" Ahmet yüzünü buruşturarak söylediği şey Eva ile benim kıkırdamama yardımcı olmuştu ama Vavara ve Elaon sanırım ne demek istediğini anlamadığı için saf saf bize bakıyorlardı.

"Lan Elaon salağı, sen yaptın dimi! Bak gülmüyor zaten" Ahmet sinirle konuşmaya devam ettiğinde Elaon şaşkınca ona bakıyordu, "Ahmet Vavara'da gülmüyor ona niye söylemedin?" Eva gülerek konuştuğunda gözlerimi 'yok artık' dercesine açmıştım, "sun sus küçük bıcırık, ben bu herifle uğraşmayı seviyorum" Türkçe konuşarak karşılık verdiğinde kafamı iki yana sallayarak gülmüştüm, salak çocuktu ama sevmeye başlamıştım bile.

"B-ben bir şey yapmadın, neyden bahsettiğini de anlamıyorum zaten!" kekeleyerek konuşması çok daha komiğime gitmişti ama bu durumda çok güldüğümüzün farkına varıp ciddileşmeye çalışmıştım.

"kes kes, anladım ben anlayacağımı" Ahmet konuşa konuşa ilerlemeye devam ettiğinde bizde onu takip ediyorduk, bir anda korkuyla kendine duvara atıp aynı anda "ANANI SİKEYİM!" diye bağırması bir olmuştu, onun bu panikli halinden dolayı Eva'nın çığlığı benim bağırışım ve Elaon'un İngilizce küfürler sıralaması bir olmuştu, Vavara sanki bu Ahmet'in gördüğü şeye çok alışıkmış gibi sessiz kalıp yaklaştığında Ahmet sinirle saçlarını karıştırmıştı.

"ne oldu!?" Eva ile aynı anda sorduğumuz soru hafif bir yankı yapmıştı, "garip bir şey gördüm bilmiyorum!"

Gözlerimi kısa bir an kapattım, sakinleşmek adına bu pis kokuyu biraz daha içime çekmiştim ama yüzümü buruşturmama neden olmuştu.

Göreceğim şeyden dolayı cesaretimi toplayıp ilerlediğimde ağzımdan küçük bir şaşkınlık nidası kopmuştu.

Hızla ilerleyip baş ucuna oturdum "Dilan!?", Dilan yerde cenin pozisyonunu olmuş bir şekilde yatıyordu. Hızla nabzını kontrol ettiğimde yaşadığını anlamam kısa sürmüştü.

"biz aptalız, biz aptalız! Dilan'ı nasıl unutabiliriz Tanrı aşkına!" kafama vurarak söylediğim şey diğerlerinin geri çekilmesine neden olmuştu, "hadi ben malım, SİZİN DE Mİ AKLINIZA GELMEDİ?" kafamı hafif yana çevirerek söylediğim şey onları daha da germişti biliyordum ama Dilan'ı nasıl unuturuz aklım almıyordu, ya dışarıda kalsaydı!?

10 DA 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin