IX | BİR VARMIŞ İKİ YOKMUŞ

2.6K 276 219
                                    

Biz geldik ve bölüm yoğun derecede Pars'a çarpan Helen etkisi içeriyor. 
Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. 

Keyifli okumalar. 🧚🏻‍♀️

*

busrainwonderland Bu bölüm senin için. 🍂

IX : BİR VARMIŞ İKİ YOKMUŞ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

IX : BİR VARMIŞ İKİ YOKMUŞ


Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masalları, bir varmış iki yokmuş'a dönüştüren bir adamla tanıştım. Bu adamın, ilk zamanlar bana hissettirdikleri o masalın kötü kalpli kahramanlarını anımsatırken bir süre sonra kara prens olmaya dönüşmesiyle değişti.

Prensler kurtarıcıdır hikayelerde; aşkın simgesel figürlerinden biridir.

Pars, bir kurtarıcı olabilirdi... Karşılıklı olsa da benim anlaşma yaparak yarışmayı kazanmama yardım ediyordu ama ekseriyetle kalbimi kırdığının farkında değildi.

Simgesel olabilirdi Pars. Hatta birçok güzel şeyi simgeleyebilirdi ama kalbimin değişen ritimlerinin ima ettiği büyülü şeye dahil edilmemeliydi.

Çünkü bir vardı, iki yoktu.

Öyle ki bazen, gözlerime dengemi alt üst edecek gibi tesirli bakıyordu. İki güzel sözle gönlümü kandırmayı başarıyordu. Tenime, yangında hissettirecek şekilde dokunuyor ve böylece içimde filizlenen karmaşık duyguları alaşağı ediyordu.

Ancak sonrasında, yarattığı tüm etkiyi kendi elleriyle yok ediyordu. Bir adım gelip iki adım geri giden insanların her hamlede daha çok uzaklaştıklarını biliyordum ve Pars, bana bunu yaşatıyordu.

Dün geceki dansımızdan sonra hissettiğim hayal kırıklığı ağır basınca hemen eve dönmek istemiştim. Parti de sona ermişti zaten. Parti sonrasında biraz daha onlarla vakit geçirmemiz için ısrar eden Leylan Hanımı sabah dersim var diyerek zor da olsa ikna etmiştim. Açelya, yüzüme bir sorun olduğunu anlar şekilde dikkatle baktığında gözlerimi kaçırmak hoş olmamıştı ama açıklama yapmak o an isteyeceğim son şeydi ve yorgunluğumu dile getirerek kaçmıştım.

Esasen açıklama yapacak bir şey de yoktu ya, neyse...

Arabaya binip yola çıkana dek Pars hiç konuşmamıştı. Neden yüzümün asıldığını veya kötü hissediyor gibi durduğumu sorgulamamıştı. Tam Pars'lık hareketlerdi.

Yola devam ederken sorduğu bir soru süregelen sessizliği bozunca ona cevap vermek zorunda hissederek dudaklarımı aralamıştım.

"Senin doğum günün ne zaman?"

YALANCI MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin