551 106 122
                                    

Not: Yorum ve oy sayısı az olduğu sürece yeni bölüm gelmeyecek. Her gün bölüm atıyorum. Çok görmeyin.

***

Sabah işe giderken Aslan'ı veterinere bırakmış ve tedavisi hakkında konuştuktan sonra işe geçmiştim. Doktorun bana söylediklerini Sefa'ya mesaj olarak atmıştım. Haber vermemi kendisi istemişti.

Haftanın son dokunulmazlık oyunu için stüdyoyu hazırlamıştık. Bugün şefler sonucu belirlemeyecekti. Her hafta olduğu gibi misafirler gelecekti. Bu hafta o misafirler arasında ben de vardım.

Bu sefer bir değişiklik yapmış ve çekim ekibinin konuk olarak alınmasına karar vermişlerdi. Beni de misafirlerden biri olarak belirlediklerinde çok heyecanlanmıştım. Hep kamera arkasında çalışırken ilk defa kameranın önüne çıkacaktım.

Henüz yarışmacıların bundan haberleri yoktu. Misafir geleceğini biliyorlardı ama kim olduklarını bilmiyorlardı.

Çekimlerin başlama vakti geldiğinde yarışmacıları çağırmak için kulise gittim. İçeri girdiğimde Dilara ve Barış'ın kendi aralarında tartıştığını görmüştüm.Herkes bu durumdan sıkılmış gibi gözüküyordu. Dilara'nın yanında oturan Alican kulaklarını kapatmış bıkkın bir şekilde etrafa bakıyordu.

"Arkadaşlar sizi stüdyoya alalım."

Barış benim sesimi duyunca ellerini havaya kaldırarak teşekkür etti ve yanıma gelip omzumu patpatladı.

"Daha iyi bir zamanlama olamazdı Akasya teşekkür ederim. Kanatsız meleksin."

Yüz ifadesine sırıtırken cevap verdim.

"Rica ederim her zaman."

Dilara konuşmamızı duyunca gözlerini devirip yanımızdan geçmiş ve kulisten çıkmıştı. Giderken kendi kendine söylendiğini duyabiliyordum.

Herkes sırayla dışarı çıkarken Sefa aynanın önüne geçip yüzüne bakmaya başlayınca ona seslendim.

"Bir şey mi oldu?"

"Ya sabah kafamı masaya vurmuştum. Alnım kızarmış."

"Makyözlerden rica etseydin. Bir şey sürerlerdi."

"Aklıma gelmedi. Çok belli oluyor mu?"

Yanına yaklaştığımda kafasını çevirip çarptığı yeri göstermişti. Belirgin bir kızarıklık vardı. Kafamı sallayıp onu onaylarken aynaya dönüp iç çekmişti.

Aynanın önündeki kapatıcılara bakıp onun yüzüne uygun olanı seçtim ve parmağıma biraz sıkıp ona döndüm.

"Dön bakayım bana."

Bana döndüğünde parmağımdaki kapatıcıyı alnına sürüp dağıtmaya başladım. Bu sırada o da beni izliyordu.

"Mavi mavi bakma bana Sefa."

"Niye ki?"

"Heyecanlanıyorum."

"Ben sana bakma desem bakmayacak mısın?"

"Ben bakarım."

"Niyeymiş? Senin farkın ne?"

"Duygularımız farklı. Sen bana karşı bir şey hissetmiyorsun."

"Üzülüyor musun?"

"Üzülmüyorum. 3 senedir sessiz sessiz seni izlemeye alıştım."

ғᴏᴜʀᴛʜ ᴏғ ᴊᴜʟʏ {sᴇғᴀ ᴏᴋʏᴀʏ ᴋıʟıç}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin