⊱Bölüm 3.7⊰

2.4K 138 18
                                    

Heyoo ben geldimm yine geceyarısı (';

Sizde hoşgeldinizzzz <3

Multi de ki arabik şarkı Karan Ali için yazılmış sanki şsldöfö (; açın dinleyin mis mis

Bugün gün içinde bölümün taslağını yazmaya devam ediyordum hatta akşamına da atarım dedim. Ama uyudum şwlsöd

Af buyrun lütfen :q

Buyrunuz bölümee

.

Karan Ali Doğan

"Yusuf bu ne amcaoğlum ya. Papatya ne ?" dediğimde Yusuf eline aldığı papatya buketini geri indirdi.

Şuan bir çiçekçideydik. Yusuf beyimiz müstakbel nişanlısı için çiçek seçiyordu. Yaklaşık bir 20 dakika olmuştu çiçekçiye geleli.

"Buyrun beyefendi çaylarınız." çiçekçinin sahibi bile anlamıştı kararsız kaldığımızı.

Masaya indirdiği çaylardan bir tanesini aldım. "Teşekkür ederim."

Telefonum çaldı. Baran.

Cevapla yazan tuşu sağa kaydırdım ve telefon konuşmasına yanıt verdim. "Ne oldu Baran ?"

"Abi nerede kaldınız ? Manavı kapadım çoktan. Hazırlandım bile. Saat sekiz buçuk oldu neredeyse."

"Napayım Baran. Kuzenin çiçek seçemiyor. Hayır yani bir buket gül al yada lale." deyip sitemimi bildiriyordum.

"Amcaoğlum buket yaptırdım." Yusuf'un sesi ile, telefonu kulağımdan çektim.

"He Yusuf." dedim.

"Bir buket kırmızı gül aldım birde kaynanama baldızıma falan. Şimdi de çikolata seçicem." dediğinde telefonu geri dayadım kulağıma.

"Baran kapa kapa. Siz önden gidin gelin evine. Ordayız bir 10 dakikaya." deyip telefonu kapadım.

Yusuf'un yanına gidip , eline aldığı çikolata kutusuna bakındım. "Bak bu güzelmiş alalım bunu."

Yusuf başını bana çevirdi. "Bu mu ?" dedi işaret parmağı ile, çikolata kutusunu göstererek. "Olum bu ne çok renksiz. Bunun mor olanı var mı ?"

Elimi alnıma dayadım ve ovdum yavaşça. "Yarabbi sabr." diye mırıldandım.

Tezgah başında ki adam da bıkmışa benziyordu. "Var efendim."

Önümüze mor küçük paketler halinde bir çikolata kutusu indirdi. "Tamam alıyoruz bunu." dedim kutuyu adama iterek.

"Lan daha ben bakmadım nasıl olduğuna." diyen Yusuf'a kulak asmadım.

"Siz dinlemeyin onu, heyecanlı günü. Tatlı telaşlar falan." dediğimde adam alttan alttan güldü.

Çikolata kutusu ile kırmızı güllerin fiyatını bize söyledi. Yusuf cebinden parasını çıkardı ve adama uzattı. "Hayırlı günler." deyip çıktık oradan.

Yusuf elinde ki gül buketi ile çikolata kutusuna bakıyordu. "Ulan Yusuf, Allah'tan takım elbiselerimiz giyinik." dediğimde Yusuf hülyalara dalmış , beni duymuyordu.

Elim ile kafasına vurdum bir tane. "Orada mısın lan ?"

"He , ne ? Songül beğenir değil mi ?"

"Ne diyorsun oğlum sen ? Daha baklava alacağız. Bin şu arabaya." dedim.

Yusuf gül ve çikolatayı arka koltuğa indirdi. Kendisi de sürücü koltuğuna oturdu. Yusuf arabayı herhangi bir tatlıcının önünde durdurdu.

İçeri girdiğimizde ise Yusuf direkt olarak "2 tepsi küçük lokmalık baklava paketler misin abim ?" dedi.

Manavın Oğlu 〣 Texting √ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin