özür dilerim minik kelebek.
Avuçlarımın içine hapsettiğim minik kelebeği yavaşça kavanozum içine bıraktım ve kapağını sıkıca kapattım.
"Yaşa minik kelebek orada." gözyaşlarım çeneme uzandı;
"Yaşa acıyla benim gibi."
Delikli kavanozun kapakları minik kelebeği yaşatmaya yeterliydi, zaten ben de beslerdim onu. Minik kelebek yaşa bir acı yuvada ama ben o değilim. Sen beni yalnız bırakma diye, gitme diye yapıyorum hep.
Acı yuvasında yaşıyorum bende minik kelebek, sende yaşa.
Dört duvarın içinde ki acı yuvasında, senin de oldu acı yuvan minik kelebek. Olmadıysa bile olacak. Çünkü minik kelebek bende acı yuvasındayım. Çünkü sen beni dinleyeceksin günlerimi, acılarımı. Acı senin üstüne örtünecek minik kelebek, altında kalansa ben olacağım. Sen benim acılarımla, acı yuvasında olacaksın.
Şimdi sus ve dinle minik kelebek.
Sonra yaşa acıyla minik kelebek.
;༊
Acı bir yuvan olsun minik kelebek, acı bir yuvada.
o gece her şeyin başlangıcı;
küçücük bedeninde izi geçmeyecek acısı dinmeyecek derinden kesikler açan o küçük kız çocuğuna itihaf ediyorum.
ve küçük kız çocuğu kötü haber kesiklerin hiç bir zaman senden ayrılmadı.
Tüm hakları bana aittir ve saklıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir acı yuvası
Teen FictionElime aldım sonra bir kavanozun içine hapsettim, dedim ki yaşa acıyla benim gibi. Bir acı yuvası oldu kavanozda ki minik kelebeğimin, sonra benim. Acı yuvam da, onun da vardı acı yuvası ama acısı bendim. ;༊ |23508|
