FİNAL

14 3 5
                                    

Eniz Botan'dan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Eniz Botan'dan

İnsanlarla baş etmek zordu. Özellikle ruhunu satmış kalpsizlerle baş etmek. Hayatım, ruhunu satmış bir babayla baş etmekle geçmişti. Duyguları olmayan bir adamdan sevgi, kalbi olmayan adamdan merhamet, sol tarafıma yerleştirdiği şeytanın vesveselerinden kurtulmak için yardım dilenmiştim. Onun bu dilediklerime karşılık verdikleri ise dayaklar ve hakaretlerdi.

Küçücük bir çocuk ölüm nedir bilmemeliydi. Ben daha 6 yaşında annemle tatmıştım bu duyguyu. Şu zamana gelene kadarsa ölüm hep yanı başımda dolanmıştı ama bana uğramamıştı. Tanıdığım, bildiğim, gördüğüm, sevdiğim insanlara uğramıştı. Ömrüm yanımda gezdirdiğim kara deliğin beni içine çekmesini beklemekle geçti. Kara delik ise inatla daha çok insanı yanımdan alıyor ve etrafımı çepeçevre sarıyordu. Son olaraksa aldığı kalbimle, kara delik her yanımı sarmıştı. Öyle bir sarmıştı ki her yanımı ne nefes alabiliyor ne yemek yiyebiliyor ne de yaşayabiliyordum.

Ağzıma giren nefesi zor yuttum. Gözlerimi açtım. Başta bulanıklaştı etraf sonra düzeldi. Ama düzelen sadece görüntüydü. Her şey siyah beyazdı, sanki diğer renklere kör olmuştu gözüm. Uzandığım soğuk zeminden kalktım. Aniden kalkınca ufak bir baş dönmesi yaşadım. Kaç saattir burada uzanıyordum? Ya da kaç gündür? Sahi kaç Eylül geçmişti denizkızımın üzerinden. Kaç dalga vurmuştu üzerine? Başımı eğip milyonuncu ve asla sonu gelmeyecek gözyaşlarımı akıttım.

Benim denizkızım sudan korkardı. Benim denizkızımın dalgalardan kaçmak için deniz kulesine ihtiyacı vardı. Deniz kulesi ise dalgalardan koruyup onu yanına alamamıştı. Ama ben onu koruyamamıştım.

Hıçkırıklarım iyice artarken kendimden geçmiştim. Yine saatlerce süren bir ağlama atağının sonrasıydı. Yatağın kenarına tutunarak zorla kalktım yerden. Başıma vuran ağrıdan yalpaladım. Kesinlikle bu ağrının sebebi sadece yatmak değildi. Odanın ucundaki banyoya gidip aynanın önünde durdum. Ellerimi lavaboya dayadım yoksa yeri boylayacaktım. Yürüdüğüm kısacık mesafe bile fazla gelmişti günlerdir aç susuz yatan bedenime. Başımı kaldırıp aynaya bakmaktan korktum.

Korktuğum şey harap olan yüzüm müydü? Yoksa sevdiğim kadını harap eden adamı görecek olmak mıydı?

Yavaşça kafamı kaldırıp aynadaki yabancı ile göz göze geldim. Şişmiş gözlerim, çökmüş gözaltlarım, eylüllerin üstünden geçip yaşlanan yüzüm, kara deliğin verdiği ağırlıkla çöken omuzlarım. Kesinlikle karşımdaki adam ben değildim.

Karşındaki adam katil! O denizkızının katili.

Kafamdaki sesle başımı iki yana salladım. Ellerimi başımın arasına alıp saçlarımı çekiştirdim. "Hayır! Ben öldürmedim." Kafamı hızlıca durmadan iki yana sallamaya başladım.

"Ben kıymam denizkızıma."

Başımı sallamayı aniden bırakıp ellerim aynanın kenarlarını kavradı. Dikkatle izledim karşımdaki adamı. "Sen yaptın! Her şey senin yüzünden oldu. Ben onu kurtarmaya çalıştım ama sen her şeyi mahvettin. Sen bir katilsin!"

İNTİHAR TEPESİ - Kısa Hikaye (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin