9

23 5 21
                                    

—————————————

Paniklediğim ve paniklediğim de hiçbir şeyi doğru düzgün yapamadığım için Black'i revire götürüyordum. "Bak nasıl endişelendin benim için." Tek kaşımı kaldırdım "Seni burda bırakıp gitmemem için bir neden söyle." Sırıttı "Çok seviyorsun çünkü beni." Onu bırakıp koşmaya başladığımda bağırdı "Ya, beni bekle yaralıyım ben!" Dinlemeyip gülerek koşmaya devam ettim.

Kütüphane
Allison'dan

"Sen bir tık kısasın sanki." Salak salak sırıtıp konuşan Black'e döndüm "Hayır kısa değilim." Dedim kafamı yazı yazdığım parşömenden kaldırarak. "Yok yok, baya baya kısasın sen." Hafif sesimi yükselterek "Aramızda en fazla beş santim vardır, ne bu tavrın senin?" Diye sordum. He kesin der gibi kafasını salladı ve "Gel ölçülelim o zaman." Kendimden emin bir şekilde "Tamam, gel ölçülelim." Ayağa kalktık ve kütüphane çıkışına doğru ilerlemeye başladık. Giderken Black bana döndü "Var mısın iddiaya?" Düşündüm "Nesine?" Sırıttı "Kaybeden kara göle atlasın." Anlık gazla "Tamam." Dedim ve parmağımı uzattım. O da tuttuğunda mühürlemiş olduk.

"PAKSJJWJANDN bak nasıl dokuz buçuk santim uzun çıktım senden." Göz devirip yanımda gülüp duran Black'e döndüm "Abartma yani sende, alt tarafı dokuz buçuk santim." Daha fazla kahkaha atıp "Kısasın işte kabul et!" Dediğinde ona döndüm "Değilim kardeşim, değilim işte!" Sonunda gülmeyi bırakıp bana döndü "Tamam öyle olsun," dedi ve devam etti "Ama gene de kara göle atlayacaksın." Ofladım "Tamam ya."

Kara Göl
Allison'dan

"Üç dediğim de o zaman." Dedi Black kafamı salladım ve saymaya başladı. "Bir, iki- DUR ÇEKME." Üç diyemeden onu da çekerek göle atladım. O şaşkın şaşkın etrafına bakarken ben suratına gülmeye başladım "Suratının halini görmen lazım." Kaşlarını çattı "Sen yüce Sirius Blackle alay mı ettin az önce?" Kendini bu kadar üstün görmesine sinirlenip "Aptal narsist." Diye mırıldanarak üstüne yüzmeye başladım. Fakat o da aynı şeyi düşünmüş olacak ki benimle aynı anda üstüme yüzmeye başladı. Tam ortada durduğumuzda ona vurmak için elimi kaldırmıştım ki Profesör Mcgonagall'ın sesini duydum "Siz orada ne yapıyorsunuz?"

Mcgonagall'ın odası
Allison'dan

"Profesör merlin şahit bu başlattı." Deyip elimle Black'i göstermiştim. Black şokla bana bakıp "Sen mızıkçılık yaptığın için burdayız. Bilmem farkında mısın?" Ona göz devirdiğim sırada kapı tıklandı Profesör "Gelin." Dediğinde içeri Potter ve Snape'i ensesinden tutan Filch girdi. Buna baya baya gülebilirdim ama göt korkusu başa bela. Filch "Bunları kullanılmayan sınıfların birinde düello ederken buldum. Bence onları tırnaklarından tavana asmalıyız." Dedi gözlerinde büyük bir umutla. Mcgonagall ona kötü bir şekilde baktı ve "Çıkabilirsiniz." Dedi. Potter hemen Black'in yanına geçtiğinde Snape denen, trende tanıştığım yağlı saçlı çocukta benim yanıma geçmişti. Mcgonagall iç çekti "Gene mi siz?" Ben bizi unuttuğunu düşünürken Mcgonagall bize döndü "Siz ikiniz, binalarımızdan beşer puan düşürüyorum ve akşam yemeğinden sonra Filch'e kupaları temizlemesi için yardım edeceksiniz."

Ravenclaw Kızlar Yatakhanesi
Allison'dan

Odadan içeri girdiğimde ablamı gördüm ama umursamadan Cass'in yatağına ilerledim. "CASS KALK SABAH OLDU!" Cass Bağırmamla yerinden sıçrayıp aşağı düştü. Buna biraz güldükten sonra kalkması için elimi uzattım "Nasıl beni o Blackle bırakıp gidersiniz!" Cass aptal aptal sırıttı "Çok güzel uyuyordunuz ama." Olabildiğince sinirli bakışlarımı ona yolladım "Duyan da beraber uyuduk sanacak." Cass bana havadan bir öpücük atıp banyoya gitti.

"Noel tatili yaklaşıyor, cesedimi bulursanız güzel bir mezar kazın." Dedim. Sözümü bitirdiğim gibi Cassiopie bana döndü "Bir daha böyle konuşursan seni mahvederim Allison." Felix de başını sallayıp Cass'i onayladı."Doğruları söylemekte suç olmuş." Diye homurdanıp önden yürümeye başladım.

Noel tatili için eve dönüş günü
Allison'dan

Uyandığımdan beri korkudan tırnaklarımı kemiriyordum. Bir yandan da bu kadar korktuğumu belli etmeden Cass'i rahatlatmaya çalışıyordum "Biraz sakinleş Cass, o kadar kötü olamaz." Buna ben bile inanmamıştım. Cass gözleri dolu bir şekilde bana döndü "Buna sen bile inanmadın değil mi Alls." İki dakika bile geçmeden Cassy sanırım ağlayarak odadan çıkmıştı. Bir diğer konu ablamdı, bugün hiçbir şekilde yanıma gelmememişti. Muhtemelen benim için endişelenmiyordu. Cass'in arkasından gitmeyi düşünüyordum ama içimden bir ses yapmamamı söylüyordu. Bende onu dinleyip son bir kaç saattir yaptığım gibi yatağa geri uzandım.

Cassiopie'den (omaygat😱)

Yatakhanenin kapısını çarparak merdivenlerden inmeye başladım. Sinirlimiydin yoksa korktuğun için mi böyle davranıyordum emin değildim. Ağzıma gelen tuzlu tatla bir kaç saniye duraksadım ağlıyor muydum ben? Bu kadar aciz olmama sinirlenip daha hızlı yürümeye başladım. Artık neredeyse koşuyordum, birden kafamı çarptığım sert şeyle geriye doğru savruldum. Yere düştüğümde neye çarptığıma bakmak için kafamı kaldırdığımda onu gördüm Rodolphus, çok sevgili(!) ağabeyim kaşları çatık bir şekilde muhtemelen ona çarpanın ne olduğunu anlamak için aşağı baktı. Ben olduğumu görünce alayla sırıtıp yürümeye devam etti.

Rodolphusa çarpıp düşmemeden sonra bacağımı burkmuştum. Bu yüzden şu an hastane kanadında ki yataklardan birinde yatan Lupin'i izliyordum. Sanırım o biraz fazla mükemmel of, saçmalama Cassiopie. Ben tam Lupini izlemeye devam edecekken Poppy geldi ve söylenerek bacağıma bakmaya başladı.

Trende
Allison'dan

Bir yandan akıp duran burnumu çekiyor, bir yandan saldığımız sürüklüyor, bir yandan da ağlamaktan şişmiş ve uykusuzluktan şişmiş gözlerimi ovuşturuyordum. Birden önümde biri belirince düşecek gibi oldum ama Andromeda beni kolumdan tuttu "Ay, özür dilerim Allison." Dedi ve beni sürüklemeye başladı. Yeteri kadar kenara geldiğimize kanaat getirmiş olacak ki durdu "Allison, çok zamanımız yok o yüzden hızlı olacağım. Evinizde cisimleşmeye engel olacak herhangi bir tılsım ya da koruma büyüsü var mı?" Niye sorduğunu sorgulamaya fırsatım olmadığı için "Hayır, yok." Dedim o da kendi kendine "Güzel." Diye mırıldanıp gitti.

——————————————-

UZUN BİR ARADAN SONRA GERİ DONDUMMM

Bu kadar zaman boyunca bölüm yazmadığım ve bu bölüm bu kadar kısa olduğu için özür dilerim. Açıkçası bir kaç gündür kendime bile zor zaman ayırıyorum o yüzden fırsatım olmadı. Ha bide sakin bir kafayla yazmak istedim ama dersler, aile olayları vb. derken kafa diye bir şey kalmadı zaten bende.

NEYSE HEPİNİZİ COK SEVİYORUM, GORUSURUZZZZ

We are the champions Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin