13

14 2 12
                                    

Allison'dan

Black tam "He iyi o zaman." Deyip geri yatacakken durdu. Muhtemelen yeni farkettiğim şeyle kahkaha attı. "Sen düştün mü?" Biraz daha güldü. Ters ters ona baktım, birde Regulus bu kadar gürültüye nasıl uyanmıyor? "Sus, sus gülme. Regulus'u uyandıracaksın." Black göz devirdi. "Sen hep Regulus'u düşün zaten, değil mi? Sirius kim ki?" Başımı salladım "Aynen ondan." Yerden kalktım ve koridorun sonundaki banyoya gidip yüzümü buz gibi suyla yıkadım. Bu sırada aklım Cass ve Lix'e gitmişti. Ben bir şekilde kurtulmuştum ama, onlar? Durgunca odaya geri döndüm ve yatakta oturan Black'e baktım. "Sen niye orda oturuyorsun be? Kalk artık zaten öğlen olmuş." Saat daha sabahın 7'siydi ama olsun. Sirius sinir bozukluğuyla biraz güldükten sonra ayağa kalktı. Bu da iyice kafayı yedi he. Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi sırıttı ve üstüme baktı. "Sen hala Anna'lı pijamalarını mı giyiyorsun ya?" Ona göz devirdiğim sırada Regulus uyandı. "Ya sabah sabah bir susun da uyuyalım." Saçma bir sinirle biraz ona da bağırdım. "Ne sabahı ya öğlen oldu öğlen!" Regulus duvardaki saate bakıp kaşlarını kaldırdı. "Sen öyle diyorsan öyledir Alls." Oflaya puflaya yerden kalktım ve dolaba ilerledim. Kendime eşofmanlarımdan birini çıkarttım ve arkamı dönmeden konuştum. "Hadi çıkın odadan." Regulus bana daha fazla katlanamamış olacakki oflaya puflaya odadan çıktı. Black'te pıtı pıtı onu takip etti. Bende üstümü değiştirmeye başladım.

İşimi bitirdikten sonra sızlanarak merdivenlerden aşağı indim. Mutfağa girdiğimde herkesin çoktan mutfakta olduğunu gördüm. Ben geldiğim gibi Black koşarak gitti. "Ay bu da benim gelmemi mi bekliyormuş be?" Regulus ağzına Andy'nin masaya bıraktığı peynirden koyarken konuştu. "Aslında seni bekliyordu, üstünü değiştirecekmiş." Andromeda ne olduğunu görmediğim bir şeyleri keserken konuştu. "Regulus, peynirleri rahat bırak ve gidip Ted'i uyandır." Regulus kafasını salladı ve koşarak yukarı çıktı. Andy arkasından bağırdı "Gelirken üstünü değiştirmeyi unutma!" Masada duran salatalıklardan birkaç tanesini ağzıma attım ve konuşmaya çalıştım. "Sende iyice mal yaptın Reggie'yi he!" Andy göz devirdi -yani sanırım çünkü onu göremiyordum.- "Alls, sus." Ofladım ve sahte bir dramla konuştum. "Bu sabah hepiniz benim üstüme geliyorsunuz, teker teker gelin lütfen!" Andromeda bana cevap vermedi. O bana cevap vermezken içeri Sirius (obaa Sirius dediii), Regulus ve Ted girdi. Ted gidip Andy'ye sarılırken ben ve Black aynı anda yüzümüzü buruşturduk. Regulus muzip muzip sırıtıp "Bence ilerde sizde böyle olacaksınız." Yanımda olan Regulus'un yavaşça kafasına vurdum. "Ne alaka be!?" Black alaycı bir sesle "Ayneen, oluruz, kesin." Andy sonunda Ted'le fingirdeşmeyi bırakıp masayı hazırladı ve yemeğe başladık. Düşünmemeye çalıştıkça daha çok düşünüyordum ve sinirim bozuluyordu. "Şimdi ne yapacağız?" Black'in sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Andy " Ne?" Diye sordu, Black konuşmaya devam etti. "Yani, pekala kaçtık ama bu geçici bir şey. Eminim ki şu an hepimizin aileleri deli gibi bizi arıyor ve Hogwarts'a döndüğümüz gibi bulacaklar." Andy yutkundu. "Bunu sonra düşünelim. Şimdi, kahvaltınızı yapım." Masum masum başımızı sallayıp kahvaltıya devam ettik.

2 hafta sonra. (Hogwarts'a gidiyorlar Noel tatili bitti)

Allison'dan

Noel tatili bitmişti ve biz Hogwarts'a gitmek için hazırlanıyorduk. Hepimiz çok gergindik ve kimseden çıt çıkmıyordu. Hatta çok şaşırtıcı olarak Black bile konuşmuyordu. Gene konuşmadan Sirius ve Regulus Andy'ye, ben de Ted'e tutundum ve cisimlendik. King Croos'a vardığımızda duvardan geçtik ve trene bindik. Bizimkilerin çoktan aynı kompartmana oturduğunu gördük. Hatta Cass ve Lupin yan yana oturmuştu. Bunu görünce sırıttım ve Black'e baktım, o çoktan sırıtarak bana bakıyordu. Kompartmana binmeden önce Black fısıldadı. "Gerilme, eminim hiçbir şey olmayacak." Başımı salladım. "Umarım öyle olur Black." Ve kompartmana girdik. Kısa bir "hoş geldiniz" faslından sonra bir muhabbet başladı, ben de kısa bir sürede uyuyakaldım.

"Hudson, pişt Hudson kalk ya! Uyansana artık, 10 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum!" Başımda dır dır dır konuşup duran kişiye baktığım da bunun Black olduğunu gördüm. "Ya sen sussana bir! İki saattir dır dır dır uyutmadın bir!" Black göz devirdi. "Öyle kalacaksın bir gün." Diye mırıldandım ve ayağa kalktım. Birkaç saniye saf saf etrafıma bakındıktan sonra konuştum. "Geldik mi ya?" Black güldü " Geldik tabii. Sen bütün yol boyunca uyuduğun için farketmemiş olabilirsin." Dedi. Sandıklarımızı aldık ve trenden indik. Hogwarts'a doğru gidiyorduk ve bu ilk defa içimde bir tedirginlik oluşturuyordu. Umarım her şey iyi olurdu. Eğer öyle olacaksa, Black'e katlanmaya bile razıyım.

——————————————————————————
BÖLÜM BİTTİ BEN BOS YAPİCAM

ilk olarak bolumu bitirdigim yere tukuriyim neyse siz cok takilmsyin uykum geldi yazamadim

Valla yakinda cok buyuk bir zamana tlamasi olucak cunku canim sıkıldı

ZAMANINDA BANA 1. SINIFTAN BASLA YAZMAYA EGLENİRSİN DİYEN BİR ARKADAS VARDI (BİLİYOR O KENDİNİ)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

We are the champions Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin