Düğün

5 1 0
                                    

Arasın dediği ile kanım donmuştu ne diyeceğimi bilmiyordum. Nefes almakta zorluk çektiğim için elimi boynuma götürüp derin derin nefes almaya çalışıyordum. Duyduklarımı, yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı artık kaldırabileceğimi düşünmüyordum. O an anlamıştım ki biz ne kadar uzaklaşsakta, birbirimizle konuşmayı kessekte geçmişimiz hep bizimle gelecekti ve onun pişmanlığı hep olacaktı... Aras kolumdan tutup benimle bir şeyler konuşuyordu ama ben onu duymuyordum. İçeriye İzel, Eva ve iki adam daha girince zorlukla onlara baktım. Kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Dünya sanki durmuştu ben ve geçmişim tek kalmış gibiydik.

Gözlerimi açtığım da başımda telaşla duran Arası görmemle korku tekrardan sardı beni biliyordum ki Arasın için de yılların intikamı vardı. Kendini dizginleyip bugünleri hazırlamıştı.

"Çok şükür ki erken uyandın. Diğer türlü konuklara ayıp olurdu." dedi Aras

Dediği ile kaşlarımı çatarak ona döndüm. Sinirliydim benim burda canım tehlikede Aras ise oyuna devam edip konukları düşünüyor. Pislik varlık, sinirle ayağa kalkıp ona doğru döndüm.

"Geçmişte hata yaptık herkes gibi biz cezamızı çektik. Ben cezamı yüzümde ki izle çektim aynaya dahi bakamıyorum. Diğerleri ise sevdiklerini bırakıp uzaklaşmak zorunda kaldı. Hepimizin içinde o günün pişmanlığı var. Hem senin bilmediğin bir sürü şey var. Geçmişin kurbanları tek biz değiliz. O gün orda olan herkes suçlu." dedim sinirle

Arasın beni umursamaz tavırları daha da sinirlendiriyordu. Derin nefes alıp bakışlarımı cama doğru çevirdim. Bizimkiler gelmişti aralarında tek Ateş yoktu. Bu durumu onlara bir şekilde söylemeliydim.

"Gidelim artık konuklarımızı daha fazla bekletmeyelim." dedi Aras

Derin bir nefes alarak ona doğru ilerledim. Koluna girmemi işaret edince sinirle kapıyı açıp ondan önce çıktım. İlk defa evin içini görüyordum. Kocamandı, benim odam üst kataydı. Merdivenlerden yavaş yavaş aşağı iniyordum. Arasın arkamdan geldiğini ayak seslerinden duyabiliyordum. Salona doğru inince bahçeye açılan kapıyı aramaya başladım. Merdivenlerin önünde kocaman kapı vardı. Büyük ihtimal dış kapıydı. İçimden bir ses aç kapıyı kaç diyor. Bunu yapamazdım çünkü bizimkiler çoktan gelmişti. Salonun olduğu Kısım da bahçeye açılan kapıyı görünce bakışlarımı Arasa çevirdim. Koluna yavaşça girip yavaş adımlarla bahçeye çıktık. Bizi gören herkes bir anda alkışlamaya başlayınca derin bir nefes aldım. Hiç birinin haberi yoktu ölümümüze alkışladıklarının. Hepsi habersizce bana bakıp gülümseyerek alkışlıyordu. Biri hariç Tilki... ona uzun uzun baktım. Bir sorun olduğun da Tilkiyle genelde konuşmaz bakışırdık. Birbirimizin bakışlarından bir sorun olduğunu her zaman anlardık. Bakışlarımı Arasa çevirip gelin ve damatın masasına oturup derin bir nefes aldım.

"Karıcım nikah bitince ayağıma basmayı unutma" dedi Aras pişkin pişkin gülerek

"Ayağına basmayacağım yüzünü tırmalayacağım." dedim sinirle

Aras dediğime sevinmiş olacak ki gülümsemesi büyüdü. Çocuğa yüzünü tırmalayacağım diyor seviniyor ruh hastası. Aras bana iyice yaklaşınca hafifçe başımı geriye doğru çektim.

"Onu yatak odamız da sırtıma yaparsın karıcım." dedi Aras

Arasın dediği ile sinirlendim topuğumun ucu ile basacaktım ayağına. Pislik herif bakışlarımı ondan kaçırıp Evanın olduğu kısma doğru baktım. Eva ve iki erkek mutlu değildi. İntikam duygusu ile keyif almış gibi bana bakıyorlardı. İzel de tam tersi hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi bu durumdan keyif alıyordu. Yanıma Sıla ve İzel gelince derin bir nefes aldım. Nikah memuru da gelmiş yerine oturmuştu.

"Hiç kimsenin baskısı ve etkisi altın da olmaksızın. Özgür iradenle bir ömür Alev hanımı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" dedi nikah memuru

"Evet" dedi Aras bana bakarak

"Hiç kimsenin baskısı ve etkisi altın da olmaksızın. Özgür iradenle bir ömür Aras beyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" dedi nikah memuru

Bakışlarım Tilkideydi yapma diyordu ama onlar için yapmak zorundaydım.

"Evet" dedim

nikah memuru şahitlere sorarken bakışlarım hala tilkideydi yanıma doğru yaklaşınca Arasın önüme imzalamam için nikah cüzdanını uzatınca imzalayıp derin bir nefes aldım. Topuklu ayakkabımın sivri ucu ile Arasın ayağına basıp kocaman gülümsedim. Benim tam tersime Arasın yüzünde acı dolu bir ifade oluşmuştu. Keyifle ayağa kalktım yanıma gelen Tilkiye sıkıca sarıldım. Arasın gözü bende olduğu için bir şey demiyordum. Hafif geri çekilip gülümseyerek konuşmaya başladım.

"Hoş geldin Çağan, iyi ki gelmişsiniz sizi çok seviyorum" dedim

Sıkıca tekrardan sarıldım. Aras beni omzumdan tutup geri çekince gülümsedim. Tilki bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Çünkü ona hiç bir zaman çağan demezdim. Ilgaz ve Batu gelince ikisine sıkıca sarılıp gülümsedim.

"Keşke ilk başta haber verseydin biz de hazırlıklara yardımcı olurduk" dedi Sıla

"Hepinizin işleri vardı. Bir de düğün telaşına sokmak istemedim. Zaten çok sevdiceğim eşim her şeyi halletti." dedim gülümseyerek.

Herkesle tebrikleşip bakışlarımı Arasa çevirdim. Çok yorulmuştum artık bir tebrik daha kaldıracak halim yoktu. Bir çok kez düğün fotoğrafı çektirmiştik. Herkes dağıldığı için biz de eve girmiştik. Aras bir anda kucağına alınca şok oldum.

"İndir beni ruh hastası manyak" dedim sinirle

"Odamıza kadar kucağım da taşıyacağım seni karıcığım" dedi Aras gülümseyerek.

Geçmişin Habercisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin