Kız, yattığı yerden doğrularak birkaç kere esnedi ve yer yatağından kalkıp yanındaki Nobara'ya bir göz attı. Mışıl mışıl uyuduğunu görünce parmak uçlarına basarak merdivenleri tırmanmaya başladı ve tuvalet olduğunu bildiği kapıya yöneldi.
Aslında bu tuvalet pek kullanılmıyordu çünkü zaten koridorun tam karşısında bir tane vardı fakat şuan banyodan su sesi geliyordu ve kız bekleyebileceğini sanmıyordu.
Tuvaletteki işini bitirip çıktı ve uykulu gözlerini ayaklarına dikerek merdivenlere adımladı. Birkaç adımdan sonra ıslak bir bedene çarpmasıyla istemsizce gerilemişti.
"Yuuji?" dedi karanlıkta tam seçemediği bedene doğru. İçerisi karanlık da olsa perdelerden sızan biraz ışık eşyaları ve önündeki bedeni seçmesine olanak sağlıyordu.
Sukunaysa onu görmesi yetmiyormuş gibi bir de çarpışmalarına ve kendi üstünde sadece beline bağlı bir havlu olmasına lanet ederek göğüs kafesinin duvarlarını inleten kalbini sakinleştirmenin bir yolunu arıyordu.
"Amaya? Neden bu saatte uyanıksın?" dedi tek nefeste.
"Sen neden uyanıksın?"
"Duştan çıktım gördüğün üzere. Ve iyi geceler." Panikle adım atarak yan taraftan odasına geçeceği sırada uykusu dağılan kız ondan önce davrandı ve onun gibi sola adım atarak önünü kesti.
"Hey? Çok kabasın."
"Odama gitmeye çalışmam çok normal, çıplağım. Çıkar mıs-"
Kız elinin birini kendi beline diğerini de oğlanın çıplak, ıslak göğsüne yasladı.
"Hayır. Şuan etraf karanlık, seni görmüyorum bile." Hala uykusunun olmasının getirdiği cesaret vardı üstünde. Fakat birazdan dağılacağını biliyordu. "Bekleyeceğim, üstünü giyin. Bence artık yüzyüze tanışmalıyız."
Sukuna başta reddedecek olsa da daha fazla böyle kalabileceğini sanmıyordu. Yoksa utançtan ölecekti. Ayrıca biraz düşününce Amaya'nın fikri akla yatkın gelmişti. Bu yüzden hızlıca odasına girip giyindi ve kapıyı açarak kızı içeri aldı.
Sukuna önden gidip pencereye ters şekilde yatağına oturduğunda Amaya aklına gelen fikirle gülümsedi ve parmakları kilidi bularak iki tur döndürdü. Anahtarı alıp cebine attığında o da oğlanın karşısına oturup bağdaş kurdu.
Bu şekilde pencereden gelen ışığın tamamı Amaya'nın yüzüne vuruyordu ve Sukuna sadece gölge olarak kalıyordu.
"Neden kapıyı kilitledin?" Sesi istemsizce fısıltı halini almıştı. Yutkundu. Karşısında gördüğü kızın gözleri ışıltıyla parlıyor, saf güzelliğini süslüyordu.
"Bilmem ki, içimden geldi," dedi sırıtarak. Daha sonra sağ elini öne uzattı. "Eh, Amaya ben bu arada ama sen Amy diyebilirsin."
Oğlan, başka biri yapsa son derece saçma gelecek ve asla karşılık vermeyeceği harketi hızla karşıladı ve karşısındaki eli nazikçe kavradı.
"Ben de Sukuna ve Sukuna demen yeterli."
Kız bu sefer daha içten gülümsedi. "Tamam Suku-chan, öyle yaparız. Tanıştığıma memnun oldum."
"Ben de."
Amaya elini çeker gibi olduğunda ondan önce davranıp elini ensesine attı ve ıslak saçlarında gezdirdi.
Belli olan heyecanıyla utançla gülümserken karşısındaki kız da kıkırdamıştı.
"Gerçekte daha güzel gülüyormuşsun." Hayranlıkla söylediği ve boşluğuna gelen sözler şimdi de Amaya'yı utandırmıştı.
"Ihm, teşekkürler."
Aniden Sukuna'nın boynundaki havluya uzandığında karşısındaki beden refleksle geri çekildi.
"Pardon, havluyu alacaktım."
Sukuna şaşkınlığını gizleyemedi.
"Neden?"
Kız saçlarını işaret etti. "Saçların ıslak, kurutayım mı? Böyle hasta olursun."
"Cidden mi?"
Amaya onun bu şapşallığına gülerek başıyla onayladı. "Hiç saçın ıslak yatınca hasta olmadın mı?"
"Onu demiyorum."
"Neyi diyorsun?"
"Cidden kurutur musun?"
"Evet, tabii." Kız tekrar boynundaki havluya hamle yaptığında bu sefer alabilmişti. "Hem saçlarına dokunmak istiyordum."
Oğlan başıyla onayladığında Amaya dizlerinin üstünde doğrulup havluyla saçlarının ıslaklığını almaya başladı. Yeterince kuruduğuna emin olduktan sonra havluyu kenara bıraktı ve parmaklarını saçlarının arasından geçirip geriye taramaya başladı.
"Tahmin ettiğim gibi, yumuşacıklar," Sukuna'nın yüzünü seçemese de parlayan gözlerini kapattığını görebiliyordu. "Ayrıca çok güzel kokuyorlar. Hoşuna mı gitti?"
"Biraz." Mırıldanır şekilde konuştuğunda Amaya gülümsedi. "İlk defa birisi benim için böyle bir şey yapıyor."
"Annen? Küçükken falan hiç saçını kurutmadı mı?"
"Hayır, ben hoşlanmam zaten temastan."
"Yaa, öyle mi? Buradan bakınca keyfin yerinde gibi."
Sukuna, "Genelde." diyerek ekleme yaptığında ikisi de gülmüştü.
"Amaya-chan, sen de tahmin ettiğimden daha güzelsin. Ayrıca teşekkür ederim."
"Niçin?"
"Bilmem, belki bu kadar ısrarcı olduğun için."
Kız yerine tekrar oturduğunda oğlan da gözlerini açmış, kızın gözlerine odaklanmıştı.
"Sukuna..." Amaya ellerini oğlanın dizlerine yaslayarak destek aldı ve öne doğru çıktı. Ellerini Sukuna'nın omuzlarına çıkardığında aralarında sadece bir karış mesafe vardı. "Kasların güzelmiş."
Oğlan nefesini tuttu. "Amaya, bu yakınlık tehlikeli."
"Öyle mi dersin?"
Kız, cümlesini bitirir bitirmez oğlanın boşluğundan faydalandı ve omuzlarındaki ellerinden destek alarak bedeninin bir kısmını pencereye döndürmeyi, kendisinin de yerini değiştirmeyi başardı.
Gözleri yüzünde bir saniyeden kısa bir süre gezindi ve gözlerinde durdu.
"Amaya... Yapma."
Şimdi ikisinin de sesi fısıltıyla çıkıyordu.
"Neden kaçıyorsun?"
"Kaçmıyorum," dese de ikisi de bu yalanı ciddiye almadı.
"Yüzündeki izler umrumda değil."
"Ama benim umrumda."
"O zaman umrunda olmaması için uğraşacağım."
İkisinin de gözleri birbirlerinin dudaklarına kaydığında sinyal verilmiş gibiydi. Amaya önce davranarak Sukuna'nın dudaklarına kapandığında zaman bir an için durdu.
~
-black-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scar ☯︎ R. Sukuna [✓]
FanfictionAmaya, ders notlarını istemek için sınıf arkadaşına yazdığını sanarken aslında arkadaşının asosyal ikizine yazdığını fark eder. ☯︎ #jujutsukaisen - 1 *Texting+Yazar anlatımı* *Manga ve animeden bağımsız* {06.09.2023...} {...14.03.2024} °D. Angelo -�...