Final

127 16 31
                                    


♪ Olivia rodrigo - drivers licence

Son mektup da, ait olduğu yerdeydi.

Minik bebeğine yazdığı mektup üzerindeki hırkanın cebindeydi.

Şimdi ise Taeyong, ait olduğu yere gitmeliydi.

Babasının kaza yaptığı yola sürdü.

Tek bir arabanın geçebileceği kadar küçük bu yolda karşıdan gelen bir arabayla çarpışmadığı sürece kaza yapamazdı.

Bunu yaparsa kendi önemsiz ölümü için birilerine zarar vermiş olurdu.
Bu kesinlikle Taeyong'un isteyeceği en son şeydi.

O yüzden biraz ilerideki köprüye, yani şehrin elektrik santralinin bağlı olduğu baraja sürdü.

Araba sürmekten deli gibi korkan Taeyong'un bu kadar yolu düzgün bir şekilde gelmesinin tek sebebi ölümün getirdiği soğukkanlılık yahut korkusuzluktu.

Hayatına giren insanları tek tek düşündü.

Jung  Jaehyun, ilk aşkı.

Sonsuza kadar onu bekleyeceğini düşünürdü hep.

Asla ayrılmayacaklarını, mutlu olacaklarını söylerdi.

Oysa şimdi...

Yoktu.

Şu an korkusuzca kendini düşündüğü zaman fark ediyordu , yıllardır unuttuğuna emin olduğu Jaehyun'u hiçbir zaman tam anlamıyla unutamadığını.

Belki aşık değildi fakat, o her ne kadar çok  çok kötü bir eş olsa bile Taeyong'un kalbinin derinlerinde bir sızı olarak kalmıştı.

Hangisi olduğunu bilmediği, izlediği dizilerin birinde başrol adam ilk aşkı olduğu kadına şu sözlerle ifade ediyordu; "Sonu ne kadar kötü biterse bitsin, bir kadın ilk aşkını asla unutamaz."

Haklıydı.

Ne Taeyong Jaehyun'u tamamen unutabildi ne de Jaehyun.

Dong Sicheng 'e gelince sıra pek kötü bir anı gelmiyor aklına, o hep iyi bir arkadaş, temsili bir ağabey, ağlanacak omuz ve her daim yardım ve desteğini esirgemeyen ve mükemmel bir arkadaş.

Ona kesinlikle kızgın değildi, fakat kırgınlıkları vardı.

Aylardır hiç telefon açmaması, gelip gitmemesi hatta Taeyong'un aramalarına cevap vermemesi gerçekten de genç adamın uzun zamandır kendi kendine boğuştuğu depresyonun en büyük etmenlerindendi.

Çünkü onun yokluğunda tamamıyla yalnız hissediyordu.

Fakat tüm bunlar yüzünden kesinlikle  Sicheng'i suçlayamazdı. Sonuçta o da sadece aşık olmuştu. Ve sevdiği adamla birlikte olmak için kendisinden uzak durmalıydı. Yuta ve Jungwoo çok yakın arkadaşlardı, üstelik Jungwoo, Sicheng'in patronuydu da.

Doyoung ise tam anlamıyla iyi bir eşti. İlgisini esirgemez, çok zeki ve fazla başarılı bir adamdı.
Bebeğinin babası o olduğu için eğer doğsaydı çok iyi bir baba olacağına da emindi.

Fakat Doyoung yakışıklılığı ve sivri zekasıyla çok dikkat çeken biriydi.
Taeyong, evlilikleri boyunca içten içe hep Doyoung'un yanına yakışmadığını düşündü.

Nitekim Doyoung da kendisine en fazla 4 sene dayanabilmişti.

Şu an çok çok güzel bir kadınla birlikte onu aldattığı için canı çok yansa da bunun için ona kızmak istemiyordu.

"Ben onun için yeterince güzel değildim..."

Taeyong'un bilmediği ve hayatını değiştirecek şey ise Doyoung'un ona gerçekten çok aşık olduğuydu.

Hatta, belkide Taeyong'un onu sevdiğinden bile daha çok seviyordu.

Ve o gece Doyoung eşini aldatmamıştı.

Sadece bir kapkaççı ona saldırmıştı ve telefonunu o arbede sırasında kaybetmişti.

Konuşan kadın ise muhtemelen telefonu bulan sıradan bir kişiydi.

Doyoung, çalınan cüzdanı ve uğradığı saldırı hakkında ifade verirken karısını arayamamıştı.

Telefonu açan kadının, konuşmaması ve Taeyong'un, Jaehyun'a verdiği yüzlerce şanstan birini Doyoung 'a tanımaması yüzünden o mutlu küçük aile dağılmıştı.

Şimdi ise biri eşinin sıcak kolları ile karşılaşmayı beklediği evde onu bulamamanın verdiği korkuyla aramaya çıkarken diğeri yaşadığı tüm bu acının sona ermesi için altındaki arabanın gazını önündeki uçsuz bucaksız baraja doğru körüklemişti.

Araba su ile buluşur buluşmaz dibe çökmeye başlamıştı, açık camdan arabaya hızlıca dolan su Taeyong'u tamamen çevrelemişti.

Nefes alamadığı için sıkışan kalbi deli gibi teklerken korkuyla arabadan çıkmaya çalıştı genç adam.

O, karanlıktan korkardı...

Burası ise çok karanlıktı.

Ölüm korkunçtu, bu kadar acı vereceğini bilse denemezdi bile.

Camdaki boşluğa sığmadı, kapıyı ise yerinden bile oynatamadı.

Artık nefesini tutmak bir işe yaramıyordu.

Zaten kurtulması da imkânsızdı.

Yavaş yavaş su yutmaya başlamıştı.

3 dakika 4 saniyenin ardından boğularak kalbi durdu.

Lee Taeyong korkunç bir şekilde can vermişti.

•••

end.

watashi wa ꁞ  jaeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin