13. BÖLÜM

597 47 14
                                    

Bugün iyi modumdaydım. Nedeni yoktu. sadece iyi modumdaydım. Bu yüzden Eunhyuk'u sabahın erken saatinde kalkmış görünce, sırtına atlayıp kucaklamaya karar verdim. "selaam~" dedim bunu yaparken. Önce kaskatı kesildi, sonra şaşkınlıkla rahatlarken "hey, iyi uyudun mu?" diye sordu.

Hala sarılırken "iyi!" dedim sırtına doğru ve ellerimi çözüp esneyerek geri çekildim. "ya sen?"

"eh... iyi uyudum. Galiba..."

"nasıl galiba?"

"hiç... ee, bugün ne yapıyorsun?"

"doğrusu bilmiyorum. Kimin kaldığına bağlı. Kim kalacak bugün?"

Tuhaf bir şekilde gerinerek "üzgünüm Amanda, bugün herkesin programı var..." dedi. yüzümde bir sırıtmayla "ahh... o zaman internette takılıcam" dediğimde Sungmin birdenbire koridordan gelip "neden sen de gelmiyorsun?" diye sordu. "nereye?" diye sordum yavaşça.

"provaya!"

Yüzüm bir anlığına aydınlandıysa da sonradan hatırladım: saesang fanlar, medya ve tabi ki ünlüler! "gelmem konusunda emin değilim..." diye mırıldandım. Eunhyuk merakla yüzüme bakarken Sungmin "neden?" diye sordu. İkisi de fan olduğumu biliyordu ve muhtemelen çoğu fan kız gibi kendimden geçip onlarla beraber provaya ve SM binasına gitmek isteyeceğimi düşünmüşlerdi. "hi-hiç..."

"bir anlığına da olsa heyecanlandığını gördük. Hadi söyle. Neden?"

Bir yandan kızarırken bir yandan da yavaşça ve tane tane onlara nedenini açıkladım. Bitirene kadar sessizce beklediler... Beni yargılıyorlar mıydı? Bilmiyorum. Yüzlerine bakamayacak kadar utanmıştım. Ayrıca bu tür şeylerin aklıma gelmesi benim suçum değildi. İdollerle görüldükten sonra takip edilen ve rahatsız edilen kızlarla ilgili bir sürü fanfiction okumuştum. Sadece riske atmıyordum.

Arkamdan bir gülme sesi gelince arkama döndüm ve demin bana k.çıyla gülen Heechul ve onun yanında dikilip kıkırdayan Hangeng'le yüz yüze geldiğimde daha da kızardım. Henüz Heechul'le konuşma fırsatım olmamıştı hiç ve Hangeng'i de neredeyse hiç göremiyordum. Zorlukla "ne?..." diye sordum. Heechul "ne olabileceğini düşünüyorsun?" diye sordu ve ben daha da kızardım.

Bu sırada Leeteuk arkamdan konuştu. "hmm... Fanlarımız gerçekten korkutucu olabilir Amanda. Ama eğer istersen Sora'dan da gelmesini isteriz ve eğer birisi sorarsa onun arkadaşı olduğunu söylersin."

Leeteuk'un bu önerisine yavaşça kafamı sallayarak onay verdim. Gerçekten risk almak istiyor muydum? Belki sadece bu seferlik.

*****

Zorlukla yerimde durarak karavanın arka tarafında Eunhyuk ve Sora'nın yanına otururken Leeteuk, Sungmin ve Shindong önde sürücünün yanın oturmuşlardı. Gergindim, çok gergindim. Ama bu normal bir şey değil mi?

Her ne kadar çoğunu anlamasıysam da Eunhyuk ve Sora'nın hızlı konuşmasını dinledim. Konuşma hızlarında herhangi birinin bir şey anlaması şaşırtıcı olurdu zaten. Bir süre sonra Sora bana döndü. "bu kadar heyecanlanmış olamazsın!"dedi gülüşünü saklamaya çalışarak.

"benim hatam değil..."

"neden bu kadar gerildin ki? Saesang fan sorununu at kafandan!"

"SM binasına gidiyorum! Nasıl heyecanlanmayayım!"

"Amanda, orası sadece SM. göreceğin sadece menajerler, stilistler, koreograflar ve muhtemelen bazı gruplar..."

Diğerlerinin anlamasını istemediğim için "kesinlikle!" dedim İngilizce. "ya diğer grupları da görürsem! Eğer Shinee'mi görürsem ne yaparım?! Ya da TVXQ??"

Eğlenerek bana baktı. "merhaba de! Ayrıca ne zamandır bu grupların hayranısın? Yoksa çılgın bir hayranı mı götürüyoruz oraya?" diye şaka yaptığında utancımdan "Unni!" diye bağırdım. Arabadakiler bize merakla bakarken Sora kahkaha atmaya başladı. Araba sessizleşirken iç çektim ve araba binaya yaklaşıp, fanların çığlıkları duyulur olmaya başlayana kadar öylece oturduk.

"merak etme, fanların içinden yürümek zorunda kalmayacaksın. Bir kez içeri girdik mi fanlar geride kalmış olacak..."

Yavaşça kafamı salladım. Büyük bir açıklama değildi ama nerdeyse tamamen rahatlamıştım.

"unni?"

"hmm?"

"gerçekten diğer grupları görebileceğimi düşünüyor musun?"

Onun sessiz gülüşünü duyabiliyordum. "evet Amanda. Şimdi sakin ol, tamam mı?"

"tamam" dedim ve bir saniyeliğine bekledikten sonra devam ettim. "ama unni, gerçekten ne yapıcam?"

"demin dedim ya. Merhaba de!"

"Soraaa!"

Bu sırada Eunhyuk'un yanındaki camdan gelen büyük patırtıyla yerimden sıçradım. "bu neydi?" diye sordum titreyen sesimle. Eunhyuk kibarca, ama tuhaf bir şekilde, yumruk şeklindeki elimi tuttu. "sorun yok. Sadece fanlar Amanda. Camlar filmle kaplı, seni göremezler"

Dışarıdan gelen seslere yönelerek kafamı salladım. Nazik bir şekilde elimi sıktığında o diğer tarafa bakarken onun yüzüne baktım. O sırada şunun farkına vardım: Amerika'da elele tutuşmak normal bir şeydi ama burada farklı bir anlamı oluyordu genelde...

"eğer rahatsız oluyorsan elimi tutmak zorunda değilsin..."

Hala diğer tarafa bakarken "sorun yok" diye mırıldandı. Bu sırada bir başka gürültülü bir çarpma sesiyle Eunhyuk'un elini daha da sıktım. Camın diğer tarafındaki insanlardan korkmuştum. Yavaşça rahatlarken nefes aldı. SM binasının otoparkına kadar olan yol boyunca elele kaldık.

İçeri girip, park yerine gittik ve araç ark edildikten sonra Sora kapıyı açıp sessiz ve boş park alanına çıktığında büyük bit rahatlama yaşadım. Hala destek için Eunhyuk'un elini tutarak dışarı çıktım. Birkaç dakika sonra iki karavan daha geldi ve diğer Super Junior üyeleri de dışarı çıktılar.

Siwon arabadan inip "Amanda!!" diye bağırarak yanıma geldi ve beni Eunhyuk'tan ayırdı. "ne?" diye sordum tamamen şaşkınlık içinde. "Eunhyuk ve sen demek? Öyle mi?" dediğinde kızardım ve koluna vurdum. "fanlardan korktuğum içindi o!" diye fısıldadım sadece onun duyabileceği şekilde. Kaşlarını yukarı aşağı oynatarak "emin misin?" diye sorduğunda sinirle iç geçirdim ve Sora'nın elini tuttuğum gibi ön kapılara doğru sürüklemeye başladım. işte geldik, SM!

Life with Super Junior  ~~Orjinalden ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin