Çok geç geldim, üzgünüm. Bu 1 ay çok karmaşıktı. İnşallah sizin ayınız güzel geçmiştir. Oy vermeyi unutmayın, iyi okumalar.
"Neden spor salonuna geldik?" demişti Yoongi merakla. Yakın arkadaşı Seokjin önemli bir işleri olduğunu söyleyerek onu buraya getirmişti ve getirirken doğru dürüst bir şey söylememişti. Yoongi ise Seokjin önemli buluyorsa önemlidir diye düşünüp onunla birlikte gitmeyi kabul etmişti.
"Tilki avına geldik." diye söylenmişti Seokjin. Yoongi onun dediğine kaşlarını çatmış ve merakla sormuştu.
"Tilki mi?"
"Evet, adı Taehyung ve Jimin olan iki tilki." Yoongi duyduğu ile tebessüm etmişti. Seokjin'in öz kuzenleri hakkında böyle konuşması oldukça komiğime gidiyordu.
"Onlar tilki ise, seninde tilkilerle kan bağın olmuş oluyor. Yoksa sende mi tilkilerden geldin?" demişti Yoongi alay ederek. Kendi dediği şeylere kahkahalar ile gülmek istiyordu fakat Seokjin'i daha fazla sinirlendiremezdi. Sinirli halini çekmeye üşeniyordu.
Seokjin başta ona yan gözle bakmış, ardından ciddi ciddi cevaplamıştı. "Yok, ben kuğudan geldim."
Yoongi başını sallamış ve anladım demişti. Seokjin ise buna takılmayarak arkadaşı ile girdiği spor salonunda üst kata çıkmaya başlamıştı. Girişte yazan müdür odasına gideceklerdi ve o kişilerin kimliklerini tespit edeceklerdi.
"Sen burada dur, ben gidip halledip geleceğim." demişti Seokjin üst kata ulaştıklarında. Yoongi'yi kenarı çekmiş ve onu bir çocuk gibi tembihlemeye başlamıştı. Yoongi ise onun dediklerine göz devirmiş ve ellerini onun kollarına koyarak merakla sormuştu.
"İyi de neden ben seninle gelmiyorum?"
Seokjin bir anda ciddi olmaya çalışmış ve film sahnesini canlandırmaya başlamıştım. "Çünkü sen burada nöbet tutacaksın evlat. Eğer içeriden ben çıkmazsam diğerini hiç düşünmeden vur."
Yoongi gülmeye başlamış ve o esnada arkadaşının omzuna vurarak onun itilmesine neden olmuştu. "Eğer o odadan başkası çıkarsa gidip tebrik ederim diğerini. Senin bulunduğun odadan sağ çıkabilmek büyük başarı ister." demişti sonrasında. Bunun üstüne Seokjin oscarlık performansı ile burnunu çekmiş ve arkadaşına duygulu duygulu bakmıştı.
"Bazen beni böyle övünce çok duygulanıyorum, ağlayasım geliyor." dediğinde Yoongi gözlerini devirmişti.
"Gidin ve işinizi halledin Bay Kim." Ardından onu omuzlarından tutup ters döndermiş ve gitmesi için itmişti. "Şuna bak ya hemen de gönder- AYY-"
Seokjin aniden itilmesi ile öne savrulup düşmekten son anda kurtulduğunda Yoongi kahkaha atmamak için zor durmuştu. Seokjin ise etrafına bakınıp rezil olup olmadığına baktıktan sonra hhızlıca bir şey demeden tüymüştü. Belki o an işi var diye gitmişti fakat sonrasında Yoongi ondan kurtulamayacaktı.
Yoongi bir süre orada tek başına takılmış ve insanları uzun süre takılı kalıp izlememeye özen göstererek bakışlarını etrafta gezdirmişti. Herkes oldukça güçlü ve iyi görünüyordu. Yoongi şimdiye kadar hiç böyle görünmeyi düşünmediği için ilgisini çekmemişti fakat başkalarında oldukça çekici görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı'nın Askeri ve Aşiret Torunu | Namjin
FanfictionNamjoon bir gün kuzenleri ile birlikte gittiği Restaurantta daha kim olduğunu bilmeden Kim Aşiret'inin torunu Kim Seokjin'e vurulur. "Kendi üzerime yemin ederim, artık tek Tanrı'nın en büyük askeriyim (kul) bana katılın ey dostlarım. Sizi doğru yola...