"Hazır mısın?"
Sarışın zevkten gözleri seğirirken üstünde duran adama başını evet anlamında sallamıştı. Bu komutu ile birlikte kalp şeklindeki dudakları boynunda ve çenesinde hissetmişti. Bu dudaklar yerini dişlere bıraktığı esnada üstündeki beden, sarışının bacaklarını iki yana açmış ve kendi için alan oluşturmuştu.
Sonrasında ise sarışının tenine dişlerini batırırken eş zamanlı bedenlerini birleştirmişti.
Yutkunmaya fırsat bulamadan deliye döndüğü adamla bedenleri birleşince -sarışın- başını aldığı zevk karışık acıyla geriye atmıştı. Gözleri kapanıp kapanıp açılırken öyle daha fazla duramayacağını hissetmişti.
"SKTIR-AHH! HAREKET ET JUNG-AH!"
Hoseok aldığı komutla gülümsemiş ve altındaki bedenin içinde hareket etmeye başladığı esnada onun dudaklarına kapanmıştı. Bu da ikisinin inlemelerinin birbirlerinin dudakları arasında kaybolmasına neden olmuştu.
Hoseok, sarışınla birlikte bedenlerini defalarca birleştirip durduğu esnada öptüğü dudaklardan nefessiz kaldığı için zar zor ayrılmıştı. Bayık gözlerle ona bakan -melekten farksız adamın- sarışının dudakları üzerinde dilini gezdirmiş ve ikisinin de keyifle buna gülmesine neden olmuştu. Eş zamanlı hareketleri ikisinin de gözlerinin kaymasına neden olmuştu.
"Tanıştığımıza memnun oldum Kim Jimin."
Bunu söylerken aynı zamanda Jimin'in yüzünün farklı noktalarına buseler konduruyordu.
Jimin, onu kendine çekmiş ve dudaklarına uzun soluklu bir öpücük kondurmuştu. Ardından onu itmiş ve gözlerinin içine bakarak şehvetle nefes nefese konuşmuştu.
"Tanıştığımıza memnun oldum Jung Hoseok."
^^
Sadece 1 saat önce Hoseok çalan kapısı ile salona gitmeden direkt kapıya yönelmişti. Kim olduğunu sormadan uzanıp kapıyı açtığında gördüğü kişi ile yüzüne anlamsız bir sırıtma yerleşmişti.
"Hoş geldin, seni burada görmeyi neye borçluyum?" demişti kaşlarını havalandırırken.
Karşısındaki sarışın onun dediğine sırıtmış ve izin almadan ilerleyerek içeri girmişti. Hoseok bir şey demeden geri çekilmiş ve onu içeri almıştı. Ardından ise kapıyı kapatarak sarışına doğru dönmüştü.
Sarışın, "Tanışmak için geldim." derken üstündeki ceketi ağırca çıkarmış ve umursamadan yere bırakmıştı. Bununla birlikte Hoseok, onun daha da açığa çıkan bedeni üzerinde gözlerini gezdirmişti. Her bir ayrıntısı Hoseok'ta merak uyandıran eşsiz bir bedene sahipti.
İncecik bir bele sahipti ve göğüslerinden belli oluyordu ki hafif belirgin kaslara sahipti. Buğday teni göz kamaştırırken sapsarı saçları insanı tek başına büyülüyordu.
Tavrından bırakın her bir yanı, Hoseok'un onunla birlikte olmak istemesine neden oluyordu. Hatta Hoseok onu süzerken bunun tek bir seferliğine de olmasını istememişti. İçinde farklı bir his vardı, anlamdıramadığı. Fakat bir şeyden çok net bir şekilde emindi. Bu son görüşmeleri olmayacaktı.
Hoseok, elindeki içki dolu bardağı tek dikişte kafasına dikmiş ve ardından boş bardağı biraz ötelerindeki siyah kalorifer peteğinin üstüne koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrı'nın Askeri ve Aşiret Torunu | Namjin
FanficNamjoon bir gün kuzenleri ile birlikte gittiği Restaurantta daha kim olduğunu bilmeden Kim Aşiret'inin torunu Kim Seokjin'e vurulur. "Kendi üzerime yemin ederim, artık tek Tanrı'nın en büyük askeriyim (kul) bana katılın ey dostlarım. Sizi doğru yola...