6. Bölüm

5 0 0
                                    

Mystere'in elinde tuttuğu anda dahi kıpırdanan garip yaratık, türdeşlerine yaydığı sinyalle hepsini harekete geçirmiş ve bir oda dolusu fanus patlamıştı. Ancak bu anı, odadan çıktıkları için göremedi Mystere ve Java. Hatta sonrasında, odanın kapısının altından taşan suda dertop olmuş bir şekilde koridora akın eden garip yaratıkları da göremediler...


Çünkü Mystere'in atikliği sayesinde koridorda gizlenmiş başka bir odaya girivermişlerdi. Soluk soluğa kalmış olan ikili, birbirlerine bakıp birkaç saniye önce tanık oldukları garipliği sorgulayacakken odada başka birisinin de olduğunu fark etmişti. Gözleri loş ışığa alışınca, odanın tam ortasında duran kişiyi rahatça görebilmeye başladılar...


Elleri iki yana açılmış, gövdesinin üstü çıplak bir halde yarı baygın şekilde odanın ortasındaki sütuna çivilenmiş bir Hazreti İsa figürü gibi duruyordu. Ancak birkaç farkla: Yaşı çok ama çok daha küçüktü ve belli belirsiz de olsa nefes alıyordu.


En belirgin fark ise, Hazreti İsa'nın vücudunda olmayan birkaç ayrıntının duvara asılmış çocuğun vücudunda gözlenmesiydi. Bunlar, Mystere ve Java'nın canlarını zor kurtardığı garip yaratıklardı. Mystere temkinli bir şekilde yaklaştığında, çocuğun aldığı nefesin ara ara acı dolu bir hâl taşıdığını fark etti ilk olarak. Akabinde, garip yaratıklar için garip bir düzenek kurulduğunu şaşkınlıkla gördü. 


Yıllar önce Ortadoğu'ya yaptığı bir seyahatte gördüğü bir tedavi yöntemini andıracak şekilde, çocuğun vücuduna "yapıştırılmış" cam tüplerde bulunan yaratıkları bir çırpıda saydı. Altı taneydiler. Uzanıp bir tanesinin yer aldığı cam tüpü çekti, yere düşen yaratığı da üstüne ayakkabısıyla basıp ezdi.Cam tüpün çekildiği yerde koca bir kızarıklık ve kan toplamasına benzer bir renk kalmıştı. Aynı işlemi diğer beş tüpe de uyguladığında, çocuğun nefes alışverişi kısa sürede normale dönmüştü. Kendisine gelmesi için daha çok zaman geçmesi gerekeceğe benziyordu...


Bu esnada Mystere, çocuğun bileklerinin iki yanda asıldığı düzeneği incelediğinde basit bir plastik kelepçe kullanıldığını anladı. Dikkatli bir şekilde, çocuğun bileklerine zarar vermemeye çalışarak çözdü kelepçeleri. Kısa sürede çocuk serbest kalmıştı. Java da Mystere kadar özen göstererek çocuğu kucağına aldı ve ikili, yanlarına aldıkları baygın çocukla birlikte odadan çıktı.


(...)


Diana gittikçe daha fazla rahatsız edici olan bir konumda, belirsizliğe doğru giden araçta açık hava yüzünü yalayıp geçerken düşünüyordu. Nereye gittiklerini, gittikleri yerde ne yapabileceğini ve dahası; kendisini nelerin beklediğini...


Araç virajları alırken fark edilmemek üzere çok çaba sarf ederek kafasını kaldırarak güzergahı incelemeye çalıştığında gördüğü manzara ile nutku tutuldu Diana'nın. 


Bölgenin adına (Highlands) yakışır şekilde, yükseltilerden geçmekte olan jeepin yan tarafında tüm haşmetiyle Loch Ness Gölü yer almaktaydı ve 55 kilometrekareyi aşkın genişliğiyle gözlerinin önüne serilmişti.


Loch Ness Gölü, İskoçya'nın ikinci en geniş ve gene ikinci en derin gölüydü. Kırk kilometre aralığı, 230 metre derinliğiyle de bir yönüyle korkutucu olduğunu söylemek mümkündü.


Araç, yükseklikten aşağı doğru iniyor; gölün yamacına yaklaşıyordu. Haliyle, Diana'nın üzerine doğru esen rüzgar da şiddetini gittikçe arttırmıştı. Burnuna dolan yosun-çamur kokuları, ferahlığı biraz olsun gölgelese de en azından adamın kalabalık bir grubun yanına gitmediğini fark etmek Diana'yı rahatlatmıştı.


Araç durduğunda, Diana vücudunu yattığı yerde esneterek her an bir müdahaleye hazır hale geldi. Dakikalar geçmesine karşın sürücü koltuğundaki adamdan bir ses çıkmayınca merakı kamçılansa da, biraz daha sabretmesi yolunda kuvvetli bir his vuku bulmuştu. O da sabretmeyi tercih etti.


Birden, belli belirsiz bir ses duydu. Dakikalar boyunca alıştığı dalga seslerine eko yapan, biraz daha kuvvetli ama derinden bir sesti bu. Başta, bir radyo istasyonunun yayabileceği bir sese benzese de farklı bir şeydi... Ses kuvvetini arttırdığında ve dalga seslerinin boyutu değiştiğinde Diana'nın merakı tavan yapmıştı. O esnada arabadaki sürücü de dışarı çıkmış, göl tarafına doğru yürümeye başlamıştı. Adamın ayak seslerinin uzaklaşmasından kuvvet alan Diana başını kaldırıp jeepin açık bagajından göle doğru baktığında dehşete kapıldı.


Loch Ness canavarı, suda yükseliyordu.

Loch Ness'in GizemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin