Koridorda Java'nın başucunda bağdaş kurmuş, sırtını duvara dayamıştı Mystére. Böylelikle konumu gereği koridorun iki ucunu da görebiliyordu.
Bembeyaz duvarlar zaman ve mekan karmaşası yaratıyordu uzun süre boyunca onlara bakınca. Başı dönmeye başlamıştı Mystére'in de. Her an gözleri kapanabilirdi, bu yüzden dikkatini farklı noktalara toplamaya çalışıyordu.
Java'da gözle görülür bir hasar yoktu. Birkaç kez sarsmışsa da kendisine gelmesini başaramamıştı. Tam kafası önüne düşüyordu ki, Java'nın sarsılarak kalktığını görüp rahat bir nefes aldı. Başına gelenleri kısaca anlattı; doktora benzeyen birisinin elindeki neşterle kendisini kesmeye çalışacağından korktuğunu ve sımsıkı, vücudunu yakan halatlarla bağlı olduğunu. Öyle ki, halen bileklerinde ve bacağında izleri vardı halatların. En son hatırladığı şey ise doktor kendisini kesmeye başlamadan odaya birisinin girdiği ve onun bırakılacağını söylediğiydi. Sonrasında bir bezle bayıltılmıştı.
Yürümekte zorlanınca Mystére koluna girdi ve omzunu duvara yaslayıp ilerlemeye başladılar. Uzun bir süre ilerlemişlerdi ancak hiçbir yere varmıyordu koridor. Bir süre daha ilerlediklerinde Mystére koridorun bir çember çizdiğinden şüphelenmeye başladı. Şüphesini Java'ya söyleyince Neanderthal adam düşünceli bir şekilde başını salladı ve gömleğinin kolundan bir parça koparıp yere bıraktı. Bir müddet daha ilerledikten sonra gömlek parçasıyla karşılaştıklarında bir çemberin içine hapsolduklarından emin olmuşlardı. Ne yapacaklarını düşünen bakışlarla birbirlerine baktıktan sonra Mystére eliyle duvarı yoklayarak bir çıkıntı bulmuştu. Aynı anda içeri daldılar.
*
Otelde hiç müşteri yokmuş gibi bir sessizlik hakimdi. Diana zaman zaman "Yardım edin!" diye bağırsa da açamadığı kapıların ardından da ses gelmemişti. Lobiye kadar koşarak inmişlerdi. Dış kapıya yüklenip bu kabustan kurtulduğunu düşünürken kapının kilitli olduğunu fark ederek daha çok dehşete düştü. Lobinin hemen yanındaki restoranı hatırlayıp karşılıklı iki kapıdan oluşan ve şimdilik kapanmış olan giriş kısmına doğru ilerledi.
Bingo!
Kapılar kapalıydı ama kilitli değildi. Restorana girdiler. Aklına, restoranın bir mutfak bölümünün ve bu mutfak bölümünün de mal alımlarında yüklemenin yapıldığı bir çıkış kapısının olması gerektiği gelmişti. Mutfağa doğru ilerlerken restoranda bir patırtı koptu: Kendilerine doğru hamle yapan birileri vardı! Diana telaşla koşarken yanındaki kadını çekip almışlardı. Duracak vakti yoktu, koşarak mutfağa girdi ve harıl harıl çıkış kapısını aramaya başladı.
Buldu da; koşar adımlarla çıkış levhasının asıldığı kapıya gitti ve kapı koluna bastırarak ittirdi.
*
Mystére ve Java içeri girdiklerinde önce odanın büyüklüğüne hayret ettiler, sonra çevredeki cam fanuslarda olanları görünce şaşkınlıkları daha da arttı: Her fanusta yoğun bir jel-su karışımı ve tam ortasında minik iplerle tutturulmuş ağzı açık tüpler vardı ve tüplerin içinde minik, kıpır kıpır pembe canlılar vardı. Bunlar, şekil olarak çeşitli canlıların cenin hallerini andırıyordu ve bu halleriyle dehşet vericiydiler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loch Ness'in Gizemi
FanfictionDünyaca ünlü İmkansızlıklar Dedektifi'nin İskoçya'da geçen bu macerasında gizem, gerilim ve macera; ne ararsanız bulacaksınız! Loch Ness Canavarı'nın sırrı ne? Mystere ve yardımcısı Java'yı bekleyen tehlikeler neler? Buyurun, Loch Ness'in Gizemi is...