İki Yabancı.

2.7K 126 48
                                    

Gözlerimi açtığımda bulanık bir şekilde görüyordum ve iki çift gözle göz göze gelince yerimde zıpladım. Ağzımdan aniden çıkan küfürlerle bilrikte yatakta hızla doğruldum.

"Ananı sikeyim!" Ferit kıkırdadı.

"Şş çok ayıp."

"Ya napıyorsun sen! Böyle mi uyandırılır!" Gözlerimi ovuşturdum ve derin bir of çektim.

"Ben izliyordum sadece uyandırmadım ki, sen uyandın uyanınca birden gördün yani geri çekilemedim karıcım." Duraksadım, Ferit beni izlediğini mi söylemişti?

"Sen beni mi izliyirsun?"

"Evet, izleyemez miyim?" Gözlerimi gözlerine diktim.

"Yoo, izlersin de neden?" Ferit yavaşça yüzüme yaklaştı ve sırıttı.

"Aşığımdır belki? Ya da ne kadar güzel olduğuna bakıyorumdur." Sessizce konuşması içimi kıpırdatmıştı, dudaklarının bana fazla yakın olması stres seviyemi arttırıyordu. Yutkundum ve gözlerimi dudaklarından çektim.

"Öyle mi?" Ferit gözlerini dudaklarıma indirdi.

"Hıhım." Dudaklarımı yaladım, onu öpmek istemiştim, kıvrımlı dolgun dudaklarını öpmek.

"Hıhım." Daha fazla dayanamadım ve ensesinden çekerek dudaklarımızın arasındaki mesafeyi kapattım, Feritin şekilli dudaklarını öperken içimde kıvılcımlar ateşe dönüşüyordu. Ferite karşı neler hissettiğimden emin değildim ama artık gerçekten nefret ve nötr kısmından fazlasıyla uzaktaydım. Ferit alt dudağımı dudakları arasına aldı ve elini belime yerleştirerek kendine bastırmaya başladı. Dakikalar süren yoğun ve duygulu öpüşmenin ardından nefes almak için ayrıldık. Soluk soluğa kalmıştık, Ferit alnını alnıma dayadı ve nefeslenmeye başladık. Sessizce fısıldadı.

"Seyran." bir şey söylemek ister gibiydi.

"Efendim." Aynı ses seviyesiyle cevap verdim.

"Ben..." Bur şey söylemek için dudaklarını aralamıştı ki sonra vazgeçti.
"Neyse." Üstelemedim, üstelemek istemedim çünkü şuan odaklanacak durumda değildim. Buna sonra da odaklanabilirdik. Ferit lafının devamını getirmedi ve beni tekrar öpmeye başladı. Dudaklarımız birbiriyle dans ederken biz hipnotize olmuş gibi birbirimizin dudaklarını keşfe çıkmıştık, zaman durmuş dünya dönmeyi bırakmış ve sadece biz bu anı yaşıyor gibi. O esnada Feritin telefonu çaldı. Ferit duymamış gibi beni öpmeye devam ederken omuzlarından tutup dudaklarımızı ayırdım.

"Açsana." Yanlışlıkla fısıldamıştım.

"Siktir et." Ferit umursmaadı ve dudaklarıma tekrar yapıştı. Telefon ısrarla çalmaya devam edince öpüşmeyi ikinci kez durdurup eşofmanının cebinden telefonunu çıkarttım. Gülgün anne arıyordu,

"Öff. Efendim anne?" Ferit uzattığım telefonu aldı ve açıp kulağına götürdü, elini belimden çekmeden çok yakınımda telefonla konuşuyordu, bende elimi boynundan çekmeden yüzünü inceliyordum. Hafif dağılmış siyah saçları, kalın kaşları, koyu kahve gözleri, upuzun kirpikleri, ona fazlasıyla yakışan burnu ve şekilli dolgun öpülesi dudaklarıyla çok yakışıklı ve çekiciydi. Konuştukça hareket eden boynu ve nefes aldıkça inip kalkan göğsüyle her detayını inceliyordum. Annesiyle bir şey konuşuyordu ve hoşuna gitmeyen bir şey olduğu ikide bir belimdeki elini farketmeden sıkmasıyla anlaşılıyordu. Ferit annesiyle hararetle bir şey konuşurken diyaloğa hiç odaklanamamıştım. Feritle biraz oynamaya karar verdim, yavaşça yanağına uzanıp 2 tane minik öpücük bıraktım, Ferit göz ucuyla bana baktı ve konuşmaya devam etti. Ben ise durmadım ve yanaklarından çenesiyle boynunun birleştiği yere indim, oradan boynuna indim ve öpücükler bırakmaya başladım. Feritin sesi çatallaşmaya ve sürekli boğazını temizlemeye başladı.

YALI ÇAPKINI/ Karanlık Yalı'nın Sırları +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin