YALI ÇAPKINI/ Karanlık Yalı'nın Sırları +18

Son Gün.

"Saçmalama Ferit, daha fazlasını kaldıramam. Ayrıca yaşandı ve bitti, dediğim gibi." Ferit çapkınca gülümsedi.

"Bunu iltifat olarak kabul ederim ancak." Göz devirdim, Ferit boğazını temizledi.
"Artık üstünü giyinsen mi? Tabi başka şeyler yapmak istemiyorsan." Güldü ve ben hala çıplak olduğumu hatırlayıp toparlandım. Yataktan kalkıp üzerime beyaz geceliğimi geçirdim. Ferit altına şort giyerken kapı çaldı. Ben yatağa doğru yürürken Ferit kapıyı açtı, gelen Sultan'dı. Ferit elinden yemeği alırken Feritin vücudunda gözlerini gezdirmesi ve beni süzmesi hoşuma gitmemişti. Çok umursamadım ve arkamı dönüp yatağa yaklaştım.

"Afiyet olsun Ferit bey."

"Sağol Sultan."

"Ah, Sultan şu çarşafları da değiştirebilir misin rica etsem?" Sultan gözlerime bir şeyleri anlamamış gibi baktı.

"Daha bu sabah değiştirdim ama Seyran hanım."

"Tamam ama değiştirmemiz lazım kirlendi." Gözünün içine baktım, Ferit kıkırdadı. Sultan bir şeyleri anlamış gibi göründü ve gözleri kocaman açık bir şekilde bir bana bir Ferite baktı.

"T-Tamam efendim." Yaklaştı ve çarşafı çıkarmaya başladı. Bende o esnada masaya Feritin yanına oturdum ve yemeğe başladım. Sultan çıkıyordu.

"Ben yenilerini birazdan getiririm Seyran hanım, afiyet olsun."

"Teşekkürler Sultancım." Sultan odadan çıktığında derin bir nefes aldım.
"Anca anladı, salak mıdır nedir?" Ferit ağzındakini çiğnerken gülümsedi.

"Sen iyi toparladın ha, az öncekinden eser kalmadı." Hafifçe omzuna vurdum.

"Salak."

"Hmm, Seyrocum peki sen şimdi hamile kalmazsan napıcaz?" Çapkın çapkın sırıtarak cilveyle sorduğu soruya kendimden emin bir şekilde cevap verdim.

"Onu o zaman düşünürüz Ferit." Ferit yüzünü buruşturdu ve göz devirdi.

"Aman iyi be, aaa." Tuhaf tuhaf bakıp yemeğe devam ettim.

***
Gece uyuduk ve sabahına çok dinç bir şekilde uyandım. Feritle aynı anda uyanmıştık.

"Günoş karıcım." Gözlerimi ovuştururken yüzümü buruşturdum.

"Günoş ne be, günaydın sana da." Yataktan doğruldum ve kalktım, o esnada telefonuma bildirim düştü. Feritin de ilgisini çekmiş olmalı ki hafifçe çaktırmadan yanaştı.
"Napıyorsun tam olarak?"

"H-Hiç." Göz devirip banyoya telefonla girdim. Mesajı açtım, mesaj... Merttendi.

"Seyran, ben seni çok özledim lütfen görüşelim. Yarım kalmayalım nolur, ben her şeye varım." Mesajı okuduktan sonra telefonu kapattım ve aynada kendime bakıp derin bir of çektim. Ne istediğimi bilmiyordum, ama Merti istemediğim aşikardı. Bunu düşünmek için kendime zaman ayıracaktım. Banyodan elimi yüzümü yıkayıp çıktım.

"Ee, kimmiş." Ferit hala yatakta telefonla debeleniyordu.

"Mert." Feritin tek kaşı çatıldı.

"Mert? Siz ayrılmamış mıydınız ya?"

"Evet. Tekrar görüşmek istiyormuş."

"Hm, sen ne dedin?"

"Daha cevap vermedim."

"Anladım." Ferit telefona geri döndü. Bende kıyafet bakmaya gittim.

*FERİTTEN*
Dün geceden sonra kafamda deli sorular dönüyordu, Seyrandan istediğim tek şeyin cinsellik olduğuna kendimi fazla inandırmıştım ve düşünceme göre dün Seyranla yattıktan sonra ona karşı olan hevesimin gitmesi gerekiyordu ama sorun şu ki, gitmedi. Hatta daha bile arttı! Heves de denemez buna aslında, benden başkasıyla olmasın, sürekli yan yana iç içe dip dibe olalım istiyorum, bencilim ve Seyranı da paylaşmak istemiyorum. Asla tanımlayamadığım bu yabancı duygu vucudumu ağır ağır ele geçiriyordu. Pelin bile 3 senede bana böyle hissettirememişti. Seyranda farklı bir şeyler vardı, farklı bir his veriyordu. Ben düşüncelere dalmışken. Seyran kıyafetlerini seçip giyinmeye başlamıştı ve ben farketmemiştim. Seyranı izledim belli etmeden. Pürüzsüz vücudu, bembeyaz teniyle çok ama çok güzeldi.
Yavaşça arkasını dòndüğünde onu izlediğimi farketti.