Aşk.

2.5K 120 33
                                    

Ferit söylediğim cümleyle birlikte gözlerime derince baktı ve benden ayrıldı.

"Seyran kendime gelmem için izin ver, iyi değilim."

"Özür dilerim." Ferit banyoya ilerledi o sırada içimi saran hırs ve intikam isteğiyle yanmaya başladım. Telefonumu çıkardım ve Merte yazmaya başladım.

"Saat 11 de *** deposunun orada ol. Gelmezsen ben getiririm." Mertin cevabını beklemeden şirketi aradım.

"Alo, Açelya bana en az 10 araba silahlı adam yolla, *** deposuna. Soru sorma Açelya dediğimi yap! Ha birde, ip de getirsinler." Üzerimi değiştirmeye başladım.

Güzelce koyu bir makyaj yapip Ferite, ufak bir işim olduğunu söylediğim mesajı attıktan sonra hiç bekleden evden çıktım, arabama binip şirketten istediğim şöforu bekledim ve onun gelmesiyle Açelyaya adamların deponun çevresine saklanması için komu...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güzelce koyu bir makyaj yapip Ferite, ufak bir işim olduğunu söylediğim mesajı attıktan sonra hiç bekleden evden çıktım, arabama binip şirketten istediğim şöforu bekledim ve onun gelmesiyle Açelyaya adamların deponun çevresine saklanması için komut verdim. Güneş gözlüklerimi de takarak yol boyunca içimde biriken öfkeyi açığa çıkardım, sonunda depoya ulaştiğımızda Mert arabasına dayanmış bir şekilde oturarak beni bekliyordu. Arabam durdu ve şoforum inip kapımı açtı, havalı ve sakin olmadiğim her yönden belli olan bir inişle arabadan inip topuklularımın yerden çıkardığı sesle bilrikte Mertin karşısına geçtim, Mert yaklaştı ve yaklaşmasıyla kaşlarımı çatıp gözlüklerimi çıkardım.

"Neden yaptın? Amacın ne lan senin?"

"Sadece seni seviyorum Seyran, başka bir amacım yok. O heriften boşanıp benimle evlen lütfen."

"Eeh, kes sesini be, ne boş boş zırvalıyorsun. Dün gece ne oldu bana doğruyu söyle!"

"Sabah ne gördüysen o Seyran. Hem kabul et sende istiyordun." Hafifçe sırıttığında suratına sert bir tokat attım ve yakasından sıkıca çekerek yüzüne yaklaştım.

"Bana bak, senin o ağzını yırtar, dilini eline veririm. Bana doğruyu söyle!" Mert susmaya devam ediyordu ve bir şey söylemiyordu, ne doğru ne yanlış. Daha fazla tahammül edemeyerek işaret ettim ve bütün adamlar yavaş yavaş depodan çıkmaya başladı, Mert verdiğim komutla bir şey anlamamış bir ifadeyle baksa da, adamlar çıkmaya başlayınca ağzı açık kalmıştı.
"Neyi unutma biliyor musun? Benim Kazım Şanlı kızı Seyran Şanlı Korhan olduğumu." Ikinci komutumla adamlar Mertin çevresini sarıp onu dövmeye başladılar, aradan bağırıyordum.

"DOĞRUYU SÖYLE!"

"ASLA!" Sinirlendikçe daha çok nevrim dönüyordu, Merti bir güzel sopaladıktan sonra bayıltıp sandalyeye bağladılar ve karşısına geçip oturdum, deponun içi soğuk ve genişti. 3. Komutumla üzerine buz gibi su dökülerek uyandırıldı. Hızlı hızlı nefes alıp ilk 5 saniye etrafı kavramaya çalışmıştı, sonrasında aklı yerine gelince bana olan bakışı tekrar değişti.

"Söylüyor musun yoksa söylettiriyor muyuz?"

"Söylemiyorum." Sinirle bağırdım.

"Vurun!" Merte tokat atıldı.

YALI ÇAPKINI/ Karanlık Yalı'nın Sırları +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin