chapter six: party in the u.s.a.

2.2K 327 231
                                    

medya; 4 minutes - madonna, justin timberlake, timbaland

kızlar malum soru. #teamminnesota mı #teamduluth mu????

bu arada kontrol etmeye zamanım yoktu bu yüzden yazım yanlışı fakan varsa çok özğr diliyorum 😭😭🩷

The Overdrive

Taehyung

Bana sadece 1 hafta önce Jungkook Jeon'u öpeceğimi söyleseydiniz muhtemelen size kahkaha atar ya da suratınıza bir yumruk geçirirdim.

Fakat bu olmuştu. Jungkook Jeon'u öpmüştüm ve siktir bunu isteyerek yapmış, karşılık da almıştım.

Pekâlâ, kesinlikle karşılık almayı beklemiyordum. Belki bir yumruk, taşaklarıma bir tekme ya da ne bileyim beni itip dalga geçmesi asıl beklediğim sonuçtu. Lanet dudaklarını oynatıp başımı daha da döndürmesi değil.

Maçın üstünden 3 gün geçmişti ve bu 3 gün boyunca ne karşılaşmış ne de konuşmuştuk. Onu birazdan partide göreceğimde ne demem gerektiğini bile bilmiyordum.

Wayne'in arabasında arkada otururken camdan dışarı baktım. Duluth takımının evine gelmiştik.

"Arabayı durdurmasak ve eve geri dönsek?" Sang ön koltuktan konuştuğunda bakışlarımı takımıma çevirdim.

Öpüşme olayını bir kenara alırsak şu anda düşünmem gereken başka bir olay daha vardı.

Hepimiz sikik bir mini etek giyiyorduk ve birazdan insanların içine de böyle çıkacaktık.

Dün akşam takım evine gelen Duluth tarafından bir kargo gönderilmişti ve içinde tüm takıma yetecek kadar renkli etekler görmek sadece sinir bozucu olmuştu.

"Korkak ve oyunbozan olduğumuzu söylemelerini istersen bunu yapabiliriz." dedim.

"Hangisi daha kötü karar veremiyorum..."

Ardından Wayne arabayı park etti ve sırıtarak bize döndü. "Bana kalırsa gençler, bu eteklerle felaket seksi olduk!" Gülerek göz devirdim. "Üstelik ne kadar rahatsız olduğunuzu belli ederseniz sizinle o kadar dalga geçerler. Sadece o sıkı kalçalarınızı sallayın beyler!"

Hepimiz Wayne'e başımızı salladık ve derin bir nefes alıp arabadan indim.

İnmemleyse tüm bakışların bize dönmesi bir oldu.

Saçımı geriye doğru taradım ve Wayne'im dediği gibi sanki umrumda değilmiş gibi davranmaya çalıştım; fakat bu zordu. Özellikle bacaklarıma esen hava unutmamı bayağı bir zorlaştırıyordu.

Evin içerisine doğru yürümeye başladığımızda insanların kıkır kıkır fısıldaşmalarını duyabiliyordum. Hatta bazıları fotoğraflarımızı çekiyordu ki muhtemelen sabaha herkesin telefonunda bu fotoğraflarımız dolaşacaktı.

Açık kapıdan içeri girip koridordan geçtim ve büyük oturma odasına vardım.

Ve tam karşımda onu gördüm.

Yüzünde meşhur büyük sırıtması vardı ve beni süzerken eğleniyor gibi duruyordu.

Öpüştüğümüz gerçeğini unutmuş muydu? Nasıl hala eskisi gibi davranabiliyordu?

The OverdriveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin